Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni bekleyen
I
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde
Eve gece yarısı döndüm. Annem uyandı hemen. Karşılık-
lı oturduk konuşmadan: bizim sessiz bir ayinimiz bu. Yolda
Günseli’yle konuşmak istiyordum ve... adam tabancasını çı-
karıp ateş etti. Evet, her düşüncemin başında ya da sonun-
da aklıma geliyor bu cümle. Bu deftere aklıma geleni yazar-
sam rahatlayacağımı sanıyorum. Yüz kere yazmak
Kaatil - Ben sineğe bile kıyamam! Mecbur kaldım da öldürdüm...
Reis Bey - Nasıl öldürürsün? Göz! Renk renk dünyaları, en yakın zerreyi, en uzak yıldızı gören göz... Onu nasıl toprak doldurursun? Kalb dediğimiz, bütün gücümüzü veren esrarlı tulumbayı nasıl kırar, parçalarsın? Bunları yapmayı bırak bir tarafa; bunları yapmak imkanı var diye nasıl döğünmez, yırtınmaz, tepinmezsin? Gelin çocuklar, kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım!.. Sebep mi istiyorsunuz? Çok!.. Gündüzün bitişinde gece, düzlüğün yanında uçurum var diye... Gençliğin ötesinde ihtiyarlık, kavuşmanın berisinde ayrılık, ekmeğin ucunda açlık var diye katıla katıla ağlayalım!.. Çocuklar; dünya bir gözyaşı evinden başka ne olabilir? Ağlayanlardan olmak dururken, üstelik ağlatanlardan olmak reva mı?
Kan istiyor: Kan kanı çağırır; derler.
Taşlar kımıldar, ağaçlar dile gelirmiş
Fallar, esrarlı bağıntılar içinden
Saksağanlar, kargalar, kuzgunlar konuşurmuş
Kan dökeni bulup çıkarmak için...
Gece ne sularda? Sabaha çok var mı?
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir