Distopik bir düşünce etrafında şekillenen kitap aslınanda toplumun totaliter rejimlere karşı baş kaldırışının bir yansıması. Herhangi bir toplumdaki bütün bireyler görme yetisini tamamen yitirse dahi onun özgür ruhu zincirleri tamamen kırmaya her zaman yeter.Asıl körlük basit bir şekilde göz organının işlevini yitirmesinden çok daha ayrımlı oysa.
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,1bin okunma
İleri derecede Fanatizm "Fallik Dönem Fiksaksiyonuna" işaret eder.Elbette bu her duruma genellenebilecek bir kanı değildir bu .Fakat bunu bizzat gözlemleme fırsatı bulduğum için bugün bir kez daha S. Freud önünde saygıyla eğildim.
Alfread Adler'in "üstünlük ve aşağılık kompleksi" teoriden alınıp dinamik hayata entegre edildiğinde esasen bütün davranışların (fizyolojik ihtiyaçlara dönük davranışlar hariç ; açlık, cinsellik vs.) kontrol merkezinin bu kompleksler olduğunu şeffaf bir biçimde görmek mümkün.
Şimdi dengesizliği yaratan asıl ikilem ; herhangi bir davranışı yordamak gerekirse ilk başvurulması gereken kaynak ne olmalı :
Alfread Adler Aşağılık ve Üstünlük Kompleksi
Victor Emil Franli Üçüncü Viyana Ekolü (Logoterapi)
Benim böyle bir kitabı bir daha elime alıp okumaya takatim kalmadı. Ruhum,duygularım her satırda biraz daha incindi biraz daha paramparça oldu.Oysa şimdi kendimden duygularımdan bahsetmem bencillik ,biliyorum.Ben bu kitabı okuyamazken ve okumakta bu kadar zorlanırken bunları yaşayan her çocuk beni affetsin.İçimde çok şey var yazmak istediğim.Sanırim içimde ki burukluğu bir süre satırlara dökemeyeceğim..
Mustafa İnan; yaşadığı dönemde anlaşılmayan bir bilim adamı.Kalıplaşmış değer yargılarından soyutladıkça kendini toplum tarafından soyutlanan bir bilim adamı.Günümüzde de öyle değil mi ama? Farklı olmak yadırganır bizde.Farklı olan ya var olan yargılarda eritilir ya da tamamen dışlanır.
Veee bitti..
Esasen kitapta çok önemli noktalar yer almakta ve çekirdek düşünceler ile başa çıkma yöntemlerinin verilmesi ayrıca kitabın işlevselliğini artırmakta.
Aslında verilmek istenen en cazip mesaj ise şöyle "Birey her ne kada kendi özgür iradesi ile hareket etsede ebeveynlerinin yaşamından, geçmişinden ve travmalarından soyutlanamaz"
Kitabı kapatırken şunu söyledim ilkin: " Iyi ki hocam önerdi bu kitabı ve ben 'Mark Wolyn' ile tanıştım "
Ahh Momo...Sen ne güzel bir kitapsın.Yıllar önce yazılmıs olmana rağmen sanki günümüzun teknoloji bağımlılığını ve "sanal kalabalığını " önceden görmüş, bunu duman adamlar metaforu ile anlatmışsın. Şunu çok daha iyi anladım bir kez daha "Hayat sanal ortamda yaşanmayacak kadar gerçek ve gerçek olan her zaman yaşanmaya değer."Bir insan tarafından dinlemenin önemini vurgulanması ayrıca çok ince düşünülmüş bir ayrıntı. Bir Psikolojik Danışman olarak bende her zaman karşımdaki insanları dinlemeye hazırım.Ama süreçte beni de sabırla dinleyenlere selam olsun.Öpüyorum gönül gözlerinden. ..
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766bin okunma
Bir "palto" hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. Bir kitap kahramanı hiç bu kadar derinden etkilenmemişti okuyucusunu. Kitabı kapatırken esasen bazı insanlar için değeri olmayan pek çok şeyin bazı insanlar için ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlıyor okuyucu.İste o şey bu kitapta bir 'palto" idi.Kiminin vestiyerinde onlarcası dururken kimisinin sadece hayallerinin vestiyerinde asılı.
Bir psikiyatristin dilinden dökülen muazzam cümleler. Özenle seçilmiş bir kurgu.Kitabı okurken zihnimi en çok meşgul eden düşünce ise acaba gerçekten kurgu mu ya da tamamen gerçek bir olay mı?
Kitabın temel düşüncesi ise terapis ile danışan arasında ki temel ilişki. Aslında kitabın bütünüde bu noktaya fazlasıyla değinmekte. Kim ne derse desin Terapist ile danışan arasında var olan temel ilişkiden başka bir çoklu role asla tahammül edilemez.Terapist ile danışan arasında ki duygusal bir yakınlaşma iki taraf İçinde süreç sonunda yıkıma neden olur.Meslek etiği açısından bakıldığında böyle bir durum zaten kabul edilemez.
Şu da bir gerçek ki ; bir insana verilebilecek en iyi terapi içgörü kazandırmaktır. Alem -i cihanda gelse bir insanı kendisinden daha iyi tanıyacak başka bir terapist , daha yoktur.
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215,2bin okunma
Kitabı okurken bir an gerçekten dehşete kapıldım .Toplama kamplarında yaşanan bu insaanlık dışı yaşantıları duyumsamak bile insanı dshşete sürüklüyor. Okumaya devam etmek istemedim bir süre .Fakat sonra bir düşünce sardı zihnimi.Üzerinden yıllar geçmesine rağmen; ben bu yaşananları okuyamazsam bunları yaşayan insanlara haksızlık olmaz mı?
Ahhh yine bir kitabın sonuna geldim. Belki çok detaya takıldım.Ama bu kitap beni bu ikilem ile yine buluşturdu."Tanrı mı insanı yarattı insan mı Tanrı 'yı? ".Her ne kadar bir ikilem olsada benim için her zaman Tanrı insanı yarattı inancı değişmeyecek. Çünkü her ne kadar bir organizma olsak da duygularımız ve hissiyatımız da var aynı zamanda.Ben hissettiğim sürece bu ikilem söz konusu olmayacak.Zira bunu asla göz ardı edemeyiz .
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,8bin okunma
"Anlam Arayışı" .Belki de insanoğlunun yüzyıllardır hayatının merkezinde olan, tek düze yaşam içerisinde , onu bu tek düzelikten kurtaran en önemli güç. Zira bu arayış olmasaydı insan içindeki "Ben"i asla ortaya çıkaramazdı. İşte "Siddhartha"nın arayışı ve kendi "Ben"ni bulma arzusunun kitabı.
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038bin okunma
Ah ne kadar geç kalmışım bu kitabı okumaya. Daha ilk satırlarda anladım ne kadar geç kaldığımı. Mümtaz'ın adını koyamadığı bunaltılarının sanki aynısı her dakika benim içimde. Esasen içimizdeki "Huzurun" değil "Huzursuzluğun" kitabı.
Günümüz psikologları ,psikiyatristleri ve psikolojik danışmanları çocukluktan getirtilen deneyimlerin gelecek yaşamın neredeyse tamamını kontrol altına aldığını vurgulamakta.Oysa Adler bu konu ile ilgili ne kadar manidar bir fikir one sürüyor. İnsanlar hata yaptığında bunu geçmiş yaşantılara atfetmek yerine ;"Haklsın. Gelecek sefer daha iyi biliyor olacağım ". Bu fikir yeni dönem problemleri için bir pusula mahiyetinde olmalıdır.
İnsan DoğasıAlfred Adler · Dorlion Yayınevi · 2018161 okunma
Yine Hemınway yine savaş teması...Ama bu seferki savaşın arasına serpiştirilmiş bir şey vardı."Sevgi".Sürekli savaştan yorulmuş iki insanın sevgiye sarılması, onu bir kurtarıcı gibi benimsemelerinin hikayesi esasen.
İnsan doğuştan dünyaya boş bir levha olarak gelmez.Onun içinde hem iyilik vardık hem de kötülük. İyi ya da kötü olmak ise kendi tercihidir.Fakat zaman ilerledikçe neden kötü olmak daha da baskın oluyor? İşte bunu anlamak çok güç.Oysa iyi olmak insanı özüne yaklaştırır.."İnsan "kavramı ile benliğini bütünleştirir.
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,5bin okunma
Birçok kitap ile karşıaştım ölüm anksiyetesini anlatan.Her anlatım biraz daha hissettirdi ölüm korkusunu.Oysa her canlı mutlaka ölümü tatmayacak mı? "İdam" kavramının bu kadar ağır olmasının nedeni ne zaman olacağının bilinmesinden midir?
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,9bin okunma
Her gün biraz daha yabancılaşıyor sokakalar.Her dakika biraz daha uzaklaşıyorum geçmişimden. Özlüyor insan geçmişin her zerresini.Belki de bu yüzden Mevlut 'u bu kadar yakın hissettim kendime.Bozanın sokakta satılmasının tuhaflaşması gibi zaman ilerledikçe her şey tuhaflaşıyor ve yabancılaşıyor esasen.
İç dünyanı nasıl tanımlarsın dediklerinde kifayetsiz kalan kelimelerime bu kitabın cümleleri yeterdi.İç çatışmalarımın dizelere dökülmüş hali sanki.Sartre'nin enlerinden.
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,9bin okunma
