Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Zihnimde sadece sualler var.Günler geçip giderken biriken tek şey bu sualler zannedersem ve belki biraz da şu solgun sahifeler.”
Sayfa 325Kitabı okudu
"Ben hocamızın badelemesi için eşimi ve çocuklarımı götürmedim. Ancak tanıdıklarımızdan bazıları eşlerini de hocamıza badelemek için götürdüler. Biz bu badelemeye giderken elimize bir ders veriyor ve biz bu dersi okuyoruz. Bu ders sonucu hallerde bir yanma olursa çekim alanına girmiş oluyoruz ve badelenmek üzere hocamızın yanına gidiyoruz. Ben hocamın yaptıklarından dolayı şikâyetçi değilim. Hatta memnunum. Bu bizim ibadetin getirdikleridir."
Sayfa 70 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşamak budur herkes giderken kalmak zorunda kalmakla beraber kalmak
"Resmi nikâhlı eşim olan AyşeS.'yi tarihten (ifadesinin alındığı günü kastediyor Y.N.) 2 ay önce ders alması için Uğur Hoca'nın yanına dergâha götürdüm ve hocamız ile tanıştırdım. Sonrasında dersi (tesbihat) eşime ben verdim. Zaten bayanlar ve erkekler ayrı zamanlarda ders alırlardı. Eşime gerek ben gerekse Uğur Hocam Allah'a yakınlaşmak, cenneti kazanmak için bade (oral ilişki) olması gerektiğini söylerdik. Tarihten bir ay önce eşim Ayşe S.'ye bade alması gerektiğini söyledim ve beraber dergâha gittik. Eşim Uğur Hoca'nın bulunduğu sır odasına tek başına girdi. Amacı bade (oral ilişki) yapmaktı ve yarım saat sonra odadan dışarı çıktı. Ben o sırada dergâhın yan odasında bulunuyordum. Dergâhı eşim ile beraber terk ettik. Eşim ile birlikte yolda giderken bade olayının nasıl geçtiğini sorduğumda bana ilk sıralarda zorlandığını sonra alışarak Uğur Hoca'nın cinsel organını ağzına alarak boşalttığını bana anlattı ve evimize gittik. Daha sonraları eşimi bir kere daha dergâha götürdüm ve Uğur Hoca bade yaptı. Ben bu konuda eşimi zorlamadım. Sadece hocamıza bağlandığım için ve cenneti kazanmak için bunların doğru olduğunu anlattım. Uğur Hoca ile eşimin cinsel ilişkiye girip girmediğini bilmiyorum. Fakat tabi cinsel ilişki olabileceğini tahmin ediyorum. Bunu bana eşim anlatmadı. Ben de hocam ile cinsel ilişkiye (fiili livata) girmedim."
Sayfa 64 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
“unutmadım bırakıp giderken söylediğin sözleri”
Biri demiş sen, biri demiş ben. Seni ben anladım, beni sen. Bir yaşam daha verdim Beklerken, giderken, dönerken.
Reklam
Yalnızlık. Bana dişlerini gösterdi ve hızla arkasını döndü. Kapıya doğru giderken etrafımda geniş bir daire çizdi. Erkekler. Dudak büktü. Aslında sen sürü değil, erkeksin. Açık kapının önünde dönüp bana bakmak için durdu. Başkalarının hayatına hükmedebileceğini ama onlara bağlanmayacağını erkekler düşünür. Bağlanıp bağlanmamanın tek başına karar vereceğin bir şey olduğunu mu sanıyorsun? Kalbim benimdir. Onu istediğime veririm. Onu, beni bir kenara atan birine vermeyeceğim. Sürüyü ve bağlanmayı yadsıyan birisine itaat de etmeyeceğim. Burada kalıp bu erkeklerin inlerini koklayacağımı, onların artıkları için gelmiş fareleri kapmaya çalışacağımı, fareler gibi erkeklerin artıklarıyla besleneceğimi mi sanıyorsun? Hayır. Sürü değilsek, o zaman akraba da değiliz. Sana hiçbir şey borçlu değilim ve itaat etmek zorunda da değilim. Burada kalmayacağım dilediğim gibi yaşayacağım.
Gülmek için çok geç artık Ağlamak içinse erken Kalakalmışım bir boşlukta Dostlar ölüp giderken
"İtalya'daydım. Fazla bir şey kalmadı belleğimde. Ama taşrada yolda giderken köylünün birine, Köye daha ne kadar var?' diye sordunuz mu, 'un mezzo ora' der size. Bir sonraki köylü de aynı şeyi söyler, bir üçüncüsü de; sözleşmişlerdir sanki. Ve bütün gün yol teper, yine de bir türlü köye varamazsızın. Yaşamda da böyle. Ama düşte size çok yakındır her şey. Düşte korkacağınız bir şey yoktur. Aslında bizler düşler için yaratılmışız, yaşam için gereken organlardan yoksunuz. İlle de uçmak isteyen balıklara benziyoruz daha çok. Elden ne gelir?"
Sayfa 207Kitabı okudu
Ama sana kin tutmak mı, Nastenka! Senin açık, sakin mutluluğunu kara bir bulutla gölgelemek, acıyla suçlayıp senin kalbine sıkıntı düşürerek onu gizli bir pişmanlıkla iğnelemek ve onu saadet ânında sıkıntıyla atmaya zorlamak, onunla birlikte kürsüye doğru giderken, kara buklelerine taktığın narin çiçeklerden birini olsun ezmek... ah, hiçbir zaman hiçbir zaman!
Reklam
Ömür buz gibi eriyip giderken zaman çalsa da bir şeyleri bizden bize kalan bir vefa bir selam bir de habersiz yapılan bir duadır..
Konu ile ilgili bir hadiste şöyle denilmektedir:
" Kul kabre konulup da yakınları kabrin başından ayrıldığında o kimse onların giderken ayaklarından çıkan sesi işitir. Derken iki melek gelerek onu oturturlar ve kendisine " Şu adam ( Muhammed ) hakkında ne dersin? " diye sorarlar. Bu kişi mümin ise " Ben onun Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim" der. Bunun üzerine melekler ona " İşte bak, eğer iman etmemiş olsaydın cehennemde şuraya gidecektin. Allah bunun yerine sana cennette şurayı verdi" diyerek gösterirler, bu kişi de her iki yeri görür. Kabri kendisine yetmiş arşın boyunca genişletilir. Kabri kıyamet kopuncaya kadar yeşillikle ( güzel manzaralarla ) doldurulur. Kâfir veya münafık olan kişiye gelince melekler kendisine " Şu adam ( Muhammed ) hakkında ne dersin? " Diye sorarlar. Kişi " Ben bilmiyorum, insanlar ne diyorsa ben de onu diyordum" der. Bunun üzerine melekler kendisine " Hakikati bilemedin ve bilenleri de takip etmedin" derler, kendisine iki kulağı arasına demirden tokmaklarla öyle bir vururlar ki bu kişinin bağırtısını insanlar ve cinler dışında ona yakın olan herkes işitir. Kabri kaburga kemiklerini birbirine geçirecek şekilde daraltılır. "
Sayfa 168Kitabı okudu
"Ölüm hakikatini ötelemek, kendimizden uzaklaştırmak gafletten başka ne olabilir ki? Ne kadar bigâne kalınır ki ölüme, her gün eşimizden, dostumuzdan, yakınımızdan birileri öte âlemlere göçüp giderken..."
Sayfa 51
İç Anadoludan Karadenize doğru giderken yaşanan bitki örtüsü değişikliği insanı şoka uğratacak boyutta
Abraham Lincoln'ün, oğlunun öğretmenine yazdığı mektuptan bir bölüm:
Tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider çıkacağını öğret ona. Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı sert olmasını, herkes birbirine takılmış bir yöne giderken kitlelerin peşine takılmayacak gücü vermeye çalış ona. Hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi konmamasını öğret. Uluyan bir kalabalığa kulaklarını tıkamasını öğret ve kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik savaşmasını öğret. Ona nazik davran fakat onu kucaklama, çünkü ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesaret sahibi olsun.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.