Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ayrıcalıklı kişilerin ezilmişler karşısında kendilerini bağışlatmak için omuzlarında hissettikleri kaygılar, aslında ayrıcalıklı kişilerin ayrıcalıklı kanunlarını koruyabilme kaygılarıdır.
ve otoriter bir başkan olan Abdulmuttalib'ten sonra Mekke'nin düzeni kargaşaya boğuldu. Bütün kabile başkanlarının isyan etmesi yüzünden mazlum ve alt sınıf, yani halk, zulüm ye tecavüze uğruyordu. Bir rehber ve kurtarıcı bulunmadığı için, ezilmişler ve zayıf kimselerin hakkı kolayca çiğneniyordu.
Reklam
"Kaybola Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var Bakınca bir yaşama ordusu çıkıyor aydınlığa Bir çiçek geliyorsun yer altı çevresinden Bir kartal gidiyorsun çıplağın ayaklarla Şimdi bir pembeyi kovuşturuyor Omzundan yukarıya üç polis Deli ediyor onları saçlarında Bir karanfil çok Bir karanfil azala. En saklı
Ezilmişler
Merhamet diledik, ıstırap yağdı göklerden İndi yüzümüze tokatlar, çelik muştalar Zulümler gördük, bizimle aynı yaştalar
"Az gelişmiş" olarak nitelendirilen bu toplumlar modernleşmenin misyonerleri açısından modernleşmeye zorlama konusunda en uygun alanlar olmakla kalmamış, üstüne üstlük sömürülmüş ve ezilmişler; başka bir deyişle gülünç hale getirilerek Beyazlara ait düzenin birer karikatürüne dönüştürülmüşlerdir. Tıpkı eskiden fuarlarda kendisine amiral kostümü giydirilerek gösterilen maymunlar gibi.
"Patronage"
Japonyada bir "patronage" meselesi vardır. "Patronage", yani bir tür "babalık" durumudur. Bu Japon Şintoizmin bir parçasıdır. Manası da alt tabakadakiler, yani ezilmişler için bir nevi baba olmaktır. Bu özellik Japon ekonomisine de yansımıştır..... Görüldüğü gibi kanaat, üretimden kaçmak değil, aksine üretime daha fazla önem vermek ve buna vurgu yapmaktır. Zira az tüketip çok üreten bütün toplumlar mutludur, zarar görmez ve hiçbir zaman toplumda enflasyon olmaz.
Sayfa 54 - Fecr YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kaybola'dan
... Bakınca bir şiir canlıyorum dünyaya Yapılan bir şeydir şiir, yuvarlak, kırmızı, geniş En genişi en kırmızısı o ezilmişler katında Şimdi bir gizliyi kovuşturuyor Gözlerinden içeriye üç polis Deli ediyor onları mısralarımda ...
Adem Yayınları, 2003Kitabı okudu
Eğer beni sevindirmek istiyorsanız, eserlerinizin musveddelerinden birkaç sayfa yollabilirsiniz. Genç kızlar gibi imza değil, sadece sevdiğim yazarları daha iyi anlabilmek için bunu yapiyorum. Dosto' nun " Ezilmisler ve Asagilanmislar" eseriyle, Tolstoy'un "Kroycer Sonat'indan ikişer bölümün musveddeleri koleksiyonumda... Hürmetle, Stefan Zweig...
Sayfa 251
Nietzsche, dinin, güçlü olanları aldatmak üzere güçsüzlerce uydurulduğunu; Marks ise, bunun tersini iddia etmiştir. Dinin "uydurulmuş" olduğu farzedildiği takdirde Nietzsche'nin görüşü Marks'ınkinden daha ikna edici görünüyor. Çünkü güçsüzler, ezilmişler, kabiliyetleri daha az olanlar eşitlik, hürriyet ve aynı değerde olma isteklerini ancak ve ancak dini esaslara istinad ettirebilmişlerdir. Dinden başka her şey ve hatta ilim, insanların eşitsizliğini ısrarla teyit ediyordu. Bu eşitsizlikle ilgili iddiasını da şöyle açıklıyor Aliya bir önceki sayfada: İnsanların eşitliği ve kardeşliği, ancak ve ancak insanı Tanrı'nın yaratması durumunda mümkündür. İnsanların eşitliği manevi bir gerçektir, tabi(fiziki veya entelektüel) bir gerçek değil. Bu eşitlik insanın ahlaki değeri olarak, insan şahsiyetinin vazgeçilmez değeri olarak mevcuttur. Diğer taraftan insanlar fiziki, ictimai ve akıl sahibi varlıklar olarak topluluk, millet, sınıf veya siyasi bir sistemin üyeleri olarak daima eşitsizdirler. İnsanın ruhi tarafını tanımazsanız, insanların eşitliğinin dayandığı yegane esası kaybedersiniz.
Sayfa 78
222 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.