‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası...
Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim.
Öyle roman
Kitap başlarının biraz yavaş hatta karışık olduğu ama tüm o karışıklığın aslında devamında gelecek o mükemmel ötesi kurgu ve yazımın hazırlıkları olduğunu okudukça anlıyoruz.
Bir yazar bu şekilde duyguları yaşatacak romanı nasıl yazabilir diye düşünmeden edemiyorum gerçekten, okuyun gerçekten pişman olmayacaksınız ama bu zamana kadar neden okumadım diye pişman olmanız da garantidir.
Kar KurduGlenn Meade · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017962 okunma
Kesinlikle Baldacci' nin en iyi romanı ve ilk romanı. Baştan sona gerilimin, heyecanın HİÇ azalmadığı, okuru sürekli merak altında tutan müthiş kurgusu ile okunulası beğenilesi bir yapıt. Clint Eastwood' un başrolünde oynadığı çok da güzel olmayan filmi de mevcut. Ülkemizde bu tarz bir roman yazılsa yazarın başına neler gelirdi diye düşünmeden edemiyorum.
Mutlak GüçDavid Baldacci · Altın Kitaplar · 199731 okunma
Eveeettt, Türk kitapseverlerin dünyasında büyük bir etki yarattığına inandığım üçlemenin son romanı da çıktı, okuduk, bitirdik. Hakkında ne düşünüyorum? Çok şey var sevdiklerimle ve kitap tutkunu yakınlarımla paylaştığım. Her şeyden önce kimliğine dair arzu ettiğim oranda detaya erişemediğim yazarın cesareti, üzerinde en çok konuştuğum mevzuydu
Bazen lennie gibi olmak en güzeli diyebiliyorum . Hasta olmadan bazı şeyleri unutmak ,yaşadıklarını hatırlamamak .Masumiyetin altındaki tehlikelerin farkına varmamak aslında bazen rahatlatıcı da olabilir diye düşünmeden edemiyorum.Ben kitabı çok beğendim .Karakterlerin özellikleri,olayın akışı en güzeli de sonuna kadar devam eden arkadaşlığın ve masumiyetin bende bıraktığı duygu oldu.Sonu benim için sürpriz ,tahminimden çok uzaktı.
dewreş ezidi bir Kürt, Adule ise müslüman bir Kürt aralarındaki bu din farkı aşkları önündeki en büyük engeldir tabi her aşk hikayesi gibi bütün fedakarlıklara rağmen kavuşamazlar. İmkansız olduklarını bildikleri halde aşkları için fedakarlıklardan kaçınmayan aşk hikayelerini okudukça günümüzde korkuların, kaygıların aşkın önüne geçtiğini görünce aşkın aslında bir hikayeden ibaret olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Romantik romanlardan "tarihi" diye adlandırılan Birleşik Krallığı oluşturan ülkelerin 19.yüzyıl sonları ile 20.yüzyıl başlarındaki dönemlerinde geçen aşk romanları her daim beni cezbetmiştir. Bunun temelinde yatan ise gelişme çağımda tanıştığım Barbara Cartland'ın hayatımdaki unutulmaz etkisi diye düşünüyorum ve bu tarzdaki bir romanı beğenmeme etki eden en önemli kriterin de Cartland'ın romanlarından aldığım tadı o romanda ne oranda yakaladığım olduğuna inanıyorum. Ve evet bu roman o tada yakın bir keyif verdi. Yakın diyorum çünkü; erkek karakterimiz olan Lord Daniel Winstead biraz daha güçlü bir kimlikle tasvir edilebilirdi diye düşünmeden edemiyorum. Bayan karakterimiz Anne Wynther'ın güzelliği de biraz daha fazla noktada daha etkili vurgulanabilirdi. Nihayetinde romanın özünde gerek unvanı gerekse yakışıklılığı ile oldukça cazip bir bekar olan soylu Daniel'ın kendisine asla denk olmayan mürebbiyeye aşık olması vardı. Sanırım bu tarz romanların sayısı okuma listemde kabardıkça iyice kılı kırk yarmaya başladım. Genel olarak baktığımızda keyifle okunacak bir aşk romanıydı. Gerilimsiz, telaşsız nadir de olsa gülümseten satırlara da sahip bir roman. Bu tarz bir şeyler arıyorsanız tavsiye ediyorum.
"Gelin" serisinin ilk kitabı olan "Beyaz Düşler" düğün organizasyon şirketi kuran ve hepsinin ayrı yeteneği olan 4 çocukluk arkadaşından, fotoğraf çekimi yapan Mac ve Üniversite Profesörü Carter aşkını anlatıyor. Fikir güzel, hikaye daha ilginç ve renkli anlatılabilirdi diye düşünüyorum.
Nora Roberts kitaplarını sorgusuz aldığım ve beğendim bir yazar. Çoğu zaman hayal kırıklığına uğratmaz beni. Bazı kitaplarında, bu kitabında da olduğu gibi acaba bir başkasına yazdırıp kendi imzasını mı atıyor diye düşünmeden edemiyorum. Sanki kitapları iki gruba ayrılıyor. 'Beyaz Düşler' kendi kalemini ve kurgu tarzını yansıtmayan sadece birazcık bulaştığı bir kitap olmuş. Serinin 2. kitabı da elimde, okuyalım bakalım o nasıl?
Beyaz DüşlerNora Roberts (J.D. Robb) · Epsilon Yayınları · 2011248 okunma
Kitabın yazılma nedeninin temelinde basit ama bir o kadar da açıklaması güç bir soru yatıyor.Yeni Gineli bir yerlinin, kitabın yazarı Jared Diamond’a ‘’ Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine’ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?’’ sorusunu yöneltmesiyle Jared Diamond’un kafasında bir ışık
"Adın ne?" diye soruyorum. Marcus olduğunu öğreniyorum. Yeraltındaki ilk ölü arkadaşım Kostantiniyye Marcus. Şu anda bana, "Ölüm çok iyi bir şeydir!" diyen Marcus. Nedenini soruncada, "Çünkü korkudan kurtulursun." diyen Marcus. "Çünkü ölü, ölümden korkmaz."
"Ya aşktan?"
"İşte onu bilemiyorum; hiçbir duygu yok ama bazen babamın hala imparatoriçeye aşık dolğunuğu düşünmeden edemiyorum. Çünkü ona söz söyletmiyor."