Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Furkan BÜYÜKTÜRK

En Ortak Noktamız : Para ?
Para insanlar tarafından yaratılmış ve neredeyse tüm kültürel farkları aşabilen tek güven sistemidir, ayrıca din, cinsiyet, ırk, yaş ve cinsel yönelim üzerinden ayrımcılıkta yapmaz. Para sayesinde birbirini hiç tanımayan ve güvenemeyen insanlar etkin işbirlikleri yapabilirler.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
"İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olanıdır."
Sayfa 222Kitabı okudu
Hz. Süleyman'ın Hikayesi
Bir krallıkta ihtilal olur.Kraliçe, bebeğini bırakıp kocasıyla birlikte kaçar, bakıcı kadın bebeği orada bırakmaya kıyamaz, alır götürür, büyütür, yetiştirir. Yıllar sonra işler düzelince kraliçe çocuğu geri ister. Üvey anne ise çocuğu kendisinin kurtardığını, emek verip büyüttüğünü, artık onun evladı olduğunu söyleyerek bu talebi kabul etmez. Konu Süleyman pergamber'e gelir,o da "ortaya bir daire çizin" der. "Çocuğu buraya koyun, bir kolundan anası, öteki kolundan da üvey anası çeksin, çocuğu kim dairenin dışına çıkarır, yanına çekerse ona vereceğim." Peygamber'in dediği gibi yaparlar. Çocuğun bir koluna anası, öteki koluna üvey anası yapışır, başlarlar çekmeye. Çocuğun canının yandığını gören üvey ana onun kolunu bırakır. Yüreği dayanmaz. Evladım parçalanacağına, o kadında kalsın bari der. Kraliçe çocuğu yanına çekebildiği için mutludur ama Hz. Süleyman," Bu çocuk üvey ananın hakkıdır" der. "Onu gerçek anasından daha çok korudu. Parçalanmasından, zarar görmesinden korktu. Çünkü ona emek verdi, hayatta tuttu, yetiştirdi. Artık gerçek anası odur."
Sayfa 110Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Belki den her şeyini yitiren bir insanın son sığınağı insan onurudur, elinde kalan tek şey budur,diye düşünüyorum."
Sayfa 143Kitabı okudu
"Allah uyuz versin de tırnak vermesin, şeklindeki beddua favorim olarak başköşeye yerleşti. Allah uyuz versin de tırnak vermesin, ne demekti, ne korkunç bir işkenceydi kimbilir."
Reklam
Çok eski bir gerçektir ölüm, ama herkese yeni gelir.
Sayfa 244Kitabı okudu
Entellektüel iyimserliğe karşı, politik gerçek.
Stefan zweig'ın yıllar önce okuduğum satırları aklıma geldi. Uçakların icadı Zweig'ın neslini çok heyecanlandırmış, dünyada savaşların sonunun geldiğine inandırmıştı. Uçaklar havadan uçtuğuna göre sınır falan tanımazdı ki. Dolayısıyla sınırlar yok olacak, barış gelecekti. Ama o nesil birkaç yıl sonra uçakların gökten bomba yağdırarak Avrupa'yı yıktığını görmenin şokunu yaşamıştı. Entellektüel iyimserliğe karşı, politik gerçek.
Sayfa 430 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
"Gazali bağdat'taki eğitimini tamamladıktan sonra bir kervanla Tus şehrine dönüyor.Ama yolda kervanı haramiler soyuyor ve herkesin altınını,gümüşünü alıyorlar.Gazali'nin de bir tek torbası var.Torba da gidiyor.Herkes kaderine razı olmuşken Gazali haramileri aramaya başlıyor.Aylarca aradıktan sonra haramilerin saklandığı mağarayı buluyor ve torbasını geri istiyor.Nöbetciler bu deli çocuğu öldürmeye hazırlanırken Haramibaşı gürültüleri duyuyor ve neler olduğunu soruyor.Bir deli oğlanın geldiğini ve torbam da torbam diye tutturduğunu söylüyorlar.Haramibaşı 'Gönderin şu çocuğu bana' diyor. Sonra ona ' Evladım,herkesin servetini aldık,ses çıkaran olmadı.Senin torbanda bunlardan daha kıymetli ne olabilir ki canını tehlikeye atıp buralara geldin?' diye soruyor. Gazali 'Benim yüküm onlardan daha değerli' diyor. 'Çünkü içinde bağdat'tak ki hocamın ders notları vardı.' Haramibaşı 'Verin şu çocuğun torbasını' diye emrediyor. 'Karnını doyurup yola çıkarın.' Sonra da gazaliye dönüyor. 'Ders notlarını iade ediyorum delikanlı,' diyor. 'ama alim olmak istiyorsan bir şeyi hiç unutma.' Gazali 'Nedir o?' diye soruyor. Haramibaşı diyor ki: 'Senden çalınabilen bilgi,senin bilgin değildir.' "
Sayfa 239 - DOĞAN KİTAPKitabı okudu
"İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar."
"Korku cezadan çok daha beterdir,çünkü ceza bellidir,ağır da olsa,hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar,o sonsuz gerilimin ürkütücülüğü kadar kötü değildir."
Reklam
Çünkü güneş olmasaydı,toz olmazdı.(Batı ülkeleri temiz olmalarını güneşsizliklerine borçludurlar.)
Sayfa 115Kitabı okudu
Kadınların hepsine yardımcı olmak,sadece birini sevmek.
Sayfa 148Kitabı okudu
Söz Vermek ve Reddetmek
Sizden yapamayacağınız birşey talep edildiğinde,bunu hiçbir umuda yer bırakmayacak şekilde reddedin;üstesinden gelebileceğiniz bir şeyse hemen söz verin:Böylece,bir kişiliği mükemmel bir şekilde ortaya koyan çifte saygınlığı,hem reddedişin hem de iyilik yapmanın zarafetini sergilemiş olacaksınız.
Sayfa 138Kitabı okudu
Aydın olmak...
Aydın olmak gösterişli bir kıyafet giymek yahut kolalı bir yaka ve modaya göre şapkayla dolaşmak değildir.Aydınlar halkın beynidir.Halk bizi eğitimimiz bittikten sonra iyi maaşlı bir işe girerek,akşamları lokantalarda oturmak ve sözde 'okuma salonlarında 'kağıt veya domino oynamak için yetiştirmedi.Bu hayatı yaşayanlar aydın değil,aydın sürpüntüleridir.Aydın olarak sizlerin vazifesi halkın zekasını,vicdanını,irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmektir.
Bütün Gücü Vatanınıza ve Halkınıza Adamalısınız !
Hayatta istediğiniz mesleği seçebilirsiniz;örneğin profesör,doktor,işçi,bilim insanı,tüccar,subay,din adamı,memur,köylü veya bakan olabilirsiniz,bu sizin yeteneklerinizle ve şartların uygun olup olmamasıyla ilgili bir durumdur.Fakat şunu hiçbirzaman unutmayın:Vücudunuz,akılınız ve ruhunuzun sahip olduğu bütün gücü vatanınıza ve halkınıza adamalısınız.