Bu toprak kayıpları, esas olarak Endüstri Devrimi'ni kaçırmış bir imparatorluğun güçsüzleşmesinin ve bu devrimin ürettiği Milliyetçilik Akımları karşısındaki çözülmesinin bir sonucudur. Ama en azından, Abdülhamit, bir çöküşü engelleyen veya durduran bir "Ulu Hakan" olarak da görülemez. Tam tersine, uluslararası siyasetin oyuncağı olmuş, çaresizliğe düşmüş, imparatorluğun iflasını kabul ederek, Düyun-u Umumiye'nin ilanıyla tüm mali yetkileri, alacaklıların eline vererek, imparatorluğun sonunu belirlemiş bir padişahtır.
'' Endüstri Devrimi'ne öncülük etme yolunda, İngiltere'ye üstünlük sağlayan özelliklerin en önemlisi de, Avrupa ülkeleri arasında en geniş sömürge imparatorluğunun İngiltere'nin elinde bulunmasaydı. ''
"Bugün modern eğitim dediğimiz şeyi kuran düşünürler, Endüstri Devrimi'nin hızla yayıldığı bu çağda çocukları fabrikadaki iş hayatına daha iyi hazırlayabilmek için, çocukların bir zil sesi duyunca durmaya ve bir zil sesi duyunca yeniden hareket etmeye başlamayı, kendilerini fabrikadaki zil sesine göre ayarlamayı öğrenmeleri gerektiğine karar verdiler. L. Mumford'ın 1955'de dediği gibi, “Modern endüstriyel çağın anahtar makinesi, lokomotif değil, saattir." Çocuklar, onlara yapmaları söylenen şeyi, sadece bu şey onlara söylendiği zaman yapmasını öğrenmelilerdi."