Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aile fertlerimin olaylar karşısındaki duygu durumları biraz enterasan, herkes farklı tepki veriyor. Bu yüzden neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum.
“Enterasan şey…” dedi. “ Umumiyetle para enterasan bir şeydir zaten. Çok kere cebimden bir lira alır, önüme koyarak onu saatlerce seyrederim. Hiçbir fevkaladeliği yok. Birtakım hünerli çizgiler, tıpkı mekteplerdeki resmi hattî vazifeleri gibi. Belki biraz daha ince ve karışık… Sonra bir resim. Birkaç satır muhtasar yazı ve bir iki imza… Üzerine biraz fazla eğilince insanın burnuna ağır bir yağ ve kir kokusu da vurur. Fakat ne muazzam şeydir bu kirli kâğıt azizim, bir düşün!”
Reklam
Enterasan bir başlangıç metni Roll dergisi ekibinden
Patti Smith’le bilincin bahçesinde gezinmek, sevişmek gibi bir şey… Tıpkı Oscar Wilde okumak gibi…
Sayfa 11 - Başlama vuruşuKitabı okudu
Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun. İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.” “Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
"Karşımızdakinin düşüncelerini okuyabilseydik ne enterasan olurdu, değil mi?" dedi ve der demez utandı söylediklerinden. Haddini aşan bir cümleydi bu, insan yeni tanıştığı birine böyle şeyler söylemezdi.
Sayfa 205 - Can YayınlarıKitabı okudu
Enterasan
" Madagaskar'da yaşayan Betsileolar'ın dini ise aralarında yaşadıklarını varsaydıkları ölülerine ilgi ve saygı göstermekten ibarettir. Ölüler çeşitli vesilelerle mezarlarından çıkartılmakta, süslenip giydirilmektedir."
Reklam
Neticede yine kapıyı göstermişlerdi. Bu kapıları tanıyordum. Kapanırken enterasan sesler çıkarıyorlardı.
Hayatımda her şey yarım ve parça parça. Ne kadar çok tekrar ve tek başına enterasan şeyler var bu romanda!
Hayatta her hamle, her karar ve her davranış kendince bir risk taşır ama bu riski almadan yaşama devam etmek mümkün değildir. İşin enterasan tarafı, hayat risk almayı sevmeyen ve bundan kaçınan insanları her zaman daha zor kararlarla baş başa bırakır; öyle bir an gelir ki mutlaka bir karar almak zorunda kalırlar.
Avcı Bilal
Avcı Bilal, bir oğlun oldu, diye haberi yetiştiriyorlar. Bilal sevinçten deliye dönmüş, silahını çıkarıp üç beş mermi sıkıyor havaya; onunla ahbap olanlar da basıyorlar mermiyi. Ardından çocuklara avuç avuç para saçıyor. Buraya kadar iyi, ama hikâyenin bundan sonrası anlatılmak için bile çok acı. Kısa keseyim. Çocuk ölü doğuyor, anası dahi bu güç doğum üzerine can veriyor. Artık kimbilir ne sebeple. Matemin derecesini düşünebiliyor musunuz; sevinçle kederin böyle üst seviyede peş peşe gelmesini. Bilal kafayı yemesin de ne yapsın. Ana ile oğulu yan yana gömüyorlar. Bilal uzun bir süre canlı-cenaze gibi hiç konuşmadan dolaşıyor etrafta. 120 /Mavi Kuş Kenan onu yeniden ava teşvik ediyor. Hatta kız gibi pırıl pırıl yeni bir çifte getirip hediye ediyor; bir de eşi bulunmaz cins bir köpek. Tekrar ava başlasın da derdini unutsun diye. Bilal kendini o onulmaz keder içinde kaldırıp dağa taşa atıyor, bildiğiniz Leyla-smı arayan Mecnun gibi. Fena da olmuyor hani. Tabiat tedavi edicidir; kendine geliyor biraz, konuşmaya başlıyor. Avcılık devam ediyor mu? İşin ilginç tarafı burada. O yılların acar avcısı, tüfeğini bir kekliğe, bir tavşana doğrultmaya görsün mümkünü yok tetiğe basamıyor. Dünyanın bütün çiçeikleri, çocukları bir bir gözünün önünden gelip geçiyor. Ölen oğlu sesleniyor sanki: "Vurma baba vurma, yazıktır" diyor. Çok enterasan... ~ Ya.. Öyle.. Garip bir hal geliyor adamın üzerine. Elde tüfek, belde fişeklik geziyor ama, o gün bu gün canlı olan hiçbir şeye kurşun atmıyor. Ara sıra tüfek pas tutmasın diye taşa, kayaya sıkıyor, o kadar.
228 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.