Sevgili arkadaşlarım sizden rica ediyorum artık "beğeniler için teşekkür etme"yin..Ben beğenilerimi okuduğum paylaşımın güzelliği ölçüsünde yapıyorum..eğer girdiğim herhangi bir arkadaşın sayfası birbirine benzer paylaşımlar içeriyor ve bu paylaşımlar hoşuma gidiyorsa; bayan, erkek, genç, yaşlı, büyük küçük demeden o kişinin ilk paylaşımına kadar severek inebilirim..Bu tamamen zamanım olmasına ve sayfanın ilgimi çekmesine bağlı bir durum..Şunu da belirtmek isterim ki ben beğendiğim için benim beğenilerimi de "okumadan" beğenmek zorunda değilsiniz ..benim için beğenilerin niceliği değil niteliği önemlidir ...Bu durum takip veya takipçi sayısı için de geçerlidir ...Geri takip yapmadığım için dileyen beni takipten çıkabilir. Takip edilen kişilerin ne veya kim olduklarından çok sayısının önemli olduğu hatta kişilerin bu sayıdan ötürü tanınıp ünlü oldukları böyle bir çağda takipçi sayım ilgimi çekecek son şey bile değildir..O yüzden sizden tekrar tekrar rica ediyorum lütfen beni böyle şeylere maruz bırakmayın..Ben bu siteyi gerçekten önemseyerek kullanıyorum..Daha farklı bir amacım olmadı olamaz da..Sevgiler💐💐💐
l Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi ve aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı. Yazarımızın bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap.
l Bir insan neden ölmek ister? Sevgisizlikten mi? Parasızlıktan mı? Yoksa toplumun belirlemiş olduğu güzellik
Bir saat düşünün...
Geri sayım yapıyor hiç durmadan!
Ve siz o saate bakınca ne kadarlık ömrünüz kaldığını görüyorsunuz.
Nasıl olurdu öyle yaşamak?
Kulağa ürpertici geliyor değil mi?
Başkahramanımız "Mafalda" isimli bir kız çocuğu. Gözündeki rahatsızlık nedeniyle her geçen gün görme yetisini biraz daha kaybediyor. Altı ay sonra ise
Kitabı çok merak ederek ve isteyerek yüksek bir beklentiyle başladım.
Ve bu beklentiye değip değmediğini incelememin sonunda söylemek istiyorum.
Kitap bir intihara geri sayım ile başlıyor 19 yıl, 7 saat, 5 saat… ve bu şekilde devam ediyor başlangıç için bence gayet çarpıcı olmuş.
Kitabın içine girmek anlatılanları hayal etmek o kadar basit ve
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne
“Brandenburg Kapısı Almanya'nın Berlin şehrinin ana sembollerinden biridir. Hemen kuzeyinde Reichstag bulunur. Soğuk Savaş boyunca, Reichstag Batı Berlin'de, Brandenburger Kapısı Doğu Berlin'de bulunmuştur. Kapı 1788-1791 yılları arasında yapılmıştır.”
*Vikipedi
Tarihi kurgu, komplo teorisi severler beri gelsin!
Özellikle Avrupa’da ve dünya
Yine aşkın peşindeyim, istemsiz gitti elim sevdaya. Gece. Bütün dertler gece uyanırdı uykusundan. İnsan gece uyur, dert gece uyanır. Beni buraya kim fırlattı, bu kuytu yalnızlığa. Sustum.
Sustum, ruhum konuştu sadece sessizce kimsesizce. Güneş battı, ay doğdu, gece oldu. Bozacılar bağırdı şıracılar şahit oldu. Bir insan unuttu insan olduğunu,