Kübra bu nasıl bir davettir yahu. "Lakin ben bu kitaptan sonra uzun zaman başka bir kitabı okumak istemedim." İşte bu cümleyi okuyunca, o tariflediğin duyguyu hatırladım. Kitap biter, ertelediğin öğününü yerken lokmalar boğazına dizilir. Kimseyi duymak, görmek istemezsin.
Ve illa ben de bir kaç şey yazayım istedim.
Aslında bir son kitabıdır bu. Meşhur Amistad davasıyla kendi tarihini yeniden yazmanın yoluna girmiştir ABD. Burjuvazi içeri, aristokrasi dışarı. Amerikan aristokrasisinin sonudur. Kendisine güneyde yaşama alanı kurmuş İngiltere özentili, bol siyahi köleli plantasyonların sonunun geldiğini muştular kitap. İçi buruktur ama. Sonra işte, Yankiler vardır hep. Ve biz Yankee Go Home'cular. :)))
Gerçi en hüzünlü aşklar aristokraside yaşanır derler. Yazar da böyle düşünmüş olmalı.
Gerilimini üçlü bir aşktan ve Kuzey-Güney savaşından alır. Scarlett O'Hara, Tara’da bencildir, diyen de vardır, bu roman kitsch bir Anna Karenina diyen de.
Habire, neyse, bunu yarın düşünürüm, diyen Scarlett, çok güçlü, ve ama naiftir de. Ve zengin arka planıyla kitap, kesinlikle okumaya değer. Bir başlamayıverin hele, bir on günde tüketeceğinize garanti veririm.
Yazarın ölümü de çok trajiktir gerçekten. Hatta bununla alakalı kısa bir belgesel izlemiştim TRT'de. Paylaşayım istedim, bulamadım maalesef. Elinde o kadar çok belgesel var ki TRT'nin,bir müdür akıl etmez o değerli belgeselleri paylaşmayı. Devlet kafası işte. Belki de bir yerlerde yayınlıyordur da ben bilmiyorumdur. Günahını da almayalım şimdi. :)))
İyi okumalar dilerim katılımcılara.