Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizim dünya karşısındaki en büyük gücümüz ve erkimiz yeni durumumuz ve niteliğimizdir. Halife esir olabilir; halife adını taşıyanlar yabancılara sığınabilirler. Düşman ve halifeler elele verebilirler ve her şeyi yapmaya girişebilirler. Fakat yeni Türkiye’nin yönetim biçimini, siyasetini, gücünü kesinlikle sarsamazlar.
"Ama merak etme, öğreneceksin. Dost görünenin nasıl düşman olabileceğini, iyi biriymiş gibi davrananın aslında dünyanın en kötü kişisine dönüşebileceğini, bilge zannettiğin o kutsal kişilerin sadece kendi çıkarı peşinde koşabileceğini, sana sadık gibi duranların bir gün en büyük ihaneti yapabileceğini öğreneceksin. Göründüğü gibi değildir dünya, görüldüğü gibi değildir insan. Bu sözlerim küpe olsun kulağına."
Sayfa 28 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, Masal
Reklam
"Allahın insanoğluna en büyük zulmü yoksulluk. Olmaz olsun yoksulluk. Allah böyle bir yoksulluğu düşman başına bile vermesin."
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki çoğu, yani öcü geliyor diye
Sayfa 222Kitabı okudu
Bana hayatın en zor iki dersini vermiş olan insanı unutsaydım vefasızlık olurdu: Bu derslerden birincisi dünyanın en büyük gücüne, paranın gücüne boyun eğmemekti; ikincisi ise tek bir düşman edinmeden yaşayabilmekti.
Kapitalizmin en büyük başarısı odur ki tıpkı Sovyet sosyalizminde olduğu gibi dünya sistemi çarklarının çevrilme işlemi devam ederken kapitalizme düşman olduğunu söyleyenleri kullanmaktan geri durmaz.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Napoléon Waterloo'da
Bu tarihlere gelindiğinde artık İmparator'un eski görkeminden eser yoktu. Yıllar boyunca gerçekleştirilen seferler, sürgünde geçen bir yıl ve tam da muharebenin yaşanacağı gün kendisine musallat olan hastalık… En görkemli günlerinin geride kaldığı, hem bizzat kendi yaptığı hem de Mareşal Ney'in yapmasına müsaade ettiği bir dizi hatadan anlaşılmaktaydı. Ayın 16'sında gerçekleşen Quatre Bras ve Ligny çarpışmalarının ardından iki Koalisyon ordusunu birbirinden ayn tutmayı başaramayan Napoléon, saatlerce, yağmurdan dolayı yumuşayan arazinin yeterince sertleşmesini bekledi. Bu sayede topçu birliklerinin Wellington'ın piyadeleri üzerinden üst düzey baskıyı kurmasını hedefliyordu ancak kaybettiği bu zaman, inisiyatifin Wellington'in eline geçmesine ve İngiliz komutanın istediği bir bölgede ve savunmaya son derece elverişli bir noktada mevzilenmesine yol açtı Hougoumont'a gereğinden fazla piyade birliği sevk eden ancak topçu birliklerini, mevziyi baskı altına alacak şekilde konuşlandırmayı ihmal eden İmparator, kare düzene geçen düşman piyadelerine karşı en iyi süvarilerini göndererek beyhude yere yitip gitmelerine yol açtı. Son hatası ise La Haye Sainte'nin düşürülmesinin ardından İngiliz-Koalisyon hattının merkezinde açılan gediği, İmparatorluk Muhafızları'nı kullanmak suretiyle iyice genişletememesi ve cepheyi yaramaması oldu.
Sayfa 46 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Napoléon, Waterloo'da. Muharebe alanında karşı karşıya gelen iki düşman ordusunun sayılan hemen hemen birbirine denkti. Dolayısıyla Blücher, Wellington'in yardımına yetişsin ya da yetişmesin, İmparator'un başarıya ulaşması için birliklerini en doğru şekilde kullanması gerekiyordu. Yapamadı, sonuç felaket oldu.
Sayfa 44 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Atatürk Balkan Savaşlarında bu taktik yapılmadığı için hayıflanıyordu.
Napoléon bu hamleyle ordusunu Piemonte ve Avusturya ordularının arasına sokmuş ve iki kuvvetin birleşmesini engellemiş oldu. Birleştikleri takdirde sayıca üstün konuma gelecek düşman ordularını ayırma ve küçük olanı mağlup etme stratejisi, gelecekte girişeceği seferlerde harekât planlarının en önemli özelliklerinden birini teşkil edecekti ve bunun ilk örneğini de işte burada gerçekleştirdi.
Sayfa 10 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
İmparator Aleksios, başarılı olmak istiyorsa önemli bir mevkide bulunan Silistre'yi mutlaka alması gerektiğini biliyordu. Şehirde bu sırada bütün Peçenek boyları ve başbuğları üzerinde hakimiyet sağlayan Kağan Tatuş hakimiyet sürüyordu. Tatuş, Aleksios'un üzerlerine geldiğini öğrenince Kuman/Kıpçaklar yardımını sağlamak üzere şehirden
Reklam
Cehalet en büyük düşmandır. Ama bu düşman dışarıdan gelmez. Bunu biz kendimiz büyütür, bizi daha çok cahil edecekleri başımıza getirmek için sandıklara, koşarız, zira cehalet rehaveti, rehavet yalancı bir rahatlığı, o da sonunda felâketi getirir.
Dost görünenin nasıl düşman olabileceğini, iyi biriymiş gibi davrananın aslında dünyanın en kötü kişisine dönüşebileceğini, bilge zannettiğin o kutsal kişilerin sadece kendi çıkarı peşinde koşabileceğini, sana sadık gibi duranların bir gün en büyük ihaneti yapabileceğini öğreneceksin. Göründüğü gibi değildir dünya, görüldüğü gibi değildir insan.
En büyük düşman, diye düşündü, kendi sinir sisteminizdi. İçinizdeki gerilim her an kendini dışarıya çıkarmaya meyilliydi.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.