Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Kanat

"Çay içersin değil mi Dorian? Ya sen Harry? Yoksa böyle basit zevklere de mi karşısın?" "Basit zevklere bayılırım," dedi Lord Henry. "Basit zevkler, hayat denen karmaşada sığınılacak son limandır."
Sayfa 32
Reklam
Sanki bunca zaman boyunca hep evi çekip çevirmek, çocukları büyütmek, sevişmek ve ekmeğimizi kazanmakla uğraştım, bir gün bir yerde bunların hepsinin bir anlamı olduğu ortaya çıkacak diye düşündüm. Sanki bunlar tüm yaşamım boyunca, yaptığım tüm işler boyunca söylediğim sözcüklerdi, bir sözcük orada, bir sözcük burada, ama sonunda bunların hepsi bir cümle oluşturacaktı ve ben de bu cümleleri okuyabilecektim. Ruhumu yapmış olacaktım, ne işe yaradığını da anlayacaktım. Ama işte ruhumu yaptım ve ne işe yaradığını da kestiremiyorum. ...... Doğruya doğru, epey ihtişam yaşadım. Kadrini bilmiyor değilim. Ama sürmüyor. Üst üste eklenip insanın içinde yaşayabileceği bir yer, bir ev haline gelmiyor. Bitiyor, sonra yıllar da geçiyor. Ne kalıyor geriye?
Yapmaya alıştırıldığımız işlerden binde biri bile kendimizle doğrudan doğruya ilgili değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygu tanım olarak içimizde bizden habersiz olarak, çoğu zaman da biz istemeden belirir. Onu hissetmek istediğimiz andan itibaren duygu duygu olmaktan çıkar ve duygu taklidine, duygunun sergilenmesine dönüşür.
Sayfa 207Kitabı okudu
Ben'imiz kavranamaz, tarif edilemez, belirsiz ve karmaşık, basit bir görüntüyken, yakalanması ve tarifi neredeyse fazlasıyla kolay tek gerçeklik başkalarının gözlerindeki imajımızdır. En kötüsü de, ona hakim değilsindir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Bir dere kıyısına gelmiş, çimenlere uzanmıştı. Uzun süre orada öylece uzanmış, akarsuyun ta içinden geçerek bütün acıları ve bütün pislikleri; ben'ini sürükleyip götürdüğünü sanmıştı. Tuhaf, unutulmaz bir an; ben'ini unutmuş, ben'ini kaybetmiş, kurtulmuştu; ve bu mutluluktu.
Sayfa 266Kitabı okudu
Saatlerce dükkanı bekliyorum diye kendimi bekliyordum başucuma dikilerek... Hiç kuşkusuz bu durumda, birkaç saat sonra gelip kendime bir kez daha göz atacaktım; dükkana değil....
Sayfa 206Kitabı okudu
Sonra bir uzaklık çöktü köye, bir uzaklık sokak olup, duvar olup, kapı, pencere, baca ve ses olup kıpırtılar olup ve bakışlar ve susuşlar olup her yeri doldurdu.
Sayfa 236Kitabı okudu
Saatlerce yürümüş daha sonra; gidemem sandığı, ölürüm dediği ve üşüyüp ısındığı ve acıkıp doyduğu köyden uzaklaştıkça uzaklaşmış. Bir yanı şaşırmışmış, bir yanı seviniyormuş. Nasıl sevinmesinmiş, içinde biriken uzaklara gidiyormuş işte...
Kilisemde vaaz veriyorum, iyi insanları boyun eğmeye ve alçakgönüllülükle köleliğin rahatlıklarını elde etmeye çağırıyorum, bu köleliği gerçek özgürlük olarak sunmak pahasına da olsa.
Reklam
Ya mutlu ve yargılanır ya da bağışlanır ve sefil olacaksınız.
Bir adam tanıdım kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. Böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine Bir olayın olması gerek, insan bağlantılarından çoğunun açıklaması işte bu. Bir olayın olması gerek, hatta aşksız bir köleliğin, hatta savaşın ya da ölümün bile. O halde yaşasın ölü gömme törenleri!
Bir tek şundan emin olabiliriz; hafiflik/ağırlık karşıtlığı bütün karşıtlıkların en gizemlisi, en çift anlamlısıdır.
Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. Gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. Sadece rastlantı bir şeyler söyler bize.
Bize hiçbir şey yapmadılar; ilk iş mutlak bir hiçliğin içine yerleştirildik, zira bilindiği üzere dünyada başka hiçbir şey, insan ruhuna hiçlik kadar etkili bir baskı uygulayamaz.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.