Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cebriye ifrat ederek insan iradesini inkâr etmiş, her şeyi kadere nisbet etmiştir. Mu'tezile mezhebi de tefrit ederek kaderi inkâr etmiş, "İnsan kendi fiilini kendi yaratır." demiştir. Ehl-i Sünnet ise, Kur'ân ve sünnetin izahları doğrultusunda mutedil bir yol tutmuş, kaderi kabul etmiş, fakat insanın hür bir irade-i cüz'iyyesi olduğunu, bu iradesiyle hayatta kendine bir yol çizdiğini, bununla beraber, iradesini kullandıktan sonra, fiillerini Allah'ın yarattığını söylemişlerdir.
Sayfa 143 - Süeda Yayınları
Kur'an tüm müslümanlar nazarında en temel meşruiyet kaynağı olduğu için, her türlü dimi-mezhebi görüş bir şekilde Kur'anla ilişkilendirilmiştir.
Sayfa 12 - Ankara Okulu
Reklam
Enes b. Malik, Peygamberimiz (sav)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ümmetim dalalet üzere ictima etmez (toplanmaz) Eğer ümmetimin ihtilaf ettiğini görürseniz, siz sevad-ı aʼzama (büyük çoğunluğa) uyunuz." (Ehl-i Sünnet) (Amelde Hanefi, Şafii, Mâlikî, Hanbelî, İtikatta ise Eş'arî ve Maturudi mezhebi)
Sayfa 20 - Süeda Yayınları
Mana olarak kelâm sıfatı kadîm, ancak harf ve seslere dönüşen şekli hâdis
Âlimler arasında sıfatlar konusunda yaşanan en ciddi tartışmalardan biri kelâm sıfatı üzerinde vuku bulmuştur. Allah’ın kelâm sıfatının niteliği üzerinde duran âlimler onun ezelî (kadîm) ya da yaratılmış (hâdis) olması üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Mu’tezile mezhebi, Allah’ın kelâm sıfatının yaratılmış olduğunu iddia ederken, Ehl-i Sünnet kelâmcıları bunun aksini söylemiş ve bu tartışmalar şiddete varan sonuçlar doğurmuştur. Sorunu çözmek amacıyla Allah’ın kelâm sıfatını lafzî ve mânevî şeklinde ikiye ayıran âlimler; Yüce Allah’ın zatında bulunan mana anlamında kelâm sıfatının kadîm, ancak bunun harf ve seslere dönüşen şeklinin (Kur’an-ı Kerim) ise hâdis olduğu sonucuna varmışlardır.
Zira kendi hakikatini gerçekleştiremeden ilahi hakikate ulaşamayacağını biliyordu. Bu ise, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak suretiyle O’na benzemek ve bunun sonucunda O’nu tanımak şeklinde zuhur edecektir. s.11 Yüce Allah tuttuğunuz yolu güzelleştirsin ve hakkı kabul etmenizi kolaylaştırsın. s.20 Ben düşünce ve ifade açısından olmasa bile hâl
Sayfa 54 - ketebeKitabı okudu
Nizamiye medreselerinden beri; medreselerin büyük taç kapılarının yanındaki iki minare, Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadının iki büyük mezhebi olan Eş’ariliği ve Mâturidîliği temsil etmektedir.
Reklam
Zeydi Mezhebi
Şia'nın Ehl-i Sünnet'e en yakın fırkası olan Zeydiyye'nin benimsediği fıkıh mezhebidir. Hz. Hüseyin'in torunu Zeyd b. Ali Zeynelabidin'e (ö. 122/740) nispetle kurulmuştur. Babasından ve kardeşi Muhammed el-Bakır'dan Ehl-i Beyt fıkhını öğrenen Zeyd b. Ali'nin fıkhı, kendisinden sonra oğulları ve öğrencileri tarafından derlenmiştir.
Sayfa 99 - Sünni Olmayan Mezhepler. Zeydi MezhebiKitabı okuyor
Ahmed b. Hanbel
Ehl-i hadisinin en önemli temsilcilerinden bir olan Ahmed b. Hanbel'in ismi etrafında kurulmuştur. Kendi döneminde fakih kimliğinden çok, muhaddis olarak tanınan Ahmed b. Hanbel 164/780 yılında Bağdat'ta doğmuş, orada yetişmiş, hadis tahsilini tamamlamak üzere Kufe, Basra, Mekke, Medine, Suriye ve Yemen'de uzun süre kalmış, halife Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde "Halku'l-Kur'an" tartışması dolayısıyla yaşanan olaylarda (mihne) uzun süre hapsedilip işkence görmüş ve 241/855 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir. Huşeym b. Beşir, Süfyan b. Uyeyne, Yahya b. Said el-Kattan, Abdurrahman b. Mehdi, Ebu Yusuf, Şafii, Veki b. Cerrah ve Abdurrazzak b. Hemmam başta olmak üzere birçok hocadan hadis ve fıkıh öğrenmiştir. Neredeyse bütün mesaisini hadis-sünnet rivayetlerini öğrenme, ezberleme, anlama ve nakletmeye veren Ahmed b. Hanbel'in bizzat kaleme aldığı veya yazdırdığı kapsamlı bir fıkıh eseri yoktur. Kaldı ki o, ictihad üriinü olan fıkıh hükümlerinin Kitap ve Sünnet'in yerine geçeceği endişesiyle kendisinden fetva nakledilmesine de ısrarla karşı çıkmıştır. Ömrünün sonlarında bu katı tutumu esneyince göriişleri, öğrencileri ve oğulları tarafından Mesail isimli kitaplarda derlenmeye başlamıştır. Bu derlemeler vefatından sonra da devam etmiş ve adı etrafında oluşturulan kolektif fıkhı birikim Hanbeli mezhebi olarak isimlendirilmiştir.
Sayfa 95 - Sünni Mezhepler. IV Hanbeli Mezhebi.Kitabı okuyor
Bağdad'da Safevilerin hâkim olması ile birlikte Hanefi mezhebi kurucusu ve Ehl-i Sünnet Müslümanlarının göz bebeği İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin türbesi yerle beraber edilmiş ve namı nişanı belirsiz kılınmıştı. Kanuni ilk olarak bağlı bulunduğu o yüce imamın kabrini buldurdu ve ziyaret etti. Üzerine müzeyyen bir türbe ile yanına cami yaptırılması emrini verdi.
Sayfa 97
Ehl-i sünnet ve cemâ'at mezhebi el husnu ma hasenehu eş şer-u El-kubhu ma kabahahu eş şer u demişler. Tercümesi: Güzel, yani iyi yalnız şeriat indinde güzel olandır Çirkin, ya'ni fena yalnız şeratin bildiği çirkindir.
Reklam
Tekfir
Tekfir: Kişiyi küfre nispet etmek ve kâfir olduğunu söylemektir.  Maalesef günümüzde bazı kimseler -bilhassa Selefî zihniyete sahip olanlar- büyük günah işleyenleri kâfir kabul etmektedir. Bu kabul sebebiyle de Müslümanları tekfir etmekte ve kelime-i şehadet getirenleri kâfir olmakla itham etmektedirler.  — Acaba gerçekten onların dediği gibi,
296 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.