Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Epikuros...
Asıl dinsiz, halkın inandığı tanrıları reddeden değil, halkın inançlarını tanrılara yükleyen adamdır.
Sayfa 291Kitabı okudu
Epikuros
“Bütün dostluklar kendi içinde arzulanır -der ve ekler-, her ne kadar yardım gereğinden işe başlasa da”
Reklam
Epiküros'a göre insanlara temin ettiği bazı avantajlar vardı. Yiyeceklerin, mal ve eşyaların sınırlı oluşu, paylaşımın insan türünün bekası için vazgeçilmez olması, aşırı rekabete engel olduğu gibi insanların doğal olmayan isteklerini de sınırlıyordu. Fakat toplumda bolluk artıp zenginlik ortaya çıkınca, insanlar arasındaki ilişkileri zehirleyen çatışmalar da kaçınılmaz olmuştu. O, işte böyle bir evrede birtakım zorbaların topluma hükmetmeye başladığını söyler.
Sayfa 484 - say yayınları 11. baskıKitabı okudu
Epikuros
Akılla açığa çıkarılan dünya ile duyuların bize gösterdiği dünya birbirinden çok farklıdır.
Sayfa 287Kitabı okudu
Muhteşem bir hayat felsefesi
Bütün hayatınızı, muhtemelen ulaşamayacağınız bir şey elde etmeye çalışarak harcamayın. Sade bir şekilde yaşamak çok daha iyidir. Arzularınız basitse, onları tatmin etmek kolaylaşır ve ilgilendiğiniz şeylerden keyif almak için zamanınız ve enerjiniz olur. Bu Epikuros' un mutluluk tarifidir çok da mantıklıdır.
Epikuros
Mutlu bir hayatı meydana getiren ne ardı arkası kesilmeyen içki alemleri, ne güzel çocukların ve kadınların verecekleri zevk, ne de zengin bir sofranın sunabileceği nefis balıklar ve başka yemeklerdir.
Reklam
Epikuros; hazlar ve dinler
Korkunun en büyük iki kaynağının din ve ölüm korkusu olduğunu savundu; ona göre din ölümün mutsuzluk olduğu görüşünü teşvik ettiği için, bu iki korku kaynağı birbiriyle bağlantılıydı.
Sayfa 443 - Alfa|felsefeKitabı okudu
Bilgi Felsefesi
"Zavallı akıl, beni çürütmek için kullandığın kanıtları, yine benden alıyorsun " Epikuros
"Epikuros korkudan sakınma sorunu üzerinden, teorik felsefeye ulaştı. Korkunun en büyük iki kaynağının din ve ölüm korkusu olduğunu savundu; ona göre din ölümün mutsuzluk olduğu görüşünü teşvik ettiği için, bu iki korku kaynağı birbiriyle bağlantılıydı."
Sayfa 443 - Alfa Yayınları Şubat 2021, 10. BaskıKitabı okudu
Epikuros
"Asıl dinsiz, halkın inandığı tanrıları reddeden değil, halkın inançlarını tanrılara yükleyen adamdır."
Reklam
Epikuros Menoikeos' a Mektup' ta ölümün bizimle hiçbir ilgisi olmadığına inanmamızı öğütler. Ona göre iyi ya da kötü, bizim hislerimizle ilgili bir konudur, ölümse hislerin yokluğudur. Ölümü ne olduğunu doğru şekilde anlarsak, geçici hayatımız çekilir hale gelir. Çünkü bu anlayış ömrümüze ömür katmasa da, ölümsüz olmaya duyduğumuz açtığı yok eder. Yaşamın durmasından korkmanın yersiz olduğunu anlayan insan, yaşarken de hiçbir şeyden korkmaz. Zaten ölümden korkan insan, aslında öldüğünde acı duyacağından korkmuyordur, acı duyacağı düşüncesinden korkuyordur. Gerçekleştiğinde herhangi bir kötülüğü dokunmayacak şeyi, ya dokunursa diye beklemek boş yere acı çekmektir. Öylesi en kötü illet olan ölümün bize hiçbir zararı dokunmaz, çünkü biz yaşarken ölüm yoktur, ölüm geldiğinde de artık biz yokuz. Bilge Adam ne yaşamaktan korkar ne de ölmekten.
Sayfa 291Kitabı okudu
...ölüm korkusu içgüdüye o kadar derin kök salmıştı ki, Epikuros'un müjdesi hiçbir za­man geniş halk kitlelerine çekici gelmedi; her zaman kültürlü bir azınlığın amentüsü olarak kaldı. Filozoflar arasında bile Augustus'un zamanından sonra, bir kural olarak Stoacı­lık lehine reddedildi. Epikuros'un ölümünden sonra altı yüz yıl boyunca, gücü azalarak da olsa varlığını sürdürdüğü doğrudur; ama in­sanlar dünyevi varoluşumuzun sefillikleriyle giderek daha fazla ezildikçe, felsefeden ya da dinden daha güçlü ilaçlar istediler. Filozoflar, birkaç istisna hariç, yeni-Platonculuğa sığındı; eğitimsizler önce doğu hurafelerine, sonra ilk biçimiyle her iyiyi mezarın ötesindeki ya­şama yerleştiren ve dolayısıyla insanlara Epi­kuros'un tam tersi bir müjde veren Hıristiyan­lığa yöneldi.
Sayfa 451
"Ölümden sonraki yaşama inanmayan Epikuros'un esas derdi hayatın, hele elde sadece bir tanecik varken, mümkün en iyi şekilde nasıl yaşanabileceğiydi. Bu soru, felsefenin temel sorusu hatta tüm soruların sorusudur. Ama Batı felsefesi öğrencileri yüzyıllar geçtikçe bu sorunun geri planda kalışı ve yerini daha önemli görünen, "gerçeğin ne olduğunu nasıl bilebiliriz" ve Heidegger'in anlamadan kahkahalarla güldüğüm kafa karıştırıcı, "neden hiçbir şey değil de bir şey var" sorularının alışık karşısında hep hayal kırıklığı yaşamışlardır. Epikuros bunlara hiç takılmamıştı. Aradığı yegane şey hayatını nasıl olabildiğince değerli kılabileceğiydi. Fena bir soru değildi bu."
Sayfa 19 - Aylak KitapKitabı okudu
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.