Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

100 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Mitolojiden Beslenen Pastoral Bir Anlatı: Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
“ Güzellik ve onu görebilecek gözler var oldukça kimse Eros’tan kaçamamıştır, kaçamayacaktır. ” -Longos 1. Giriş: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Yazarın hayatı hakkındaki söylentilere, kitabın yazıldığı döneme ve dünyaya ilişkin bilgilere, öykünün esin kaynaklarına, kendisinden sonra kimleri etkilediği ve nelere ilham olduğuna dair birçok farklı konuya ayrı ayrı konu başlıklarında değinmeye çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkürler. 2. Longos Kimdir?: Hangi zaman diliminde, nerede yaşadığına dair bilgimizin çok kısıtlı olduğu bir yazar
Longos
Longos
. Hatta gerçek isminin Longos olduğu bile şüphelidir. Hakkındaki rivayetlerden biri kaleme aldığı “
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
” romanının da geçtiği yer olan Lesbos Adası’nda (günümüzde Midilli Adası) yaşadığına dairdir. M.Ö. 2. yüzyılda yaşadığı söylense de, kimilerine göre Roma İmparatoru 1. Theodoius döneminde (M.S. 379-395) yaşamıştır. İsmi olarak bildiğimiz Longos, Latince kökenlidir fakat yazar eserini Antik Yunanca yazmıştır. Bu da yine bir başka rivayeti doğurur: Aslında Midilli Adası’nda yaşamamış, oraya ziyaretçi olarak gelmiştir. Longos’a dair bir diğer söylenti ise Romalı bir ailenin özgür bırakılmış Yunan asıllı bir kölesi olduğudur. Bu sebeple Antik Yunancayı biliyordur ve doğal olarak eserini ana dilinde yazmıştır. Anlattığı öykü referans alınarak Longos’un bir “sofist” olduğunu söyleyen modern çağ eleştirmenleri de mevcuttur. Öğrenmeyi ve öğretmeyi meslek edinen anlamına gelen sofist kelimesi Yunancadır ve M.Ö. 5. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Felsefenin doğuşundaki önemli basamaklardan biri olan sofistler, gezerek halka para karşılığında felsefe öğretmişlerdir ve dönemlerindeki diğer bilge insanları ve halka mal olmuş değerleri eleştirmişlerdir. 3. Edebiyatta Düzyazının İlk Örneklerinden: -Sevdalı olanlar acı çekiyorlarmış. Biz de öyleyiz. Yemekten içmekten kesiliyorlarmış. Biz de öyleyiz. Uyuyamazlarmış; biz de uyuyamıyoruz. Ateşler içinde olurlarmış; biz de alev alev yanıyoruz. Birbirlerini görmek isterlermiş; biz de işte bu nedenle günün çok daha erken başlamasını istiyoruz. Eros buymuş işte.- (sayfa 40) Edebiyatın geçmişi felsefeden daha eskidir. Felsefe yaklaşık 2700 yıl önce Antik Yunanistan’da doğmuştur fakat edebiyat yaklaşık 5 bin yıl önceye dayanır. Bilinen ilk yazılı metinlerden
Gılgamış Destanı
Gılgamış Destanı
’nın ilk yazılma tarihinin M.Ö. 2500-3000 civarları olduğu söylenir. Sümerler tarafından kil tabletlere yazıldığı bilinen destanın ilk yazmaları kaybolsa da, günümüze ulaşan versiyonunun M.Ö. 1200’ler olduğu tahmin ediliyor.
Babil Yaratılış Destanı
Babil Yaratılış Destanı
’nın (Enuma Eliş) ise M.Ö. yaklaşık 2 bin yılına uzanan geçmişi vardır. Ardından Hintler’e ait
Mahabharata
Mahabharata
,
Ramayana
Ramayana
gibi destanlar gelir. Antik Yunan’a uğraması ise
Homeros
Homeros
’la olur.
İlyada
İlyada
ve
Odysseia
Odysseia
gibi destanlar, bütün dünya edebiyatının en temel yapıtları arasında anılır. Destan, epik şiir, lirik şiir, masal, tragedya gibi türlerin ardından ortaya çıkan tür ise düz yazıdır ve ilk örneklerinden biri ise
Longos
Longos
’un bu pastoral anlatısıdır. En geç 2200, en erken 1600 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu bildiğimiz "Daphnis ile Khloe’nin Aşkı", edebiyat tarihinin unutulmaz aşkları arasında yer etmiştir. Masal tadında bir aşk öyküsüyle karşılaştığımız bu kitaba edebiyat tarihinin ilk romanı ya da ilk novellası da denebilir. 4. Yunan Mitolojisiyle Olan Bağlantıları: Yukarıdaki adını andığım tüm türlerin en büyük esin kaynağı şüphesiz ki mitolojidir. Oldukça geniş hikâyeler ağıyla çevrelenmiş Yunan Mitolojisi, dünya mitolojileri arasında en bilineni olsa da, ondan da önce dünya üzerinde oluşmuş mitolojiler mevcuttur. Sümer, Babil gibi Mezopotamya uygarlıklarının mitolojilerinin yansımalarını Antik Yunan’da ve dini metinlerde görmek mümkündür. Fakat
Yunan Mitolojisi
Yunan Mitolojisi
’nde özgün olan birçok öykü de çıkar karşımıza. İlk dönem edebiyat ürünlerinin en büyük esin kaynakları olan bu mitoloji aynı zamanda insanların binlerce yıllık dini inançlarını da kapsar. Ardından gelen
Roma Mitolojisi
Roma Mitolojisi
’yle sırt sırta veren Yunan Mitolojisi böylelikle ününü binlerce yıl öteye, günümüze taşır.
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
da bu mitoloji ağından beslenen önemli bir metin olarak içinde bulunduğumuz yüzyıla dek varlığını sürdürür.
Longos
Longos
, eserinde Yunan Mitolojisi’nden birçok öyküye atıfta bulunur. Pan ve Pilys efsanesi, Pan ve Ekho efsanesi, Filetas ve Amarillis, Hykinthos, Gaia ve Zeus, Daphne, Philomena, Thetis’in Düğünü, Selene, Ariadne, Lykurgos, Pentheus, Tyrrenli Korsanlar, Marsyas, Ançises ile Aphrodite, Brankhos ile Apollon, Ganymedes ile Zeus gibi efsaneler öykünün satırları arasında karşımıza çıkıyor ve Longos’un bu düzyazı metnini zenginleştiriyorlar. Bu mitolojik öykülere hakim olarak eseri okumak elbette alınan zevki daha da arttıracaktır. Fakat bahsi geçen öykülere aşina olmadan okumak da bir şey kaybettirmez. Çevirmenin dip notlarıyla mini bilgilere ulaşıp ardından daha geniş araştırmalara girişilebilir. Konuya dair en iyi kaynaklardan biri olan
Azra Erhat
Azra Erhat
'ın "
Mitoloji Sözlüğü
Mitoloji Sözlüğü
" tercih edilebilir. 5. Mitolojik Açıdan Kitaptaki Karakterler ve Tanrılara Dair: “Sevdalandığından korkan birine acımak gerekmez mi?” (sayfa 88) Daphnis: “Kıskanç bir Nympha’nın taşa dönüştürdüğü bir çoban” cümlesiyle ifade eder
Ovidius
Ovidius
, "
Dönüşümler
Dönüşümler
" isimli kitabında Daphnis’i. Tanrı Hermes ile bir Nympha’nın oğlu olarak bilinir. Daphnis ismi çoban şiirlerinde sıkça karşımıza çıkar ve bu şiir türünün yaratıcısı olarak bilinir.
Antik Yunan
Antik Yunan
şairlerinden
Theokritos
Theokritos
’un “İdyllia” adlı eserinde kara sevdaya tutulan çobanın ismi de Daphnis’tir. Antik Roma’da bayrağı devralan isim ise
Vergilius
Vergilius
’tur ve başta
Sığırtmaç Türküleri
Sığırtmaç Türküleri
(incelemesi için bakınız: #154612855) olmak üzere, çoban temalı pastoral şiirlerinin bazılarında Daphnis’e yer verir ve hem mitolojiye hem de ustası Theokritos’a saygı duruşunda bulunur. Khloe: Khloe’nin Yunancada kelime anlamı “filiz”dir. Tarım ve bereket tanrıçası Demeter’e atfedilen isimlerden biridir aynı zamanda.
Homeros
Homeros
destanlarında Demeter’i “güzel saçlı kraliçe”, “güzel örgülü Demeter” şeklinde anar.
Longos
Longos
’un eserinde ise âşık bir kadın olarak çıkar karşımıza Khole. Eros: Mitolojide aşk ve güzellik tanrısı olarak bilinen Eros, genelde okçu olarak resmedilir ve oklarıyla insanlara sevgi, aşk empoze ettiğine inanılır. Bu hikâyedeki rolü fazlasıyla önemli zira bir aşkın doğmasına sebep olmasının yanı sıra, o aşkın varlığını sürdürmesi ve nihayete ermesi adına da elinden geleni yapar. Nymphalar:
Homeros
Homeros
’a göre nymphalar, Zeus’un kızlarıdır ve “başı örtülü gelin” anlamını taşırlar.
Azra Erhat
Azra Erhat
ise şu şekilde tanımlıyor nymphaları: “kırlarda, sularda, ormanlarda yaşayan doğal ve tanrısal varlıkların dişi olanlarına verilen ad”. Olympos’ta tanrılar toplantı yaptığında nymphaların da katıldığı söylenir. İkinci dereceden tanrılar arasında yer alırlar. Öyküde karşımıza çıkan Pan ve Satry gibi erkek arkadaşları olmasına rağmen, çoğunlukla erkeklerden kaçtıkları söylenir. Daphnis ve Khloe’nin Aşkı'nda önemli rol oynar ve Daphnis’e yardımda bulunurlar. Pan: Keçi ayaklı olduğu söylenen Pan, tanrı Hermes’in oğludur. Dağlık Arkadia’da, küçükbaş hayvanların ve çobanların tanrısıdır. Hikâyede karşımıza çıkar ve öykünün gidişatında önemli roller üstlenir. 6. Daphnis ve Khloe’nin Sanat Dünyasına Etkileri: -Bütün çiçekler Eros'un eseridir. Bütün bitkiler onun yaratısıdır. Irmaklar onun sayesinde akar, rüzgârlar onun sayesinde eser.- (sayfa 39) Bir Antik Çağ eseri olarak baktığımızda ilk düzyazı örneklerinden biri olmasının yanı sıra, öncü bir eserdir Daphnis ve Khloe’nin Aşkı. Metnin dünyaya açılması 1559’da Fransızca çevirisiyle birlikte başladı ve günümüze dek yaklaşık 500 yıldır devem ediyor. Jacques Amyot tarafından Fransızcaya aktarılmasının ardından başka birçok sanatçı bu kitaptan etkilendi ve birçok sanat dalında temsil edildi. Resim, heykel, plastik sanatlar, müzik, sinema gibi alanlarda Daphniss ve Khloe’yi konu edinen birçok yapıt görmek mümkün. Edebiyat dünyasını da derinden etkileyen öykü,
William Shakespeare
William Shakespeare
,
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
,
Jean-Jacques Rousseau
Jean-Jacques Rousseau
,
George Sand
George Sand
,
Colette
Colette
,
Yukio Mişima
Yukio Mişima
başta olmak üzere birçok büyük yazarın düşünce dünyasında yankılanmış ve eserlerine yansımıştır. 7. Öykünün Geçtiği “Lesbos Adası”na Dair: Günümüzde Midilli Adası olarak bildiğimiz fakat Antik Çağ’daki adı “Lesbos” olan adada geçiyor öykü. Bu adanın ismine Arkaik Çağ’da Yunanistan’ın ünlü kadın şairi
Sappho
Sappho
'dan aşinayız. Lesbos kelimesi Yunancadır ve günümüzde “lezbiyen” olarak kullanılan kelimeye denk gelir. Lirik aşk şiirleriyle tanıdığımız Sappho’nun da erkeklerden ziyade kadınlara yönelik bir aşk beslemiş olduğu söylenir genelde ve günümüze dek ulaşan metinlerinin ışığında (
Şiirler - Fragmanlar
Şiirler - Fragmanlar
) şairin izi sürülebilir. 8. “Lesbos” Kelimesinin Etimolojisi ve Eşcinsellik Hakkında:
Sappho
Sappho
’nun Lesbos’ta bir edebiyat okulu açtığı ve bu okula yalnızca kadınların girebildiği söylenir. Bu durum, okul hakkında spekülasyonların oluşmasına sebebiyet verir ve Yunan halkı o kadar kadının kapalı kapılar ardında neler yaptıklarını merak eder. Bunun üzerine kimileri Sappho’nun yazdığı bazı şiirleri de gündeme getirerek, kadınlar arasında aşk ilişkilerinin yaşandığı bir yer olduğunu söyler. Bu da adadaki kadınların lezbiyen oldukları fikrini doğurur ve söylentiler içinde bulunduğumuz zaman dilimine dek ulaşır. Kadınların birbirlerine yakınlık duydukları gerekçesiyle ünlenen ve eşcinsellik söylentileriyle ününü binlerce yıl öteye taşıyan adada anlatılan öyküde yazarın bir başka eşcinselliğe açıkça yer verdiğini görüyoruz. Güç sahibi bir erkeğin öykümüzün ana karakteri Daphnis’e duyduğu ilgiyi okuyoruz. Günümüz dünyasında bile hemen hemen bütün coğrafyalarda bir tabu meselesi olan bu durumun antik metinlerde açıkça işlenmiş olması ilk etapta şaşırtsa da, olayın tarihsel boyutunu incelediğimizde normal görünüyor. Antik Yunan’da erkeklerin erkeklere ilgi duyması yasak değildi. Hatta tanrıların da desteklediği gerekçesiyle bu durum teşvik edilirdi. Özetle, Yunan toplumunun cinsel tabuları yıktığını söylemek mümkün. 9. Dönemine Göre “Üst Düzey”, Modern Çağlara Göre “Sıradan”(?) Bir Kurgu: -Günün birinde Lesbos Adası'nda avlanırken nympha'ların kutsal koruluğunda hayatım boyunca rastladığım en güzel görüntüyle karşılaştım. Bu Eros'u, sevgiyi anlatan bir tasvirdi.- diyor Longos ve etkilendiğini belirterek bu kitabı yazdığını söylüyor ve ekliyor: "Acı çekenlere şifa olacak, yas tutanları avutup yatıştıracak, Eros'u hissetmiş olanların anılarını canlandıracak, henüz hissetmemiş olanları ise eğitecektir. " Günümüz dünyasında bu metni okuyup “klişe” olarak nitelendirmek olasıdır fakat bu çıkarımın hatalı olduğunu söylemek gerekir. Antik Çağ eserleri günümüz dünyasının bakış açısıyla değerlendirilmeye açık olsa da, bu durumun mantık çerçevesinde yapılması gereklidir. Modern insanın bakış açısıyla yorumlarken, 2 bin yıl öncenin dünyasını hayal etmek gerekir. Longos eserini yazarken önünde başka düz yazı metinleri bulunmuyordu. En büyük esin kaynakları olabilecek Babil ve Sümer metinlerine direkt ulaşımı var mıydı bunu da tahmin etmek güç. Geriye, binlerce yıllık dünyanın en kadim hikâyelerine ev sahipliği yapan dini metinler ve mitolojik öyküler kalıyordu. Ve bunlara ek olarak bir de
Homeros
Homeros
ve
Hesiodos
Hesiodos
’un metinleri,
Aiskhylos
Aiskhylos
,
Euripides
Euripides
,
Sophokles
Sophokles
,
Aristophanes
Aristophanes
gibi tragedya ve komedya yazarlarının eserleri bulunuyordu. Özetle, Longos’un eserinin “olabildiğince özgün” olduğu rahatlıkla söylenebilir. Benzer mitolojik öykülerden ilham alsa da, öyküye bir bütün olarak baktığımızda hikâyenin farkını sezebiliyoruz. Pastoral bir temanın ağırlıkta olduğu öyküde saf bir aşk da bizlere eşlik ediyor. Aynı kaderi paylaşan bir kadın ve bir erkeğin kesişen hayatlarından doğan aşk, karşılarına çıkan hiçbir engele karşı yenik düşmüyor ve dimdik ayakta kalıyor. Günümüz hikâye anlatıcılığında sıklıkla karşımıza çıkan kadın ve erkeğin zengin ya da fakir sınıfa mensup olmaları ve ilişkilerinin bu doğrultuda şekillenmesi temasına ters bir durumla karşılaşıyoruz. Her iki tarafın da aileleri tarafından terk edildiği ve başka aileler tarafından evlatlık edinilerek büyütülen Daphnis ve Khloe, birbirlerine karşı amansız bir aşka tutulurlar. Hayvanlar tarafından (bir keçi ve bir koyun) emzirilen âşıklardan Daphnis'i Lamon isimli bir çoban, Khole'yi ise Drias isimli bir çoban bulur ve evlerine getirir. Zaman geçer ve aralarında 2 yaş bulunan kız ve erkek büyür, olgunluk çağına erişirler. Kader onların yolunu kesiştirir. Birbirlerine karşı son derece nazik bir şekilde davranan çiftin masumiyet yüklü aşkları üçüncü kişilerce birçok kez taciz edilse de, engellere karşı birlikte göğüs gererler. Acımasız korsanlarla, onları ayırmak isteyen insanlarla mücadele ederler ve bu süreçte hüzünlü kaderleri de onlara eşlik eder. Eros, Pan, Nyphalar gibi mitolojide karşımıza çıkan Tanrıların da söz sahibi olduğu hikâyede birçok kişi ve unsur âşıkların birbirlerine kavuşması için âdeta ellerinden geleni yaparlar. Doğa, hayvanlar, bitkiler, iyi niyetli Tanrılar ve insanlar sanki birlik olmuşçasına el ele verirler, her şey Daphnis ve Khole’nin bir araya gelmesi içindir fakat bu yine de sanıldığı kadar kolay olmaz. Dönemin insanlarına, birbirleriyle ilişkilerine, yaşayış biçimlerine, doğa ile olan birlikteliklerine ve daha birçok unsura yer veren öyküde aşk temasının yanı sıra, cinsellik, günlük yaşam ve din gibi konular da işleniyor. Dinin mitoloji ile harmanlanmış bir şekilde karşımıza çıktığını da görüryoruz. 10. Son Söz: Bu ölümsüz yapıtın Türkçe serüveni ise 1939'da
Ragıp Rıfkı Özgürel
Ragıp Rıfkı Özgürel
'in Fransızcadan çevirisiyle başladı. 1965’te Oluş Yayınları ile devam etti.
Bilge Umar
Bilge Umar
’ın çevirisinden sonra başka yayınevleri tarafından da yayımlanan eser son olarak Can Yayınları’nın Kısa Klasikler Dizisi kapsamında
Zeynep Avcı
Zeynep Avcı
tarafından Türkçeleştirildi.
M.C. Howatson
M.C. Howatson
"
Oxford Antikçağ Sözlüğü
Oxford Antikçağ Sözlüğü
"nde, “Serüvenlerin, duygu ve manzara betimlemelerinin arkasında kalan, çekicilik dolu pastoral bir aşk romanı,” diyor
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
için. Ben de bütün yazdıklarımı şu şekilde özetleyerek bitirmek istiyorum: Antik eserlere, mitolojiye ve aşk öykülerine ilgi duyan her okurun mutlaka okuması gereken oldukça önemli, kadim bir metin. Günümüz edebiyatını anlamlandırmada bizlere yardımcı olabilecek güçlü bir eser. Zihnimizde kodlanmış olan birçok aşk öyküsünün ilham kaynakları arasında yer alan bu ölümsüz eser, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Keyifli okumalar diliyor ve Longos'un metinde Khloe'nin ağzından yazdığı aşk tasviriyle bitiriyorum: -Hastayım ama hastalığımın ne olduğunu bilmiyorum. Canım acıyor ama yaralı değilim. Üzüntü içindeyim ama hiçbir koyunumu kaybetmedim. Boynuz yediğim oldu ama asla ağlamadım. Arılar soktu beni ama asla yakınmadım. Ama bu her neyse, hepsinden beter dokunuyor yüreğime. Evet, Daphnis çok güzel ama çiçekler de öyle. Kavalından çok güzel sesler çıkıyor ama bülbüllerden de güzel sesler çıkıyor. Oysa bütün bunlarla ilgili tek kelime düşünemiyorum. Keşke kavalı olsaydım da gün boyunca üfleseydi içime. Ah, bir keçi olsaydım da dikkatli bakışları üstümden ayırmasaydı.-
Daphnis ile Khloe'nin Aşkı
Daphnis ile Khloe'nin AşkıLongos · Can Yayınları · 2021974 okunma
··
4.598 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.