Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık kişilere evlenme fikri ne kadar zor geliyorsa, boşanma kararı da bir o kadar kolay alınır hale gelmiştir.
KITABIN YAZILIŞ AMACI
Anlaşılan o ki, evlilik cennet de olabiliyor cehennem de... Bu kitabın amacı, evliliği böylesine zıt kutuplara sürükleye­ bilecek unsurlar üstüne okuru düşündürmek ve evlilik kararı vermeden önce onu farkındalıklarla donatmak.
Reklam
demekki aşk evliliği her daim yasakmış
İlkel toplumlarda evlilik özel bir ilişki değildir; aileyi ya da grubu ilgilendirir. Kabile ya da klan, evliliği onaylamakla kalmaz, karar mercidir; evlilik kararını onlar verir. Karşı cinsten iki bireyin kendi inisiyatifleriyle evlilik kararı almaları şok edicidir; hatta belki daha da kötü karşılanır. Avustralya yerlileri1 bir adamla evlenmek için kaçan bir kadına, fahişeden biraz daha iyi gözle bakarlar. Hidatsa Kızılderilileri aileler arasında bir anlaşma olmadan yapılan evlilik için kötü bir ad kullanırlar. Haidalar, ebeveynleri tarafından çocukları daha bebekken ayarlanmamışevlilikleri usulsüz sayarlar. Batı Afrikalı bir zenci, bir mahkemede, “Adam piçti, çünkü ebeveynleri aşk evliliği yapmıştı,” demiştir. Pataui Devletlerindeki Malayalılar için böyle bir evlilik yasal değildir. Tarih boyunca tüm ilkel topluluklarda böyle olmuştur.
İdeal bir dünyada, evlilik yeminleri baştan sona yeniden yazılacak. Nikah masasındaki çift şunları söylecek: " Birkaç yıl sonra, bugün burada yaptığımız şey hayatımızın en kötü kararı gibi görünmeye başlarsa, paniklememeyi kabul ediyoruz. Bununla beraber, gözümüz dışarda olmayacak, söz veriyoruz. Zira dışarda bundan daha iyi seçenekler olamayacağını kabul ediyoruz. Hiçbirimiz iflah olmayız. Kaçık bir türüz biz." Cemaat son cümleyi büyük bir ciddiyetle tekrarladıktan sonra, çiftimiz şöyle devam edecek: " Birbirimize sadık kalmaya çalışacağız. Bununla beraber, başkalarıyla yatmamıza izin verilmemesinin bir varoluş trajedisi olduğundan eminiz. Kıskançlıklarımızın bu tuhaf ama sağlam ve müzakereye kesinlikle kapalı kısıtlamayı çok gerekli hale getirdiği için kusurumuza bakmayın. Cinsel açıdan tam bir Don Juan hayatı sürüp pişmanlıklarımızı farklı farklı insanlara yüklemek yerine, bütün pişmanlıklarımızı sadece birbirimize yükleyeceğimize söz veriyoruz. Farklı mutsuzluk seçeneklerini inceledik ve sonunda birbirimizi birbirimizle bağlamayı seçtik." Aldatılan eş, partnerinin sadece kendisiyle hoşnut olmasını istediğini söyleyip, büyük bir kızgınlıkla halinden rahatça şikayet edemeyecek. Bundan daha dokunaklı ve daha yerinde bir şey yaparak şöyle haykıracak: " Nice zorluklarla kazanılmış evliliğimizin temsil ettiği özel taviz ve mutsuzluk çeşidine sadık kalacağına güvenmiştim."
iran'da kadın olmak
"Kanuna göre evlilik kararını kadın kaç yaşında olsa, isterse kırk yaşında olsun, tek başına veremez, babasının izni gerekir. Erkek, taadüt-ü zevcat, yani erkek çokeşliliğine verilen izin sebebiyle rahattır. Dört nikâh yapabilir, sayısız imam nikâhı, yani siga yapabilir. Her İranlı erkek bunu yapmaz elbet. Ama her İranlı kadın bunu yapmayan
Sayfa 192 - Güldünya YayınlarıKitabı okudu
“Almitra sözü aldı ve sordu: Peki üstat ; evlilik nedir? Cevap şöyle geldi : Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız . Allah’ın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız. Ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın ; bırakın ki , cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin... Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin...” HALİL CİBRAN
Reklam
Evlilikte esas konu zıtlıklardan çok uyumdur, birliktelik hareket etmek, birlikte karar almak ve uygulamak evlilik için çok çok önemlidir.
Oğuz'un evlilik kararı aile çevresinden olumlu yankı almaz. Çok değer verdiği annesi Muazzez Hanım, onun kendisinden daha yaşlı bir kadınla evlenmesinden hoşlanmamıştır. "Tehlikeli Oyunlar"da Hikmet'in annesi Mukadder Hanım da oğlunun ev­lenmek üzere olduğu Sevgi ile ilgili olumlu duygular beslemez. Romandaki fantastik tiyatro oyunu içinde, ölmüş anne Mukad­der Hanım geri dönmüş ateş püskürüyordur: "MUKADDER HA­NIM: (.. .) O kadını tanıdıktan sonra gözün hiçbir şeyi görmez oldu. /HiKMETII:Rica ederim anne Sevgiye 'kadın' deme."(T0.375) Çevreyle savaşım içindedir roman kişisi Hikmet. Arkadaşla­rı da Sevgi'nin Hikmet için uygun olduğunu düşünmüyorlar­dır. Romanda Hikmet'in çevresindeki insanların çoğu "Sevgi'yi beğenmiyorlardı[r}" (T0.246). Sevgi ise bu tepkileri sakin kar­şılamış görünüyordur: "Üzülme, dedi Sevgi. Bazı güzellikler her­kesle paylaşılamazdı. " (T0.246) Oğuz'un da aile çevresi ve arkadaşlarının, onun Fikriye ile kuracağı birlikteliğin ne denli uyumlu olduğu konusunda endişeleri vardır. Bu endişelerin ne­ deni; terbiyeli ve ölçülü bir yapısı olan Fikriye'nin kişiliğinden çok, çocukluğundan bu yana sıradışı bir zeka potansiyeli sergi­lemiş olan kitap kurdu Oğuz'la bu sessiz kızın kuracakları bir­likteliğin ömrü ile ilgilidir.
Sayfa 136- 137/FİKRİYE İLE EVLİLİKKitabı okudu
Evlilik aynı çatı altındayken de kendiniz olabildiğiniz ama her şeye rağmen kalbinizde sevgi, huzur ve güven duyabildiğiniz yerdir. Mutlu bir evlilik konforlu bir ev ortamının kurulduğu, faturaların ödendiği, sorumlulukların kusursuzca herkes tarafından yerine getirildiği bir birleşmeden çok daha ötesidir. İyi bir evlilik ancak her iki tarafın da kendini güvende, mutlu ve huzurlu hissedebileceği bir düzen kurmakla olur.
453 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.