Bir çocuğun diğer bir çocuktan medet umması, diğerinin buna sevgiyle karşılık vererek dolabın içine saklamak gibi masumane bir çözüm bulması ne etkileyici bir şey!
Dünyayı çocuklar yönetsin" dediler.
Çocuklara tecavüz ettiler.
"Kadınlar bir çiçektir" dediler.
Çiçeği kökünden çürüttüler.
"Hayvanlar en iyi dostlarımızdır" dediler.
Bir gün zehirleyip diğer gün öldürdüler.
BENCE ARTIK HİÇBİR ŞEY DEMESİNLER,
çünkü onlar dedikçe bizim içimizdeki inancı yok ettiler.
Dünyayı ille de tüccarlar yönetecekse, ben diyorum ki, silah firmaları değil, Ali Baybörü gibi oyuncak yapımcıları yönetsin. O zaman, öldürülen Iraklı çocuklar da aramızda olurlardı.
“Bu fabrikanın başına geçmek için ne istersem vermeye hazır binlerce uyanık var ama ben öyle birini istemiyorum. Hele yetişkin birini hiç istemiyorum. Yetişkin biri beni dinlemez, yeni bir şey öğrenemez. Kendi bildiğini okur, bana kulak asmaz. O yüzden, fabrikamı bir çocuğa vermeliyim. Yüreği temiz, anlayışlı, sevgi dolu bir çocuğa en nefis çikolatalarımın en gizli sırlarını verebilmeliyim ki gözüm arkada kalmasın.”
"...onların akıllarını başına getirmek sekiz yaşında bir çocuğa düştü öyle değil mi?" dedi Atticus. "Bu bize bir şey gösteriyor... Vahşi hayvanlardan oluşan bir çeteyi yine de engelleyebilirsiniz, en basitinden insan oldukları için.Hımm, belki de çocuklardan oluşan bir polis gücüne ihtiyaç var"
"Bir çocuğun bir çocuktan yardım isteyişini, diğerinin insan sevgisine açılmış olan o küçücük, o saf kalbiyle tek kurtuluş çaresi olarak söylediği, 'Ben seni dolaba saklarım.' yolundaki masum vaadini işitmek ne dokunaklı şeydir..!"
“Bu çocukların ne ten renkleri ne dil ne de kültürel farklılıkları umurlarında,... Onlar sadece çocuk ve birlikte eğleniyorlar. Evet, kim bilir, belki günün birinde bu dünyayı daha iyi bir yere gerçekten dönüştürebilirler.”
- “Baban neyin doğru olduğunu biliyor,” dedi, “ona güvenmelisin.”
- “Ama güvendiğimden tam emin değilim,” dedi Bruno. “Bence korkunç bir hata yaptı.”
- “O zaman hepimizin kabullenmesi gereken bir hata bu.”
- “Ben hata yaptığımda cezalandırılıyorum.” diye ısrar etti Bruno. Çocuklar için geçerli olan kuralların, kuralları koyan onlar olduğu halde, büyüklere uygulanmadığı gerçeği onu fena sinirlendirmişti.
" Biz yetişkinler kendi yaşamlarımızla, kendi işlerimizde çocuğun oyun oynarken takındığı ciddiyeti, özeni ve orada olma halini takınabilsek
Dünya kim bilir nasıl bambaşka bir yer olurdu.