Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
🫚 akşam namazı saatinde çocukların evde bulunmaları gerekir O saatte çocukların dışarıda bulunması doğru değildir
Güzel hikaye güzel mesaj
Sofraya kuruldular ki mükellef bir sofra idi. Tam yüzkırk- dört niyetli mürid oturmuş akşam ezanının okunmasını bek­liyordu. Şeyh efendi bismillah dedi uzattı elini hurmaya ki he­nüz vakit tamam değildi. İhvan şöyle bir deprendi yerinde amma edep ya hu. Kimin haddine söylemek. Hurmanın üstüne bir de su içti ki kana kana. Müridler yutkundular kıpırdandılar amma ve lâkin mırıldanmadılar bile. Haydin bismillah dedi Şeyh efen­di yemeği işaret etti. İhvan besmele çekip davrandılar. Hur­madan. Sudan. Ekmekten. Zeytinden. Karınlarını doyurmaya başladılar. Derken akşam ezanı okundu. Bilir miydiniz akşamın girmediğini dedi Şeyh. Bilirdik dediler. Neye bozdunuz mü­barek orucunuzu o vakit dedi Şeyh. Sükût eylediler. Şeyh bir daha sordu: Neye bozdunuz o vakit mübarek orucunuzu? Elli yaşında ve dahi otuzbeş senelik bir mürid soluğunu aldı içine, sen bozdun diye bozduk dedi. Öbürleri kafalarını salladılar. Şeyh efendi dedi ki ben kast-ı mahsusla ve de taammüden ve de bir hikmete binaen orucumu bozdum ve dahi altmışbir gün kefa­retim vardır. Sizinse tecdid-i iman eylemeniz gerekir zira masiyette itaat olmaz ve de şeriatsız tarikat olmaz.
Reklam
Haris el-Muhasibi (ks) der ki :
Gayretini,başkasının ayıplarını aramak için değil,kendi nefsini ıslah etmek için harca.
Peygamber Efendimiz (sav) "Kendi kusurları ile meşgul olup insanların ayıbını görmeye fırsat bulamayan kimseye müjdeler olsun" buyurmuştur.
Ey yüzünde nur kalmamış kişi! Kalbini temiz tut.Bulanık,kararmış ayna iyi göstermez. Yarın,azaba müstahak olmamanın yolunu ara.Başkalarının ayıplarını arama. Başkalarının ayıbını araştırmakla meşgul olan,kendi ayıplarını göremez. Bende de aynı kabahat varken, kabahatinden dolayı bir başkasını nasıl cezalandırırım? Kendi kusurlarını tevil için bin dereden su getirirken,başkalarına karşı müsamahasız davranman yakışmaz. Bir fenalık hoşuna gitmiyorsa ondan, önce kendin uzak dur. Sonra komşuna "Yapma!" de. Ben ister Hakk'a tapayım ister tapıyor görüneyim. Sen zâhirime bak...İçyüzümü Allah'a bırak! Zâhirim dine uygun ise artık eğrime doğruma karışma.İyi veya kötü, kalbimde olanı Cenâb-ı Hak senden daha iyi bilir. Kim sevabının karşılığını senden bekliyorsa git onun günahına ceza kes... Madem kârımın da zararımın da hamalı benim,iyi olmuşum kötü olmuşum sana ne!... Oğlum! Cenâb-ı Allah bir sevabı on yazar.Sen de kimde bir hüner görürsen onun on ayıbından geç. Kimsenin bir ayıbını diline dolayıp da dünya kadar faziletini hiçe sayma... Sa'di'nin kara kalpli düşmanları gibi olma ki onlar,yüzlerce güzel nükteye kulak vermez de ufacık bir kusur görünce feryadı basarlar.Çünkü kıskanırlar...Kıskançlıkları onların iyilikleri gören gözünü kör etmiştir.
Şeyh Sa'di-i Şîrâzî,BostanKitabı okudu
Şeyh Sa'di-i Şîrâzî [ks] anlatıyor :
Çok genç,akıllı ve irfan sahibi bir vaiz vardı.Güzel siması sanki içinin aynası idi.Her yerde ahlâkının temizliği, dürüstlüğü, zühdü ve takvâsı ile anılırdı.Gayet güzel vaaz verirdi. Ne var ki lugat ve lisan bilgisi son derece kuvvetli olmasına rağmen bazı harfleri doğru telaffuz edemiyordu.Dili peltekti. Tanıdığım ârif bir zata, "Bu vaizin galiba ön dişleri yok" dedim. O zat hiddetlenerek, "Bir daha böyle laf etme.Sen onun yüzüne bakıp yalnız ayıbını gördün. Ondaki bunca hüner,mârifet ve fazilete karşı akıl gözün kör mü oldu?" dedi. Ey akıl sahibi! Gül dikenle beraber bulunur.Senin dikenle ne işin var? Gülü demet yap...Eğer tabiatında daima ve yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin.
Reklam
"Kendisinde gördüğün bir ayıptan dolayı,müslüman kardeşini kötüleme.Olur ki aynı hataya sen de düşersin ve ondan da kötü olursun.O halde,onda bir kusur bulunduğunu gördüğün zaman, onun için Allah Teâlâ'ya dua et ve Allah'tan ona rahmet etmesini iste.Onda bulunan kusurun sende de bulunmasından kork.Onda olan musibetin,sana gelmemesi sebebiyle de Cenâb-ı Hakk'a şükret."
Ebû Cafer b.Sinan [ks]Kitabı okudu
Velilerden Hâtem-i Esam [ks] der ki: "Devrimizde büyük zatların ahlâkından şu üç şey çok azaldı: 1. Kardeşlerin ahlâkına saygı göstermek. 2. Kusurlarını gizlemek. 3. Ezalarına katlanmak."
Kötü kimse,başkalarının ayıplarını saymak isterken,kendini dile getirir.
Mevlana Câmî (ks)Kitabı okudu
Reklam
âdâbımuâşeret
Bir arada yaşamak için uyulması gereken nezâket ve görgü kuralları. Dilimize Arapça'dan geçmiştir. Edep kelimesinin çoğulu olan âdap kelimesiyle, birlikte güzel yaşamak mânâsındaki muâşeret kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
Sayfa 180Kitabı okudu
Giysilere Dair
Giyimde edep, ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için kısa bir kalkandır, unutmayın.
“Edep yâ Hû” deyişinde geçen Hû, “Vücud/Varlık” anlamına gelir ve kabaca “Bizi terbiye eyle ey VARLIK!” demektir.
Sayfa 45 - Kapı Yayınları, Mayıs 2015, 11. BasımKitabı okudu
Paracelsus, De Ente Spirituali adlı eserde kötücül varlıklardan bahse­der:
"Sağlıklı ve arı bir akıl bunlar tarafından obsesyona sokulamaz; çünkü bu tür larvalar insan üzerinde, insan zihninde bunlar için yer açtığı ölçüde eylemde bulunabilir. Sağlıklı bir zihin efendisinin iradesi olmadan içine girilemeyen bir zihindir, fakat bunların girmesine izin verilirse, kadınların ve erkeklerin tutku­ larını alevlendirir, onlarda açlıklar yaratır, beyne zarar veren kötücül düşünceler üretir, hayvani zekayı keskinleştirir ve edep duygusunu yıkar. Kötü ruhlar ancak hayvani doğası kendisine egemen olmuş insanları obsesyona sokarlar. Ha­kikatin ruhuyla aydınlanmış akıllar ele geçirilemez; ancak aşağı itkilerine teslim olmayı adet edinmiş olanlar bu varlıkların etkilerine maruz kalırlar."
Sayfa 329Kitabı okudu
"Giyimde edep, ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için bir kalkandır, unutmayın"
Sayfa 19 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.