Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşadığı şu kısa ömründe insanların ne kadar da acımasız olduklarını, sözde kibar olduğu düşünülen eğitimli ve sosyetik kişilerin içlerinde sonsuz kötülükler barındırdığını görerek ürperir, yüzünü elleriyle kapatırdı. Tanrım! En kötüsü de, insanların dürüst ve asil olarak değerlendirdikleri kişiler yapıyordu tüm bunları...
Sayfa 86 - İndigoKitabı okudu
Gerçek Yarın
"Yarın" diye düşünülen gelecek artık öte dünya kaygısı olmaktan çıkmış bulunuyor.
Sayfa 21 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ghibli’nin masumiyeti Doğayla bağlantılı olan Shinto değerinin yitirildiği-ni söyleyenler var. Bu kaybın en sert eleştirmenlerinden biri, ikigaisi ile tanımlanan bir başka sanatçıdır: Studio Ghibli’nin prodüktörlüğündeki animasyon filmleri yönetmeni Hayao Miyazaki. Neredeyse bütün filmlerinde insan, teknoloji, hayal dünyası ve doğa bir çatışma
Bedelsiz alındığı düşünülen şeylerin bedeli daha ağırdır.
~ ❝ Matematikte yaşanan çoğu büyük buluş, başa çıkılamayacağı dü­şünülen konularla, matematikçilerin hakim olduğu konular arasındaki ilişkiyi görerek ortaya çıkmıştır. ❞ ~
Sayfa 160 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BASIM / MART 2002Kitabı okudu
Can sıkıntısına yol açan etkenlerden birisi, şimdinin amaçsızlığı ya da çaresizliği nedeniyle atıl bir durumdayken, kaçınılmaz olarak düşünülen güzel anılarla bu durum arasındaki aykırılıktır.
Reklam
“ Bazen zekice olduğu düşünülen şey , aptallığın gelişmiş formudur. “
Kendimde bir tuhaflık algılar gibi oldum ama üzerinde durmadım. Dursam, Allah korusun bir dursam, dünyada duracak başka ne bir yol ne bir durak ne bir şey bulurdum. O yüzden kendi üzerimde pek durmadım. Kendi üzerinde duran bu ağırlıkla kendi üzerine yıkılandan başkası olamaz. Kendine yıkılan da böylelikle başkasına yıkılamaz. Biraz marazi, biraz
Şöyle der bu insanlar: "Ne yaptıkları umurumda değil, ne yapacaklarsa kendi evlerinde yapsınlar yeter!” Ya da: "Yatak odanda yaptığın şeyler seni il­gilendirir.” Bu da az çok şu anlama gelir: “Queer şeyler yapmadığın sürece, cinselliğini uluorta ortaya koymadığın sürece, kim olduğun umurumda de­ğil.” Bir başka deyişle, onlarla eşit ölçüde aynı olduğunuzu varsayabildikleri sürece bu heteroseksüeller hallerinden memnundur. Özel ile kamusal arasın­daki ayrılığa dayanan ve ikisinin bütünleşmesini reddeden “dolap” (closet)* kavramını mümkün kılan şey, insanın ne olduğu ile ne yaptığı arasındaki bu bölünmedir. Dahası, tam da açılma olasılığını da açıklar bu kavram - diğer pek çok baskı türü açısından konuşacak olursak, bunun hayli gülünç bir kav­ram olduğu ortadadır. Eşcinsellerin, diğer baskı gören grupların son derece nadiren ulaşabilecekleri bir rahatlıkla heteroseksüel "sayılması’nı mümkün kılan şey de budur. Homofobi belirli bir gruba ait olduğu düşünülen nitelik­lere değil, bir grubun üyelerinin faaliyetlerine dayanan bir baskıdır. İşte bu durum kültürel reaksiyon kuvvetlerinin, baskı türleri arasında en çok da homofobi örneğinde, bir bedeni (cinsel olarak) ne(ler) yapabileceğin­den ayırmaya niçin bu kararlı olduklarını gösterir.
YKY
"Hayat bu işte; hiç bitmeyecekmiş gibi düşünülen, yaşanan yoğun duygular, bir süre sonra insafsız zamanın gadrine uğrayarak sadece birer anı, giderek soluklaşan, silikleşen birer deneyim olarak kalıyor."
Sayfa 162 - "Gitmek, gitmek, her zaman gitmek.."Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.