Marcel Proust okumaya çok çekiniyorum...
Kayıp Zamanın İzinde serisi beni çok zorlayacakmış gibi geliyor, bir türlü başlayamıyorum...
Marcel Proust okursam hiçbir şey anlamayacağımı düşünüyorum...
gibi cümlelere nokta koymanın vakti geldi artık!
Eğer bu tür sorular aklınızı kurcalıyor ve bir türlü Proust okumaya başlayamıyorsanız bu yazı tam size
“Korku insanoğlunun yüreğine işlemiştir, bunu bilmez. İnsanoğlu salt korkudur, bunu bilmez. Bilmez de kendine yediremez korkuyu… “
Yazarların doğdukları, büyüdükleri coğrafyayı bütün çıplaklığıyla anlatmaları her zaman ilgimi çekmiştir çünkü o hikayelerde yanlış veya eksik şeylere rastlamazsınız, ne ütopiktir ne gerçekten uzaktır ne de
Dünya edebiyatının usta kalemlerinden Virgina Woolf, yalnızca roman ve öyküleriyle değil, aynı zamanda edebiyat ve yazı üzerine düşünceleri, eleştiri yazıları ve değerlendirme notlarıyla da okurlarına yüksek edebiyat zevki sunuyor!
Sadece Kidega'da:
kidega.com/kitap/yazinsal-...
Nilgün Marmara'nın bu eserine inceleme yazmaya gerek var mı bilmiyorum... Ama inceleme yazmayınca kendimi o eser hakkında kötü hissediyorum. Hiç elime değmemiş yüreğime dokunmamış gibi. Lakin Marmara'nın bu eseri derleme olmasına rağmen - kağıtlar yani öyle normal aklına gelenin o anki yazıldığı- birçok şairin ve yazarım diyenlerin
NOT : Bu kitapta Şükrücüğümün baş döndüren şiirleri ve bir o kadar değerli yazıları yoktur. Yani var da yok :)
NOT : Şükrü Erbaş'ın kitaplarının çoğunu okuduktan sonra okumanızı öneririm. Yani bu kitapla başlamamanız yararınıza.
Var da yok dedim çünkü cevapları çok değerli fakat daha önce okumuş olduğum birçok düz yazıyı bu kitapta görebilirim umudu vardı. Ama yoktu... Söyleşilerinin bulunduğunu kargodan sipariş ettikten sonra gördüm, söyleşi olarak güzel miydi? Bence evet. Tavsiye eder miyim? Onca Şükrü Erbaş'a ait kitap varken belki de en sonu bu olmalı diye düşünüyorum.
Sorulan sorular tekrar niteliğinde olduğu için biraz sıkıcı buldum. Almış olduğu ödüller, kitaptaki şiirlerinden bazıları, edebiyat üzerine vs gibi bir sürü soru içeriği vardı. Şükrü Erbaş'ın vermiş olduğu cevaplar samimi ve hoştu. Özellikle kişiliğini abartmayan mütevazi cevapları var. Ve kitaplarını okuyanları, gönül dostu gibi gören cümleleri harika. Eleştiri alan şiirleri hakkında sorulan sorulara güzel cevaplar vermiş, genel anlamda her soruya da harika alıntılarla karşılık vermiştir.
Yalnız üzüldüğüm bir şey var... Neden Ömür hanımla güz konuşmaları hakkında bir soru yok? Bence olmalıydı.
Genel anlamda verilen cevapları beğendim. Keyifli okumalar dilerim.
Eşik BurcuŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016340 okunma
Kitaplara bu kadar maşukken, kitaplara hasret kalmak. Sadece kitaplarıyla değil, bence hayatıyla da devasa dersler veren yazar Cemil Meriç. Ben felsefe ya da sosyoloji pencerelerinden bakmadım bu kitaba, ideolojik gözlüklerle de okumadım. Edebi olarak seyran etmeye çalıştım Meriç’in dünyasını. Ve kaç gündür hayal etmeye çalışıyorum
İlk kez 1939 yılında yazmaya başladığı ve 1942 senesinde yayınlanan robot hikayeleriyle Asimov neden bilim kurgunun Üç Babasından birisi olduğunu bu çok kaliteli eseriyle kanıtlıyor. O zamanlar robotlarla ilgili hikayeler yok muymuş peki? Elbette varmış ama neredeyse hepsi distopik ve insanı korkutan türden şeylermiş. İşte bizim Rus Asıllı
Ayrılık; araya giren mesafeler değil, uzaklık değil... Ayrılık nedir biliyor musun?
"Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık." diyor Şükrü Erbaş...
İnsan birbirine bu kadar zarar veriyorken, can