Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Epikuros; hazlar ve dinler
Korkunun en büyük iki kaynağının din ve ölüm korkusu olduğunu savundu; ona göre din ölümün mutsuzluk olduğu görüşünü teşvik ettiği için, bu iki korku kaynağı birbiriyle bağlantılıydı.
Sayfa 443 - Alfa|felsefeKitabı okudu
Epikuros'un hayat felsefesi
"Epikuros bütün felsefesini mezarındaki kitabede şu şekilde özetlemiştir: 'Ben yoktum, var oldum; yokum, umrumda değil.'"
Sayfa 48 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Zeka'na imrendim Zenon, kabrin nerde acaba ziyaret edeyim
"Atina'dakı son Epikurosçu yönetici olan Sidonlu Zenon stoacı epistemolojiyi eleştirmiş ve bütün bilgileri deneyimden elde edilmesine dayalı bir matematik felsefesi geliştirmiştir. Bu, Epikurosçu öğretide bir yeniliktir, zira Epikuros matematiği açıkça küçümsemiştir. Sidonlu Zenon, İskenderiye'de Aristotelçilerle birlikte Öklid'i de eleştirmiş ve Öklidçi-olmayan bir geometrinin olasılığını ima etmiştir."
Epiküros'a göre insanlara temin ettiği bazı avantajlar vardı. Yiyeceklerin, mal ve eşyaların sınırlı oluşu, paylaşımın insan türünün bekası için vazgeçilmez olması, aşırı rekabete engel olduğu gibi insanların doğal olmayan isteklerini de sınırlıyordu. Fakat toplumda bolluk artıp zenginlik ortaya çıkınca, insanlar arasındaki ilişkileri zehirleyen çatışmalar da kaçınılmaz olmuştu. O, işte böyle bir evrede birtakım zorbaların topluma hükmetmeye başladığını söyler.
Sayfa 484 - say yayınları 11. baskıKitabı okudu
Epikuros
Mutlu bir hayatı meydana getiren ne ardı arkası kesilmeyen içki alemleri, ne güzel çocukların ve kadınların verecekleri zevk, ne de zengin bir sofranın sunabileceği nefis balıklar ve başka yemeklerdir.
"Epikuros korkudan sakınma sorunu üzerinden, teorik felsefeye ulaştı. Korkunun en büyük iki kaynağının din ve ölüm korkusu olduğunu savundu; ona göre din ölümün mutsuzluk olduğu görüşünü teşvik ettiği için, bu iki korku kaynağı birbiriyle bağlantılıydı."
Sayfa 443 - Alfa Yayınları Şubat 2021, 10. BaskıKitabı okudu
Reklam
Epikuros
"Asıl dinsiz, halkın inandığı tanrıları reddeden değil, halkın inançlarını tanrılara yükleyen adamdır."
Epikuros Menoikeos' a Mektup' ta ölümün bizimle hiçbir ilgisi olmadığına inanmamızı öğütler. Ona göre iyi ya da kötü, bizim hislerimizle ilgili bir konudur, ölümse hislerin yokluğudur. Ölümü ne olduğunu doğru şekilde anlarsak, geçici hayatımız çekilir hale gelir. Çünkü bu anlayış ömrümüze ömür katmasa da, ölümsüz olmaya duyduğumuz açtığı yok eder. Yaşamın durmasından korkmanın yersiz olduğunu anlayan insan, yaşarken de hiçbir şeyden korkmaz. Zaten ölümden korkan insan, aslında öldüğünde acı duyacağından korkmuyordur, acı duyacağı düşüncesinden korkuyordur. Gerçekleştiğinde herhangi bir kötülüğü dokunmayacak şeyi, ya dokunursa diye beklemek boş yere acı çekmektir. Öylesi en kötü illet olan ölümün bize hiçbir zararı dokunmaz, çünkü biz yaşarken ölüm yoktur, ölüm geldiğinde de artık biz yokuz. Bilge Adam ne yaşamaktan korkar ne de ölmekten.
Sayfa 291Kitabı okudu
...ölüm korkusu içgüdüye o kadar derin kök salmıştı ki, Epikuros'un müjdesi hiçbir za­man geniş halk kitlelerine çekici gelmedi; her zaman kültürlü bir azınlığın amentüsü olarak kaldı. Filozoflar arasında bile Augustus'un zamanından sonra, bir kural olarak Stoacı­lık lehine reddedildi. Epikuros'un ölümünden sonra altı yüz yıl boyunca, gücü azalarak da olsa varlığını sürdürdüğü doğrudur; ama in­sanlar dünyevi varoluşumuzun sefillikleriyle giderek daha fazla ezildikçe, felsefeden ya da dinden daha güçlü ilaçlar istediler. Filozoflar, birkaç istisna hariç, yeni-Platonculuğa sığındı; eğitimsizler önce doğu hurafelerine, sonra ilk biçimiyle her iyiyi mezarın ötesindeki ya­şama yerleştiren ve dolayısıyla insanlara Epi­kuros'un tam tersi bir müjde veren Hıristiyan­lığa yöneldi.
Sayfa 451
Antik Çağ'da Din
Antik çağ sonlarında din büyük bir güç kazanmış, felsefe de bu gelişmenin etkisinden uzak kalamayıp dinî bir renk almıştır. Aristoteles’ten sonraki felsefede bir aralık ağır basan sensualizm (Epikuros) ile rationalizmin (Stoa) yerini şimdi mistisizm almıştır. Bu yeni tutuma da temel olarak Platon felsefesi seçilmiştir. Çünkü Platon’un felsefesi Hellenizm ortamındaki dinlerin kaynaşması sürecine bilimsel bir form sağlayabilmek bakımından pek elverişli idi: Bu felsefe, transcendental (duyulur dünyayı aşan) bir metafizikti; maddî ve ideal diye iki dünya ayırıyordu; teleolojik yapılı idi. Bu felsefenin kavram sistemi Doğunun (Mısır, Iran, Anadolu dinlerinin) dinî tasavvurlarını da benimseyebilirdi; yeni bir din olarak ortaya çıkmış olan Hıristiyanlığa da, birliği olan bir öğreti olarak kendisini geliştirmesi için gerekli felsefe araçlarını sağlayabilirdi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
"Ölümden sonraki yaşama inanmayan Epikuros'un esas derdi hayatın, hele elde sadece bir tanecik varken, mümkün en iyi şekilde nasıl yaşanabileceğiydi. Bu soru, felsefenin temel sorusu hatta tüm soruların sorusudur. Ama Batı felsefesi öğrencileri yüzyıllar geçtikçe bu sorunun geri planda kalışı ve yerini daha önemli görünen, "gerçeğin ne olduğunu nasıl bilebiliriz" ve Heidegger'in anlamadan kahkahalarla güldüğüm kafa karıştırıcı, "neden hiçbir şey değil de bir şey var" sorularının alışık karşısında hep hayal kırıklığı yaşamışlardır. Epikuros bunlara hiç takılmamıştı. Aradığı yegane şey hayatını nasıl olabildiğince değerli kılabileceğiydi. Fena bir soru değildi bu."
Sayfa 19 - Aylak KitapKitabı okudu
Kitap fetişistlerine gelsin
Epikuros, insana hayat karşısında nasıl davranacağını bire bir öğretemeyen bütün disiplinleri, örneğin tarihi, matematiği ve edebiyatı bir tarafa bırakır. Eski inanç sistemlerini, felsefeleri ve kültürel anlamda bütün yoz fikirleri, bunları gençlerin zihnine zerk edip onları gerçek yaşamdan uzaklaştıran eğitimi tümüyle lanetler, hatta öğrencisi Pythokles’e “Bin kayığına açıl, uzaklaş tüm kültür hayatından!” diyecek kadar.
Sayfa 285 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
"Lüksü izleyen sıkıntılardan ötürü lükse tükürürüm." ~Epikuros.
Sayfa 436Kitabı okudu
Epikuros'un müjdesi hiçbir za­man geniş halk kitlelerine çekici gelmedi; her zaman kültürlü bir azınlığın amentüsü olarak kaldı. Filozoflar arasında bile Augustus'un zamanından sonra, bir kural olarak Stoacı­lık lehine reddedildi. Epikuros'un ölümünden sonra altı yüz yıl boyunca, gücü azalarak da olsa varlığını sürdürdüğü doğrudur; ama in­sanlar dünyevi varoluşumuzun sefillikleriyle giderek daha fazla ezildikçe, felsefeden ya da dinden daha güçlü ilaçlar istediler. Filozoflar, birkaç istisna hariç, yeni-Platonculuğa sığındı; eğitimsizler önce doğu hurafelerine, sonra ilk biçimiyle her iyiyi mezarın ötesindeki ya­şama yerleştiren ve dolayısıyla insanlara Epi­kuros'un tam tersi bir müjde veren Hıristiyan­lığa yöneldi.
Sayfa 451 - AlfaKitabı okudu
"Asıl dinsiz, halkın inandığı Tanrıları reddeden değil, halkın inançlarını tanrılara yükleyen adamdır." -Epiküros Çiğdem Dürüşken, antikçağ felsefesi, alfa yayınları, syf: 291
Sayfa 291 - Alfa yayınlarıKitabı okudu
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.