Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular? Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor... Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi? Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Reklam
"Uyanışta nesnelerin özüne, gerçeğe biraz daha yaklaşılmıyor, kendi ben'inin o andaki durum karşısında takındığı tavır kavranılıyor, gerçekleştiriliyor ve yaşanıyordu. Yasalar ele geçirilmiyor, kararlara varılıyor, dünyanın değil, kendi kişiliğinin orta noktasına ulaşılıyordu. Dolayısıyla bu sırada yaşananlar başkalarına pek aktarılamıyor, söze ve dile gelmekten kendilerini tuhaf bir şekilde kaçırıyorlardı. Yaşamın bu alanından yapılacak bildirimler dilin amaçları arasında yer almıyordu adeta. Bu konuda istisna olarak sizi birazcık anlayacak kişi sizinkine benzer durumda biri oluyordu, sizinle ortak duyguları paylaşan ya da sizinkine benzer bir uyanışı yaşayan biri."
"İslam, dünyanın direğidir. Onun için müslüman dünyanın sâlâhı ve uyanışı kargaşalığı ve felâhı ise kainatın kargaşalığı ve fesâdıdır. Yeterki evvela İslam Alemi yattığı gaflet döşeğinden fırlayıp kalksın,ondan sonra da imdat bekleyen dünyaya el uzatsın."
Kültürün dünyası ne kadar güzel. Bana bir gelecek veremediği için, bir geçmiş sunuyor: İşlerin ve düşlerin, kültürlerin ve dinlerin tarihini ve bütün bunları çarpıtarak, imparatorlukların ve onların savaşlarının tarihini... Bugün uzaktan baktığımızda, o savaşlarda dökülen kan gerçekliğini lağvedinceye kadar buharlaşıyor. Tarih artık cinayetlerin tarihi olmaktan çıkıyor: Kızılderililerin soykırımı, "Amerika'nın keşfi" adını alıyor; zenci ve köle ticareti, "Yeni Dünya"nın uyanışı içinde basit bir olaydan ibaret kalıyor; afyon savaşları ve Hintli askerlerin yok edilmesi ise, "beyaz adamın ağır yükü"dür.
Sayfa 33
Dehanın uyanışı, ilham saati, vecid yahut yücelme anı denen şey aklın bir an için iradeye hizmetinden kurtulup, atalete yahut hissizliğe dalmasıyla değil, bilakis kısa bir süre için bütünüyle yalnız ve kendi isteğiyle etkin hale gelmesiyle özgürleşmesinden başka bir şey değildir. Akıl o zaman en yüce saflığına ulaşır ve dünyanın saf aynası haline gelir; çünkü kökeninden, yani iradeden bütünüyle ayrılmış olduğundan o şimdi kendisini tek bilinçte yoğunlaştırmış tasarım olarak dünyadır. İşte ölümsüz eserlerin ruhu, deyiş yerinde ise, bu tür anlarda doğmuştur.
Reklam
En büyük ve en belirleyici silah bilgisizliktir. Bu çok güzel, dedi Sigisberto, dogum günü yemeginde, hicbir şey bilmemeleri, okuma yazmayi hatta düşünmeyi bile, dünyanın değiştirilebileceğinden haberleri olmamaları ve oldugu gibi kabul etmeleri, cennetin ve daha iyi bir yaşamın sadece öldükten sonra başlayabilecegini düsünmeleri, bunu Rahip Agamedes çok daha güzel acıklayabilir aslında, bu bir haysiyet ve para kazanma işi, benim onlardan daha çok kazandıgımı bilmelerine ne gerek var, arazi benim, vergi ve diger harcamaların ödeme günü geldiginde borç para isteyecegim kişiler onlar olmayacak, bu hep böyle oldu, böyle olmaya da devam edecek, ben onlara para ve iş vermeseydim kim verecekti, ben ve onlar bir bütünüz, ben topragım, onlar işçiler ve benim için iyi olan onlar için de iyi olacak, Tanrı bunun böyle olmasını istedi ki, bunu da yine Rahip Agamedes, kafalari zaten karışık olanların kafasını daha da karıştırmamak için basit bir şekilde daha güzel açıklayabilir, eger rahibin açıklaması yeterli gelmezse, kraliyet taburu köylerin etrafında atlarıyla bir gövde gösterisi yapar, bakın o zaman nasıl da kolay anlarlar.
Sayfa 73 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Kopernik, Aristarkhos’un ondan on yedi yüzyıl önce yaptığı gibi, Güneş’in merkezde hareketsiz durduğu ve gezegenlerin onun etrafında dairesel yörüngeler üzerinde döndüğü bir Dünya tanımladı. Bu düşünce yeni olmamasına rağmen yeniden uyanışı şiddetli bir direnişle karşılandı. Kopernik sistemi, gezegenlerin Dünya’nın etrafında döndüğünü söylediği düşünülen Kitabı Mukaddes’e karşı olarak görüldü; kaldı ki bu görüş Kitabı Mukaddes’te asla açık olarak yer almaz. Aslında, Kitabı Mukaddesin yazıldığı zamanlarda insanlar Dünya’nın düz olduğuna inanıyorlardı. Kopernik sistemi Dünya’nın dönüp dönmediği konusunda hiddetli bir tartışmaya neden oldu ve bu tartışma, onun görüşünü savunduğu ve “Bir düşünce Kutsal Kitap’a aykırı olarak tanımlanmış olsa bile, bir olasılık olarak savunulabilir” dediği için Galilei’nin 1633’te sapkınlıktan yargılanmasıyla doruğa ulaştı. Suçlu bulundu, hayatı boyunca ev hapsine mahkûm edildi ve sözlerini geri almaya zorlandı. Onun “Eppur si muove” (Yine de dönüyor) diye mırıldandığı söylenir. 1992’de Roma Katolik Kilisesi Galilei’yi lanetlemenin yanlış olduğunu nihayet kabul etti.
İslâm dünyânın direğidir. Onun için müslüman dünyâsının salâhı ve uyanışı, kâinatın salâhı ve uyanışı; kargaşalığı ve fesâdı ise kâinatın kargaşalığı ve fesâdıdır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.