Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çitlerin üzerinden birer ikişer sokağa dağılan kediler, yerde kayarcasına ilerleyerek balık kafası ararlar.Erkenci köpekler mağrur bir sessizlik içinde gezinirken büyük bir titizlikle işeyecekleri yerleri seçerler. Martılar kanat çırparak fabrikaların çatılarına tüneyip o günkü balık artıklarını beklemeye koyulurlar.
Dağlarda doğup büyümüş iki erkenci çocuk güverte de durup bu inanılmaz okyanusa bakıyor hayretler içinde. " Duydun mu ta dibine kadar tuzluymuş," diyor biri. "Bunun doğru olmayacağını biliyorsun," diyor öteki. "Nedenmiş o? Neden doğru olamazmış? Kendinden emin bir şekilde cevap veriyor çocuk. " Oğlum," diyor, " dünya da bu kadar tuz olabilir mi? Aklın alıyor mu hiç?"
Reklam
Hızla gelişecek kalbimiz Kalbimiz hızla. Sürgünlerin umutsuzluğunda Kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar Farksız çarpanların umutsuzluğunda Ve köprü başlarının umudunda. Sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara Temiz bir ilişkinin bulutsuzluğundaVe eski dağlarda, eski dağlarda kış Kovalarken ülkesini Hızla gelişecek kalbimiz. Kendi
Gecenin ve sabah alacasının kadınıydı o. Sabah solucan avlamaya çıkan değil, şarkısı ortalığı karıştırıp ürkü yaratan erkenci kuşun biriydi; yastığınıza hüzün tohumları düşüren erkenci bir kuş.
Sayfa 9 - Notos kitapKitabı okudu
Bacaklarının daraçısında Bir yumak Bir kırlangıç yuvası Bir söğüt yaprağı susuz ve erkenci Bir mermi yatağı derin ve pusuda Bir saat kapağı tık diye açılır Bir tünek dalgın güvercinler için Yabancım diyorum ona Geriye kalan bütün kelimeleri de Kamulaştırıyorum böylece
Sayfa 37 - YKYKitabı okudu
Sabah solucan avlamaya çıkan değil, şarkısı ortalığı karıştırıp ürkü yaratan erkenci kuşun biriydi; yastığınıza hüzün tohumları düşüren erkenci bir kuş.
Sayfa 10 - Notos Kitap
Reklam
Bir hastanede ölümü bekleyen hastaların koğuşu, koğuşta bir oda, odada iki yatak, iki hasta. Birisi pencerenin önünde, öteki duvar dibinde. Pencere kenarındaki, sabahtan akşama kаdаr pencereden bakıp, tüm gördüklerini duvar dibinde hicbir şey görmeyen arkadaşına aktarır. “Bugün deniz dünden daha durgun. Rüzgar hafif olmalı. Beyaz yelkenliler
Sayfa 194 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
hızla gelişecek kalbimiz kalbimiz hızla. sürgünlerin umutsuzluğunda kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar farksız çarpanların umutsuzluğunda ve köprü başlarının umutsuzluğunda ve köprü başlarının umudunda. sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda ve eski dağlarda, eski dağlarda kış
Bayan Klöterjahn, "Erkencisiniz, Bay Spinell," dedi. "Sizi birkaç kez sabahleyin yedi buçukta dışarı çıkarken gördüm." "Erkenci mi? Ah, bu benden çok uzak efendim. Konu şu: Erken kalkıyorum; çünkü aslında çok uykucu bir insanım." "Bunun anlamını açıklamalısınız, Bay Spinell!" Bayan Spatz da bu konunun
Sayfa 23 - Arya Y.
Bütün sözler benden önce söylenmiş gibi.Ya ben çok geç kaldım ya diğerleri erkenci. Her şeye geç kalmış gibi hissediyorum bazen.
718 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.