BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
73 Seçimlerinin propaganda sürecinde tam bir Ecevit rüzgârı esmiştir. Dağa taşa “Karaoğlan” yazılmıştır. Ecevit, adı, söylemi, hatta giyimiyle, birdenbire Türkiye kamuoyunun merkezine oturmuştur. Popülaritesi düşen Demirel ise “şapkasını alıp giden adam” olarak algılanmaya başlanmıştır... 14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerinden CHP, hiç
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Fetih-4
هُوَ الَّذِي أَنْزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَانًا مَعَ إِيمَانِهِمْ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللهُ عَلِيمًا حَكِيمًا O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
O bakımdan hiçbir zaman '' lisanullah'' şeklini ifade kullanılmamıştır ama' 'Kelam' 'kelimesi Allah'a izafe edildiği için kelamullah şeklinde kullanılmaktadır (Bak. Bakara Suresi 75 Tevbe Suresi 6 Fetih suresi 15 ayetleri inceleyiniz) Allah Çağlar Boyu görevlendirdiği Peygamberlere ve elçileri o peygamberin ve elçinin dili neyse kelamını o dilde Beşer seviyesine indirerek vahyini bildirmiştir (Bak. İbrahim suresi 4)
Arif Dirlik (1940-2017): Marksist Bir Düşün İnsanı İçin Bir Portre Denemesi
Arif Dirlik’le (1940-2017) düşünsel tanışmam 2001’de, ünlü ‘İmparatorluk’ kitabıyla oldu. Hardt ve Negri, kitapta Arif Dirlik’e gönderme yapıyordu. İlk kez duyuyordum adını. Şaşırmıştım. O zamanlar, internet çok yaygın değildi, yaygın olsa bile pek de fark etmezdi; çünkü birçok kaynak internette erişilebilir değildi. 2005 yılında üniversite
500. FETİH YILINI KUTLAMA MESELESİ 1953 yılının milliyetçi hareketleri içinde bir hâdise daha gelip geçti. Atsız bu hâdisenin içinde veya ortasında değildi, ama yine de ilgiliydi ve uzaktan da olsa ibretle takip ediyordu. Hükûmetin 500. yıldönümünü kutlamaktan neredeyse vazgeçmek üzere olduğunu anlıyorduk. Bu davranışın bir örneğini yakından
Reklam
Cephelerdeki Aydın Gençler Mekteplerin Öğretim Kürsülerine Dönünce Cehalete Karşı Sarsılmaz Bir İstihkâm Vücuda Getirecek ve Geleceği Oradan Fetih ve Zapt Edecektir Efendiler! Şimdiye kadar yapılabilen şeylerin genel maarife ait ihtiyaç mızdan binde birini bile tatmine kâfi olmadığını itiraf etmek hakikatperestlik lüzumundandır. Bununla beraber, harbin bilhassa maarif idaresi ve mektepler üzerinde gösterdiği fevkalade tesirler karşısında temin edilebilecek başarıların ancak temin edilebilenlerden ibaret kalacağını tasdik etmek de insafperverlik şiarı sayılmak lazım gelir. Cephelerdeki subaylar saflarından boşalan yerlere mektepler, gençliğin yüksek ve aydın unsurlarını vermiştir. Bu iki kere kıymetli unsurların mekteplerimizin öğretim kürsülerine döneceği ve cephelerde sarf olunan mühimmatın kısmen mekteplerimizde harita ve kitaba dönüşeceği tam bir barış ve sükûn devresinden sonradır ki maarif idaresi o kürsüler üzerinde cehalete karşı sarsılmaz bir istihkâm vücuda getirecek ve geleceği oradan fetih ve zapt edecektir. Mustafa Kemal ATATÜRK 1 Mart 1923 TBMM 1. Devre 4. Toplantı Yılını Açış Konuşması
Sayfa 55 - KaynakKitabı okudu
Bütün bu topraklar, Tolede, Sevilla, Valladolid, Saragossa ve Barcelona'nın toplamından daha kalabalık bir nüfusa sahipti. Bu şehirler doluyken bile, Tanrı'nın bu bölgeye yerleştirdiği insanlar kadar halka sahip olmadılar. Etrafını gezmek için, 1800 milden fazla yol katetmek gerekirdi. 12 yıl boyunca, bu 450 millik alanda, İspanyollar 4 milyonu aşkın insanı, kadın, çoluk çocuk, genç, yaşlı demeden bıçakla veya mızrakla öldürdüler, ya da diri diri yaktılar. Söylediğim gibi "fetih" dedikleri, aslında vahşi zorbaların şiddete dayalı işgalleriydi. Bu işgaller sürdükçe, yalnız Tanrı'nın değil, bütün insani kanunların da kınadığı cinayetler devam etti.
Daha önce, ziraatın zorla ortaklaştırılması sırasında Ukrayna ve öteki ziraatçı alanlarda olduğu gibi Kuzey Kafkasya da aynı trajediye katlandı: Açlık ve toplu baskı. Nüfusun %7 si bu dönemde eridi. II.Dünya Savaşı sırasında Kuzey Kafkasya'da olup bitenler Sovyet, propagandasıyla gerçek arasındaki büyük uçurumu en iyi bir biçimde gösterdi.
29- Özellikle haklardan vazgeçme üzerine yükselen Oslo (Gazze-Eriha) Anlaşması'na ve işleri uzlaşmacı yollarla düzeltme projesine Filistinli, Arap ve İslâmi çevrelerden oldukça güçlü itirazlar yöneltildi. Bu itirazların en belirgin noktaları şunlardır: a- Güvenilir İslâm âlimleri siyonist yönetimle bu şekilde barışçıl bir çözümün, buna davet
Sayfa 43
Geri127
280 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.