" Ölümün gerçeği budur. Ölüm bir gerçekçilik. İnsanlığın merkezine yapılan derin bir dalış, hayatın anlamını arayan fakat bulmaya korkan herkes için benzersiz bir rehber ölüm aslında."
Demokrasinin iktidarsız olması için bazı ülkelerin sahipleri korkudan başka yiyecek vermiyorlar: Kahvaltıda korku, öğle yemeğinde korku ve akşama yine korku. Hükümetler hükümetlik ediyor ama yönetmiyorlar. Gerçekçilik adına iktidarsız oldular ve bu felç durumunun bedelini ödeyerek hayatta kalıyorlar.
Sonunda, Garip şiirine yöneltilen eleştirilerin estetik öğesi, birtakım genç sanatçılarca benimsenerek, İkinci Yeni dediğimiz soytarılık oluşturuldu.
Bunlar, Plekhanov estetiğinden aktardığım imge kuramını alıyor, ama toplumsal içeriğinden boşaltarak, ona biçimci bir özellik veriyorlardı. Böylelikle, hem bir 'yenilik' yapılmış; hem de 'tatlı canları' Menderes baskısından kurtulmuş, meyhanelerde rahatça sarhoş olabilme olanakları sağlanmış oluyordu. Derhal karşı çıktım. Hele 65 yılında, üçüncü Paris dönüşümde, bunların bir de toplumcu ayaklarına yattığını görünce tepem attı. 50'lerdeki Gerçekçilik Savaşı gibi, 60'larda da bir İkinci Yeni Savaşı verdik.
“Kafka’nın destanı, insani düzeni taklit eden sahte toplumsal ve dini düzenin dışında, yaşamın unutulmuş ve kaybolmuş anlamını yeniden bulma çabasıdır.”
Tarih, stratejik körlük ve kişisel ihtiras uçurumlarıyla, stratejik öngörü ve gerçekçilik zirveleri arasında yazılan felaket ve kahramanlık öyküleridir...