Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
9/10 puan verdi
insan hayatta böyle birşey olacağını tahmin ediyordum deyip ama sanki bunu hiç düşünmemiş gibi yaşayıp olaylar olunca evet evet ben böyle olacağını tahmin etmiştimi ve iş işten geçmiş oluşunu engeleyemediği çok derinden yaşadığı anlar olur ya işte o duygunun kurgusu olan bir kitap bunu birbirine zıt iki karakter uyarlayarak kurgulamış yazar. Genişleyen bir evrende olayların aynı yerden başlayıp aynı yere dönücülüğünü de göreceksiniz.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,9bin okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
Ben çok beğendim, anlatımı, diyalogların çok az olması tam benim aradığım bir tarz. Kitabı okurken harcanan emeği görmek gerekir. Bence yazarın emeği, cümleler üzerine yorduğu kafa es geçilmemeli. Her bölümde o kadar gerçek şeyler göreceksiniz ki evet ya doğru bu böyle diyeceksiniz. Özellikle sınır bölümünde yaşanan askerlik anıları, askerlik yapmış erkekler benim kuşağım ve önceleri anlatılanlar için çok doğru diyeceklerdir. Yeni nesilde askerlik hakkında pek bilgim yok, onlar nasıl değerlendirir bilemiyorum ama kitapta anlatılanların gerçek olma olasılığı -aşağı yukarı-yüksektir. Benim ilgimi çeken yada bana tuhaf gelen sadece bazı karakterlerin, özellikle köyde yaşayan bazı karakterlerin çok bilge konuşmalarıydı. Gerçekten o karakter mi konuşuyordu, yada yazar mı onu öyle konuşturuyordu bilemiyorum. Şunu demek istiyorum edebi açıdan böyle bir teknik var mı bilmiyorum, normalde bir köylünün bu kadar bilge konuşmaması gerekiyor, sadece köylü karakterleri için değil kitabın bazı yerlerinde diğer karakterlerde de bu durum dikkatimi çekti. Özetle kesinlikle okunmalı diyorum ve 308 sayfalık kitabı çar çabuk okuyacağınızı da düşünüyorum.
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,587 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Fi Çi ve Pi. Önce yazarın söyleşisini okudum ve kitabı okumamaya karar verdim. Ancak her şeyi eleştiren ve kolay kolay bir şey beğenmeyen eşim üç kitabı birden alınca ve hatta tam gaz okuyunca şaşırdım. Kitabın görüşlerini karşılıklı tartışabilmek için ben de büyük bir kararlılıkla okudum. Pişman mıyım? Bir emeğe saygısızlık etmek istemem pişman değilim ama kitaptaki bazı yerleri görmezden gelmek için çok çabaladım. Çok fazla tekrar var. Örneğin Özge'nin bölümlerini rastgele açın "göz" ya da " yeşil" mutlaka göreceksiniz. Bu kitap herkes için yazılmadı diyerek eleştirilerin önünü baştan kapama akılllığı da görünüyor evet ben ce bu kitap yaşamın gizini böylesine kitaplarda aramayanlar için değil. O kadar çok şey söylüyor ki bir yerinde hımm bu ilginç bir düşünce diyorsunuz. İhtiyaç piramidinden, elektronlardan, yogadan, dengeden, beslenmeden, siyasetten, dinden, sünni-alevi kökeninden, yeni dünya düzeninden, ilişkilerden söz ederken yaşadığımız olayları örneğin gezi olaylarını popüler kişileri örneğin Sezen Aksu'yu birebir olmadan üstü kapalı görüyorsunuz. Şaban'ın kim olduğunu anlıyorsunuz. Günümüzden kopmaması da daha kolay anlaşılabilirliğini sağlıyor. Şahsen kitap ben de bir iz bırakmadı. Yaşama bakışımı değiştirmedi, farkındalık yaratmadı. Kitabı çok güzel bulanları da, hiç beğenmeyenleri de, yarım bırakanları da anlayabiliyorum. Edebiyattan ne anladığınızla, yaşamı sorgulayışınızla ve yaşama karşı nasıl tavır aldığınızla ilgili bu düşünceler kanımca. O nedenle kişisel görüşüm( özellikle edebi açıdan) oldukça olumsuz.
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mungan üretken bir şair,bir romancı, bir öykücü. Mungan devrim ruhlu bir düşünür. Var olanları hayallerle beraber harmanlayan, gerçekleri ve hayalleri anlattıklarında eriten, okuyucuya "Ya evet ben bu karakterleri burada, orada, şurada görmüştüm " dedirtecek bir yazar. Mungan dillinin hakkını veren ender yazarlardan, şairlerden biridir. Kimi zaman dilli yüzünden eleştirildiği de olmuştur. Kitaba gelecek olursak; bu kitapta entelektüel kadınlar, taşralı kadınlar, vicdanı körelmiş kadınlar, devrim ruhlu kadınlar, saf muzip ruhlu kadınlar, güzel kadınlar ve de çirkin kadınlar bulacaksınız. Her kadının bir hikayesi, her hikayenin bir şehri, her şehrin kültürü, her kültürün güzel ve çirkin yanlarını bir arada bulacaksınız. Bulduklarınızı anlayacak, anlattıklarınıza hak verecek, hak verdiklerinizi de sokakta göreceksiniz. Bazı hikayeler sıkıcı olabilirken, bazılarında zaman kavramının yok oluşuna tanıklık edeceksiniz. Mungan'nın en sevdiğim ve benimsediğim, her hikayenin başında not tutuğum kitabı oldu.
Kadından Kentler
Kadından KentlerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20082,423 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Evet, uzun süre sonra yine bir etkileyici çok beğendiğim bir roman okudum. Öncelikle yazardan ve yayın evinden bahsedecek olursam yazarın dili, üslubu gayet akıcı ve güzel. Sıkılmadan, zorlanmadan okudum bunda kesinlikle çevirmen ve yayınevinin katkısı çok yüksek. Ayrıntı Yayınlarından okudum ve 16. Baskısı elimdeki kitap. Kitap gayet kısa ve
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
Doğru, okuma insana çok şey kazandırır. Evet, çok şey...Okumaya başlar başlamaz görüş açınızın birden değiştiğini göreceksiniz.
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
384 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Okuduğum hemen hemen bütün yorumlarda yazarın diğer iki başyapıt diyebileceğim kitabıyla yapılan kıyaslama yüzünden Oz'un beğenilmediğini gördüm. Tabii ki herkes bir yazarın bütün kitaplarını sevmek zorunda değil ve eleştiri en doğal hakkımız ama naçizane tavsiyem, bir kitabı okurken yazarın kendi kitapları arasında bile karşılaştırma yapılmaması. Bir düşünsenize; şu an hangimiz yazarın bu kitaptan sonra yazacağı kitabın Olasılıksız yada Empati'den daha iyi olmayacağını bilebilir ki? Bir de bu açıdan bakın derim. Oz'a gelecek olursak, evet yazar, kesinlikle ilk iki kitabından çok farklı bir iş çıkarmış. Sanırım biraz daha küçük yaşta okurları etkileyebilecek bir roman. Fawer, bir röportajında ''biri 11, diğeri 9 yaşında iki kızı olduğunu, şu an çok kitap okuduklarını, bu hikayeyi onlara masal okurken kurguladığını ve bu hikayeden onların keyif almasını istediğini'' söylemiş. Ve kitabı okuduğumda anladım ki, bunu kesinlikle başarmıştır. Ne yazık ki okurken bende pek keyif aldığımı söyleyemeyeceğim ama yazıldığı tür konusunda çok okumadığım için kıyas yapma şansım pek olmadığı ve yaş olarak da bana hitap etmediğini düşündüğüm için olumlu yada olumsuz bir yönlendirme yapmak istemem.. Sanırım okuyup, göreceksiniz :)
Oz
OzAdam Fawer · April Yayıncılık · 20176,8bin okunma
552 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Geçmiş zaman nakkaşlarının dünyasında, minyatür ve resimlerin hayat bulduğu esrarlı bir masalın içinde, okuru kitabın sayfalarında derin bir uykuya yatıracak rüya gibi bir eser... Gerçek bir zamanda, gerçek olamayacak kadar güzel bir öykünün koluna girerek yapılacak olan bir yolculuğa şimdiden hoş geldiniz demek istiyorum. Evet, bu romanı övmek istiyorum. Buna değer. Gerçekten her türlü saygıyı hakediyor. Köpeklerin, şeytanların, ölülerin ve hatta âlemin tüm renklerinin dile gelerek bir resim içinde meramlarını anlatabildiği müthiş bir roman... Aşkın ve savaşın nakkaşların elinde resmedilişinde gözleri kör eden detaya ve sabra hayran kalmamak mümkün değil. Ressamın çizdiği resimle ve kendisiyle olan mücadelesinin, bir yerden sonra yazarın yazdığı romanla olan mücadelesine dönüşmesini zevkle göreceksiniz. İç seslerin kavgası arasında, sanatsal bir gizem içinde işlenmiş faili meçhul bir cinayetin izlerini arayacaksınız. Maktul size katilinin ismini asla vermeyecek! Her bir detayı yazar tarafından önceden hesaplanmış olan bir kurgunun, uzun süren sanatsal araştırmalar ile gerçek bir masal üzerine oturtulmuş olduğu her halinden belli bir yapıt. Kara'dan Şekure'ye, Kelebek'ten Zeytin'e kadar her bir kahramanın ruhunun, okuyucunun zihnine inceden inceye işlendiği bu muhteşem eseri lütfen okuyunuz.
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,2bin okunma
Bize özgürlükçü ordu gerekiyor. Bu nedenle halk kitlelerini kendi tarafımıza çekmek zorundayız. Onları kazanmak zorundayız,” diye devam etti Georg. “Ama nasıl!?” diyerek onun sözünü kesti Franz. “Sen bize işçi ve zanaatkârlarla birlikte olmayı mı teklif ediyorsun? Onlar ki, pis işlerinden başka hiçbir şey bilmezler. İşçiler, despotizme karşı savaşmaya kalkışacaklarına otursunlar okuyup yazmayıöğrensinler ilk önce. Fakirler, kendi istekleriyle olmasa bile sosyal gelişimi, ilerlemeyi engelliyorlar...” “Evet, haklısın. Bizden işçilerle vakit kaybetmemizi istiyorlar,” diye bağırdı tıpçı Wilhelm birasını bitirerek. Büchner’in konuşmaları, kıvırcık favorili, süslü, şişman biri olan Wilhelm’i kudurtmuştu. Büchner, öfke dolu bakışlarını karşısındaki üniversitelilerde gezdiriyor, dişlerini sıkıyordu. “Evet, halk, siyasetin teorik sorunlarıyla ilgilenmiyor,” diye başladı Georg kısık bir sesle, kendisini tutmaya çalışarak. “Ama biz bunun nedenini biliyoruz. Seçme hakkına bile sahip olmayan bu insanlar, neden siyasetle ilgilensinler ki? Ağır vergilerin altında ezilen, her gün açlıkla karşı karşıya olan köylüler, nasıl gazete okuyabilirler? Bunu yapabilmek için ne paraları, ne de zamanları var. Okur-yazar da değiller. Biraz da aşağıya inin. Gidin o insanların yanına, onlarla kendi dillerinde konuşun, ihtiyaçlarını konuşun; ancak o zaman sizi anlayabilirler. Köylülere, zaten hiçbir anlamı olmayan anayasadan bahsetmeyin. Yoksulluklarını, açlıklarını konuşun ve o zaman onların zaten arkanızda olduğunu göreceksiniz. Çünkü onları artık kazanmış olacaksınız."
Sayfa 101Kitabı okudu
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Sorunlara Tutunmak: İnsan ilginç bir varlık. Hiçbir insan kendi nefsini, egosunu eleştirmek istemez. Ve her insan kendi benliğini korumak ister. Bu çok zor bir olaydır. Nefsimizi, egomuzu eleştirmemek için dışımızdaki dünyadan bahaneler uydururuz. “Evladım, neden ödevini yapmadın?” “Şey öğretmenim, akşam evimize
Kekemelik ve 5 Boyut Terapisi
Kekemelik ve 5 Boyut TerapisiHayrettin Şahin · Alfa Psikoloji Yayınları · 201625 okunma
Bir an bırakın her ne yapıyorsanız, bakın bi etrafınıza. Benim gördüğümü göreceksiniz biliyorum; Siz de teksiniz ya da en fazla iki üç kişi benziyor size... Evet, bir avuç insanız artık... Bir avuç kaldık bu kalabalıkta; bir şeyleri kılıfına uyduramayan, çıkar dengesi gözetmeyen ve hep kendinden veren, orta yol dedikleri her ne ise onu tutturamayan, dünyanın şu haliyle yaşamak fikrine ısınamayan, bir avuç insanız. Kendi payıma ne yazsam kelime israfı.. 2 aylık bebeğe tecavüz eden yaratıklarla aynı biyolojik türden olduğum gerçeği çok ağır. Susmak mı lazım, haykırmak mı bilmiyorum. Anlamaya çalıştıkça eksiliyor, bütününden zarar ediyor insanlığım. Yani konuşmanın bir yararı yok, çaresizlik hissimi katlamaktan başka işe yaramıyor... Dünya mide bulandırıcı, dünya endişe verici, dünya sıkıyor, utandırıyor, nefes aldırmıyor. Dünyanın sevilecek hiçbir tarafı yok ve eminim bu mevzuda onunla hislerimiz karşılıklı!
1.350 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.