Gözlerinin önüne düşen saçları, eliyle geri atarak sordu Zeynep:
"Onu hâlâ seviyor muydunuz?"
Ne kadar da kolay soruyordu. Onu seviyor muymuşum? Sevmek mi? Ona tapıyordum. O gönlümün kederi, sevinci, ruhumun gıdasıydı. Hayatımın anlamı, soluk alma nedeniydi. O benim delice tutkum, hiçbir zaman iyileşmeyecek yaramdı. Tatlı tatlı sızlayan, yeryüzünün en güzel yarası...
Sayfa 519 - Everest