Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
323 syf.
·
Puan vermedi
Geçmişi Bilmeden Geleceği Şekillendiremezsin
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din Mazlumları
“Tarih; efsaneleri insanlara tercih eder, soyluluğu gaddarlığa tercih eder, coşturucu nutukları da sessiz eylemlere… Tarih savaşı hatırlar ve dökülen kanı unutur.” Tarihin kanı ve kanayanı, yarayı ve kanatanı yazmaya değer bulmaması, yaşayan insan için bir şey ifade etmeyecektir elbette. Dedesinin göz yaşları içinde anlattığını da, efsaneleştirilip ağdalı cümlelerle süslenene tercih edecektir kişi. Bu onun hakkıdır da. Fakat bütün ülke, o göz yaşlarını silerek değil de görmezden gelerek yaşananı başka şekilde tasvir ve tarif ediyorsa; torunun iç dünyasında başlayan çatışma dış dünyasına yansıyacaktır bir gün. Ne yapmalı? Resmi olarak yazılanı mutlak doğru kabul edip farklıyı ifade edeni susturmak ne işe yarar? Tarihin öznel olduğunu ve yazanın ideolojisinden bağımsız olamayacağını bilip de tarih okumayı bırakmak çözüm sayılır mı? Bu video, gelecekteki seçimlerini geçmişin ‘gerçek’ ışığıyla aydınlatmak isteyenler çekilmiştir: youtu.be/6iAXUVDSRgg
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20082,541 okunma
Reklam
"Geçmişi susturmak sadece bugünü zehirler. 'Yeryüzünün kodamanları'nın Eskimolara, Cezayirlilere, Japon kökenli yurttaşlarına, Kızılderililere, AfroAmerikalılara, Aborijinlere, Maorilere karşı dilediği özür ancak ve ancak bugün Ortadoğu'yu bombalamadıkları ve sınırlarımızı yeniden çizmek için milyonlarca insanın hayatını harcanabilir bulmadıkları sürece anlamlıdır..."
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir. _Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
Reklam
Geçmişle bugün arasına binlerce farklı ses girer
Sayfa 6
282 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Seride sona doğru gelirken bir hüzün gelmedi değil. 6. kitapla birlikte geriye veda bölümü, Yakalanan Zaman kalıyor. Proust kaybolan zamanın peşinde giderken okuyucuyu gitgide hikayeye daha çok bağlıyor. Bu kitap hakkında spoiler vermeden bir şeyler söylemek de çok zor. Yine de bir kaç kelam etmeye çalışalım. Kitap genel olarak Marcel'in Albertine'siz günlerini, onun yokluğunda ruhunda kopan fırtınaları, hala devam eden bitmek bilmeyen şüphelerini, dedektifliklerini, iç çatışmalarını anlatıyor. Andree'nin itirafları onun Albertine ile ilgili şüphelerinde önemli bir karara varmasına yardımcı oluyor ama her ne kadar haklı olduğunu düşünse de sürekli geçmişi araştırmaktan, bulduklarıyla hatıralarını karşılaştırmaktan kendini alamıyor. Yani yine takıntılı, yine aşkın özünden uzak. Ben bu ayrılıkta gerçek bir ayrılık acısı değil Marcel'in egosunun yansımalarını gördüm. Aslında kendi vicdanını susturmak için uğraşıyor bunca zaman. Ve sonuç olarak kendini aklayıp yeni hayatına uyum sağlıyor. Bunun haricinde geçmişte anlatılan bazı olaylara arada bir gidip geliyoruz. Sosyetedeki yeni gelişmeleri takip ediyor ve ilginç olaylarla karşılaşıyoruz. Serinin en ince kitabı, çok hızlı bitirdim. Marcel'e bol bol kızdım ama Proust'un ifade etmekteki gücüne tekrar hayran oldum. Son kitapta görüşmek üzere..
Albertine Kayıp
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,176 okunma
... Sürekli "Eğer" diyip duruyorlardı. "Eğer şunu yapsaydın... Eğer şöyle olsaydı..." Leto hepsini bağırarak susturmak istedi. "Sadece aptallar geçmişi yeğler!"
Sayfa 503
Reklam
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.