Tecrübeler yaşandıktan hemen sonra kaydedilse bile, üzerinden uzun zaman geçtikten sonra da insana sanki her şey o an gözlerinizin önünde yaşanıyormuş gibi gelir, öylesine dipdiri ve dramatik.
Yasar Kemal'in sözleriyle "bu bir yörük obasinin gercekci romanidir. Obanin yok olusunun hikayesi, belki de agitidir. Bu tükenen yörük obasi, koca osmanliyi, selcukluyu, daha nice devletleri kurmustu."
Cumhuriyet döneminde çıkarılan iskan yasasiyla Çukurova'ya kışlak, Aladagi yaylak belleyen Türkmen göçmenlerin, gõcecek konacak bir karış toprak bulamamalarinin dramatik hikayesidir. Her gelen toprak parası ister, toprağa herkes sahip çıkar. Bir türlü rahat yüzü görmez Türkmenler.
"Bu sulara biz ad verdik, bu daglara, bu yerlere... Çukurova'nın her taşı, toprağı,kayası bir Yörük ovasının adını taşır. Su Çukurova bizim degil miydi? Nerden sahip oldular, ne için, nasilsahip oldular kislaklarimiza ne zaman nereden geldiler, kimden istediler,kimden aldılar, ne kadar para döktüler, ne kadar koyun verdiler de sahip çıktılar kişlaklarimiza? Biz cukurovada var iken bunlar nerdeydiler? "
Boğazım düğüm düğüm okudum. İnsanları ve kültürleri tanıma konusunda birkac adım daha ilerledigimi hissediyorum.
başlangıcında şöyle bir şiir olan roman;
ağlar bu mezarlıkta yörükler her gece
bıkıp iri yıldızları davar sanmaktan
düşünür eski günleri... iskandan önce
geride kalmanın hüznü yamanmış yaman.
melih cevdet anday
türk kimliği ve şuuru; tarih kitabı okutarak, tarihi piyes seyrederek, tarihi film çekerek veya şiirle, müzikle oluşmuş değildir. doğrudan doğruya kan, ateş ve kavga ile oluşmuş. bu nedenle türk kimliğine sahip olan adam xenophobie (yabancı düşmanı) olmuştur. ister kabul edin ister etmeyin ama bu böyledir. xenophobie böyle dramatik bir tarihin sonucudur. halk nezdinde bunun düzelmesi çok zaman alabilir, dahası bunun aksine durumlar tezahür ettiği taktirde bu duygu devam edecektir