Topal Ali oldu İngiliz kralı:-)
Ayağında giyitleri, kolunda okka altın köstekli Longines marka saat, belinde fil dişi saplı, sapı altın kaplı nagant tabanca, elinde Alaman filintası, başında mebus fötr şapka ve altında İngiliz kırması bir al at...
Sağlam ahlâk düsturları, ev, zevce, çocuk, aile filansa, evsiz barksız, ömrünün son yıllarını Parkotel’de, otelin bir odasında geçiren Yahya Kemal’e ne diyeceğiz? Niye evlenmemiş, niye çoluksuz çocuksuz mu diyeceğiz?
Sayfa 70 - Everest Yayınları, Ocak 2014, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
Reklam
Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye? Bir tüccarın ya da memurun fazladan beş, on yıl yaşamasının kime ne faydası var? Tıbbın gayesini, ilaçların acıları hafifletmesi olarak görürseniz kaçınılmaz olarak ortaya şu soru çıkar: Acıları hafifletmenin amacı nedir? İlk olarak, acıların insanı kusursuzluğa götürdüğü söylenir. İkinci olarak ise eğer insanoğlu acılarını haplarla ve damlalarla hafifletebileceğini öğrenirse, bugüne kadar onları hem her türlü kötülükten koruyan hem de onlara mutluluk bahşeden dini ve felsefeyi tümüyle terk edebilir. Ölüm döşeğindeki Puşkin korkunç acılara maruz kalmış, zavallı Heine birkaç yıl felçli yaşamıştı. Peki acı çekmedikleri taktirde bir amip gibi bomboş ve anlamsız bir yaşam sürdürecek olan falanca Andrey Yefimıç ya da filanca Matryona Savişna'nın hasta olmasına engel olmak niye?
İktidar filinin hortumu başarı yemi gevelemediği zaman , tersine kıvrılır ve üstündekini yutar.
Peki anarşist kimdir? İnsanları, doğdukları anda toplumsal bakımdan eşitsiz kılan adaletsizliğe isyan eden biri; basitçe ifade edersek özü budur. Şu an size belirttiğim şey, psikolojik adımlar, başka deyişle nasıl anarşist olunduğu; kuramsal yanını daha sonra göreceğiz. Şimdilik, benim durumumda bulunan zeki bir erkek çocuğunun isyanını iyi anlamaya çalışın, yeter. Etrafında neler görür, böyle biri? Falanca, milyonerin oğlu olarak doğmuştur, paranın uzak tutabileceği ya da yatıştırabileceği üzüntülere –bunlar da az değildir– karşı daha beşikten itibaren korunur; bir diğeri sefil koşullarda doğar ve bu da zaten fazlasıyla kalabalık olan ailesine beslenecek fazladan bir boğaz daha eklenmesi demektir. Filanca, kont ya da marki olarak doğar, dolayısıyla ne yaparsa yapsın, bu sıfatla herkesten saygı ve sevgi görür; bir diğeri, benim doğduğum yerde doğar ve en azından, insan gibi davranılmak hakkına sahip olmak için bile attığı her adıma dikkat etmek zorundadır. Kimileri eğitim görme, gezip dolaşma, kendini geliştirme olanağıyla doğarlar, dolayısıyla doğuştan zeki olanlardan daha zeki olma olanağına kavuşurlar. Her alanda bu böyledir... Sonuç olarak Doğa’nın adaletsizliklerini bir yana bırakabiliriz, çünkü bunlardan kaçamayız. Ama toplumdan ve toplumsal uzlaşmalardan kaynaklanan adaletsizliklerden kaçınmaya niçin çalışmayalım?
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
Reklam
1.000 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.