5 tane ölüm hikayesinden oluşuyor kitap. Hikayeler arasındaki fark her hikayede toplumun farklı kesiminden birisinin ölümü üzerinde durulması, bunlar: Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi. Aslında okuduğumuz bir çok kitaptan az çok bildiğimiz bu toplumdaki sınıf farkını bir kez daha kendi yolu ve üslubu ile ortaya koymuş yazar. Okuduğum diğer
Öncelikle belirtmeliyim ki eğer bu kitabı okumaya çok hevesliyseniz lütfen bu incelememi okumayın çünkü vazgeçebilirsiniz.
Ben yazarın ilk olarak akıl ve tutku kitabını okudum ve iyi ki okumuşum ardından çok da araştırmadan bu kitabını satın aldım ama almasam da olurmuş çünkü şöyle ki bu bir derleme kitap diğer kitaplarından şans eseri bir sayfa açıp birkaç sayfasını bastıkları bi dizin olmuş o nedenle anlamsız geldi bu kitabı okumak.konunun tam orta yerinde başlıyor ve anlamsız bi yerde de son buluyor ortada kalakalıyorsunuz yani demem o ki zamanınız bolsa okuyun
EvlilikJane Austen · Can Yayınları · 20201,942 okunma
Fahişe kelimesini duyduğum an aklım beni terk etti. Hatırıma dilinde aynı söz olan babam geldi, dayım geldi, dedem geldi… O iğrenç kelimenin altında ezilmemek uğruna hayatımı bataklığa çevirmemiş miydim ben? Hiçbir bozuk zihniyetli bana böyle sözler söyleyemezdi.
Eski Hıristiyan Kilisesi neydi ve ne olma amacındaydı? Bu kilise İsa'dan sonra az sayıda kişiyle kuruldu ve hiç zaman yitirmeden, kişisel yetkinliğe erme ilkelerine göre, ruhu tinsel yönden tatmin inancına dayalı "toplumsal" formüller aramaya koyuldu. Hıristiyan topluluklar (kiliseler) faaliyete geçmiş ve sonra hızla yeni bir
Bitti.
Sonunda ağlaya zırlaya bitirdim. Spoilerli ve spoilersiz anlatacağım.
#Spoilersiz
Dünyada su kıtlığı başlamış, buna bağlı olarak da ülkeler zamanla fakirleşmişti. Şehir hayatı artık yaşanmayacak duruma gelmiş köylere göçler artmıştı. Havalar iyice ısınmış insanlar klimasız oturamaz olmuştu.
Ülkeler birleşip bir birlim kurulu oluşturmuş ve
İnsanlar büyüyüр yaşlanıyor ve bu en başta Allah'ın huzurunda olan ruh, sürekli içimizde nuru aramaya devam ediyor. Ama çoğunlukla beden egemen oluyor. Beden hakimiyeti ele geçirdiği zaman, insanoğlu bedensel ihtiyaçlarına saplantılı hale geliyor. Yemeğe saplantılı hâle geliyor mesela; barınağa, arzularına, şehvetlerine, bir aile kurmaya, daha fazla birikim yapmaya bağımlı oluyor. Herkes bedeninin ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele ediyor, mal mülk biriktiriyor, ama içimizdeki ruh açlıktan ölmek üzere. Çünkü ruh bu dünyadan değil. Buradan gelmedi, gökten geldi. Ve bu dünyadaki hiçbir şey onu besleyemez. Bedenimiz topraktan yaratıldı ve o toprak dünyaya ait, dolayısıyla bedenin tüm ihtiyaçları ve arzuları dünyada karşılanıyor. Ama bu dünya ruhumuza hitap etmiyor, onun ihtiyaçları karşılanmıyor. O gökten geldi ve yalnızca göksel olanla beslenebilir; o da vahiydir. Vahyin amacı, ruhumuzu beslemektir.
" 6 yıldır saçma sebeplerle iletişimimizin olmadığı kız arkadaş grubum tekrar bir araya geldi. Hayat 2019 yazında liseden yeni mezun olmuş çıtır bir genç kız halimi tekrar hissettirmeye başladı. 🥰 "
Rabia-i Adeviyye hazretleri çok ağır hastalanır. Yanındaki hizmetçiler derler ki:
— Anneciğim, siz herkese dua ediyorsunuz o iyileşiyor. Bir de kendinize dua etseniz.
Cevabında buyurur ki:
— Size bir sevdiğiniz, bir dostunuz, bir arkadaşınız bir hediye getirse, size verse, kardeşim kusura bakma bunu kabul etmiyorum, iade ediyorum deseniz, onun kalbi kırılmaz mı?
— Elbette kırılır.
Bunun üzerine Rabia hazretleri diyor ki:
— Beni yoktan var eden, her an varlıkta durduran Rabbim, bana bir hediye göndermiş. Ben nasıl Rabbime diyeyim ki, yâ Rabbi bu hediyeyi geri al! Bu hastalık Ondan geldi, ben almadım, hiç kimseden de istemedim. Allahü teâlâ öyle lâyık gördü. (Rabia, sana bir hediye göndereceğim, bakalım, sabır mı, isyan mı edeceksin?) dedi. Vallahi yapmam, Rabbimin verdiği bu hediyeyi geri veremem…
Yazarın tüm kitaplarını severek okurum ancak bu kitap bana çok gereksiz geldi. Sadece tek bir öykü ve bir röportajdan oluşan bir kitap, öykü güzel olsa da diğer kitaplarına eklenebilecekken ayrı bir kitap haline getirilmesi gereksiz olmuş. Çünkü sayfaların yarısı boş. Şiir kitapları gibi üstünü altını süsleyip büyük puntolarla yazılmış tek bir paragraftan oluşan sayfalar. Kitap yazmış olmak için yazılmış gibi.
Kız Kardeş Şarkısı kraliyet ailesindeki üç kız kardeşin gözünden anlatılan bir kitaptır. Yaşadıkları topraklar büyüyle korunurken kralın büyüyü bırakıp, yasaklayıp din değiştirmesi sonucu büyünün kaybolması, ülkenin ve toprakların verimliliğini yitirmesini eleştirmektedir.
Kitabın neredeyse ilk 100 sayfası bu eleştiri üzerinedir. Geri kalan sayfalarda aşkın insanı ve bir krallığı nasıl bir felakete sürükleyebileceği, diplomatik stratejiler, özüne bağlılık, savaşlardan oluşur.
Ne söylesem spoi kaçacağı için çok bir şey de söyleyemiyorum. Büyü demişken öyle harry potter tarzı bir büyüden bahsetmiyorum. Kehanet, şifa gücü, toprakların verimli hale gelmesi, doğa olaylarından bahsediyorum. Daha çok avatar misali.
Kitabı okurken nedense gök türk inancından islamiyete geçişimiz geldi aklıma ve olan tüm olayları o dönemle karşılaştırdım, o şekilde hayal ettim. Siz de okurken bundan çok parça bulacaksınız. Bu yönden de beni çok etkiledi.
Öneririm, ben beğendim.