Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Orta assur krallığında, "Koca eğer savaşta esir alınmışsa kadın en az iki yıl onu beklemek durumundaydı. Evlendikten sonra bile eski kocası gelirse ona dönmek zorundaydı. Kadına verilen cezalar da oldukça ağırdı: Eğer bir kadın hırsızlık yaparken yakalanırsa ya kocası tarafından kulakları, ya da mağdur tarafından burnu kesilirdi. Evli bir kadın yalnız başına dışarıya ancak başını örterek çıkabilirdi. Evli olmayan kadın, köle ve fahişeler başlarını bağlayamaz, bağlarlarsa dayakla cezalandırılırdı. Saray kadınları ise daha sıkı kurallara tabii idi. Bir saray kadını yanında biri olmadan bir erkekle karşılaşırsa her ikiside öldürülürdü. Bir köle omuzu açık biçimde bir saray kadının karşısına çıkarsa yüz kamçı ile cezalandırılırdı. "
Sayfa 139Kitabı okudu
...Her devletin ülkesinde azınlıklar vardır. Bizde de, azınlıklar yaşarlar. Kürtler, bunlar arasında, en kalabalık kütleyi teşkil eder. Ve sayıları, her sayım sonunda, devletin istatistik yıllıklarında açıklanır. Kürtlerin anayurdu ve Kürt deyiminin gerçek manası üstünde görüş birliği ve kesin bilgi yoktur. Gerçi Lord Curzon'un genelkurmaya
Sayfa 202 - 204Kitabı okudu
Reklam
Mezopotamya Kelimesi Üzerine
Mezopotamya, Yunanca iki nehir arası demektir. Eski Mısırlılar buraya "Naharina" diyorlardı. İslami devirlerde ise bu iki nehir arası bölgeye "ada" anlamına gelen Arapça "el- Cezire" denilmiştir.
Hint-Avrupalılar Dil Daha temel bir sorun Hititler ile Anadolu’daki çeşitli diller arasındaki bağlantıdır, çünkü Hattuşa'dakı' tabletler, hepsinde Mezopotamya çiviyazısı benimsense de, yedi dilde yazılmışlardı. Ayrıca metinler Hititçe olmamakla beraber (Mısır'daki hiyemgliilerle ilişkili olmayan) oyma hiyeroglif yazısının farklı bir biçimi
undefinedKitabı okudu
İstanbul'un Fethi ve Osmanlı..
Mezopotamya'dan Adriyatik'e kadar uzanan ve İstanbul ile, doğal merkezine sahip bulunan bir devlet vardı : Bizans imparatorluğunun yıkıntılarından yükselen, eski Bizans ülkelerini bir defa daha yüzyıllar boyunca bir devlet kuruluşu halinde birleştirmesini bilen Türk devleti.
Sayfa 527 - TTKKitabı okudu
Antik Çağda Kürtler
Medeniyetin beşiği olan Mezopotamya yöresinin antik halklarından biri olan Kürtler hakkında bir çok eski tarihçi ve coğrafyacı binlerce yıl evvel yazdıkları kitaplarda bahsetmektedir
Reklam
Osmanlı tarihi yapmasınlar, lüzumsuz. Gidiyorlar hep Türkiye ve Osmanlı üzerine çalışıyorlar, korkaklıktan bir ikinci Osmanlı yapıyorlar. Yeni yöntemler öğrenmek istemiyorlar, zor geliyor onlara. Eski îran, Mezopotamya, Çin, Slav, Hint, Yeni Yunan, Bizans, italya çok önemli. Bunları araştırsınlar, gelsinler. Benim tavsiyem budur.
TÜRKİYE ARKEOLOJİSİ
“Türkiye medeniyetler arasında köprüdür, tarihi zenginlikleri sonsuzdur” gibi pek bilmeden, bilip düşünmeden tekrarladığımız sloganlar vardır. Oysa bunları belirli bir bilgiye oturtarak düşünmeye, mütalaaya almamız lazımdır. İçinde bulunduğumuz Akdeniz kuşağı; İspanya, Güney Fransa, Yunanistan ve Anadolu, güneyimizde de Kuzey Afrika kıyıları ve
Türkmenlerin Atalarının Kurduğu Anâu Uygarlığı
Bu uygarlık konusunda ilk bilgiler Amarikalı Arkeolog R. Pumpelley´ye aiddir: “21. Yüzyıl insanlıgın hizmetine yeni teknolojiler getiriyor; karbon testi ile yaş tayini, uzaydan Amarikalı Jeolog ve Arkeolog Prof. Raphael PUMPELLEY (1837-1923). Türkistan´da ilki (1864-1865) yıllarında Türkistan´daki Aşkabat şehrine 5 km uzaklıktaki tarihi Ano şehrinin iki kurganı kazmış. Kazı sonuçlarını “exploration in Turkestan” kitabında yayınlamıştır. Araştırmaları sonunda Ano´daki kurganda Isa´dan önce 6.000 yılına kadar inilmiştir. Kitapta Türkistan´dakı buğday ziraatının I.Ö. 8.000, hayvanların ehlileştirilmesini I.Ö. 6.800-8.000 tarihlerinde oldugunu belirtmektedir. Kitapta Ano´un insanlık için önemi belirtilirken aynen söylenen: “Başlangıcı yer kürenin derinliklerine gömülü olan ve tepesinde iskeletler bulunan Türkistan´ın Ano medeniyetine bu uzun geçmiş kültürüne baktığımız zaman Mezopotamya ve Mısır´ın kültürlerinden daha eski bir çağda 2.000 yıl devam etmiş olan bir medeniyet ile karşılaşmış oluruz. Daha başlangıçta evli barklı bir köy hayatı görünüyor, kadınlar iplik büküyor, dokuma yapıyor, ekip biçiyor, zahireyi değirmen taşında öğütmeyi, fırınlarda ekmek pişirmeyi biliyorlardı, çömlekçilik sanatkarları kaplara şekiller veriyor, ıslak killerden kapların etrafına yer yer halkalar yapıyor, uzak zamanlardan miras kalan boyalarla üzerlerine şekiller çiziyorlardı .........
Yer-yurt adları dünyada en sabit ve derin tarihî anlamı olan sözcüklerdir. Çünkü bir yurtta kültürlerin değişmesiyle hatta resmî dilin değişmesiyle yer-yurt adları kayıp olmayıp halk tarafından muhafaza edilmektedir. Hatta pek çok bölgede yer-yurt adlarının manasını o bölgede şimdiki yaşayan halkın diliyle anlamlandırmak mümkün değildir. Bunun için bilim adamları Mezopotamya'daki bazı yer-yurt adlarının Sümer dilinde belli bir anlamı olmadığı için o bölgede Sümerlerden önce başka bir kavim yaşamıştır, Sümerler ise başka bir yerden göç edip gelmiştir diye bir kanaate varıyorlar. Bu sebeplere göre, Eski Türkmenistan ile Mezopotamya'daki birkaç yer-yurt adının birbirine denk gelmesi veya yakın olması çok anlamlı ve tarihî açıdan önemlidir. Meselenin gene bir ilginç ve anlamlı yönü ise Türkmen topraklarındaki bazı yer adları hatta insan adları günümüzdeki konuşulan Türkmence ve hatta diğer Türk dillerinde anlam bulunmadığı bir durumda bile, Sümer dilinde belli bir anlam kazanmaktadır. Bunun sebebi ise Sümer dilinin o dönemlerde yazıya geçerek değişmeden ve asimile olmadan kurtulan yegâne akraba dil olmasıdır.
541 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.