Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batu'nun varisleri ile İlhanlılar arasında Berke Han döneminde patlak veren düşmanlık, sonrasında Altın Orda ordularının Azerbaycan'ı işgal edip, Gürcistan'ın ise belirli kısımlarını yağmaladıkları gergin bir savaşa dönüşmüştür.
Suriye krizi, yalnızca Türkiye'nın Irak sınırını etkileyen bir mesele değildir. Bunun yanı sıra bu kriz, İran'ın aşırı yayılma politikasından mütevellit, Türkiye-İran sınırını dolayısıyla Güney Azerbaycan'ı etkileyen, hatta Kafkasya'dan Dağlık Karabağ'a ulaşan ve Gürcistan üzerinden de Karadeniz'e sıçrayan bir sorundur.
Sayfa 50
Reklam
Şah Abbas. (1587-1629), Şah İsmail’den sonraki hükümdarlardan en ilginç olanıdır. Şah Abbas’m Osmanlı modeline göre yeni bir piyade ve topçu birliği kurması yaptığı en önemli iştir. 1598 yılında yirmi altı kişiyle İran’a gelerek uzun süre şahın hizmetinde bulunan Robert ve Anthony Shirley adlı İngiliz kardeşler, bu birliğin kurulmasında Şah Abbas’a yardım etmişlerdir. Şah Abbas ilk olarak, İran'ın doğu eyaletlerinde pek çok şehri ele geçiren Orta Asya özbekleri’ni durdurdu. Bunu başarabilmek için de Osmanlılar ile barış yaptı ve Gürcistan, eski Safevi başkenti Tebriz ile Azerbeycan’ı onlara bıraktı.
Muhafazakar, anti-komünist eğilimlerin yaygın olduğu Gürcü top­luluğuna hitap edebilmek gibi bir avantajı da vardı fazladan. (18. yüzyıl sonlarında Gürcistan'dan göç etmiş, mal-mülkten ziyade hatır-itibar cinsinden varlıklı bir "ağa" ailesinden geliyordu.)
Gürcistan nüfusunun büyük kısmı, AB'yle daha sıkı bağlar kurmak istiyor ama 2008'deki savaşın şokundan sonra, birçokları bu riske girmemenin daha akılcı olacağını düşünmeye başladı (Gürcistan Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili saflık etmiş ve Rusları tahrik ettikten sonra, Amerikalıların hemen yardıma koşacağını düşünmüştü). 2013'te seçilen hükümet ve devlet başkanı Giorgi Margvelaşvili, Moskova'ya çok daha yakın. Ukrayna'da olduğu gibi, buradaki halk da bölgedeki herkesin kabul ettiği gerçeği içten içe biliyor: Vaşington çok uzak, Moskova çok yakın.
Bu çalışma Gürcistan'dan Türkiye'ye günübirlik iş gücü göçünü hem gürcü göçmen işçilerin hem de Hopa'daki göçten etkilenen yerli halkın bu süreci nasıl deneyimledikleri, gündelik yaşam pratiklerini ne şekilde düzenledikleri ve içinde bulundukları koşulları nasıl anlamlandırdıklarını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu tür bir değerlendirme için çalışmada "sınır kapitalizmi" olarak tanımlanan yeni bir kavramsallaştırmaya başvurulmuştur.
Reklam
Ayşenur Kolivar'ın ifadesiyle, "Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasının olumlu etkileri fazla uzun sürmedi. Kapı kısa sürede kadın ticaretinin yapıldığı yer haline geldi ve nataşa meselesi olarak adlandırılan olgu ortaya çıktı. Kadın ticareti giderek bavul ticaretinin önüne geçmeye ve bu kültürel karşılaşmanın niteliğini değiştirmeye başladı. kapının yeni açıldığı dönemde yaşanan insani karşılaşma yerini kadınların fahise erkeklerinde kadın taciri olarak görülmeye başladığı yeni bir evreye bıraktı karşılıklı kültürel tanıma süreci bir anda Gürcistan'dan gelenlerin aşağılandığı ve tacizlere maruz kaldığı bir ortama dönüştü."
Sayfa 326Kitabı okudu
Türkiye'nin ilk GSM operatörü Turkcell, 1993'te kuruldu. 1994'te ise hizmette ilk'Alo' denildi. Dört yıl gibi kısa bir sürede 2,3 milyon aboneye ulaşan Turkcell, 27 Nisan 1998'de Ulaştırma Bakanlığı ile 25 yıllık GSM lisans anlaşması imzaladı. Abonelerine sunduğu mobil ses ve veri iletişimine dayalı hizmetlerin
Sayfa 86 - Business DergisiKitabı okudu
Tezler'in bu sonuncu kitabında, 1918-1922 arasında Anadolu, Kürdistan, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan devrimlerine ayrı yer vermeye çalıştım; Enver Paşa, işte bu dönemde, Osmanlı lmparatorluğu'nu, Orta Asya'ya taşımaya çalışıyor. Osmanlı lmparatorluğu'nu Orta Asya'ya taşımayı planlamış olan bir burjuva-demokrat, bugünün oligarklarına, Kemal Paşa'dan çok daha yatkın bir model veriyor.
II. Mahmud devrinde imparatorluk Cezâyir'i, Besarabya, Bucak ve Tuna deltasını, Mora, Attika, Ağrıboz ve Kiklad adalarını, Anapa ile Poti arasındaki büyük Doğu Karadeniz kıyılarını, Kuzey Kafkasya ve Gürcistan'daki son arazilerini kaybetmiştir. Bazı eyaletler iç bağımsızlık elde etmiş veya eskiden beri sahip bulundukları muhtariyetlerini artırmışlarsa da, birçok Anadolu, Rumeli ve Arabistan eyaleti, hatta, Libya, sıkı bağlarla merkeze bağlanmıştır. Tanzimat'ın daha iyi sağladığı merkeziyetçi sistemi, II. Mahmud kurmuştur. III. Selim zamanında ve kendi saltanatının ilk yıllarında türeyen ve büyük nüfus kazanan âyanların çoğu ortadan kaldırılmıştır.
Reklam
Burada da İngilizler, Fransızlar ve Ruslar öyle ya da böyle isteklerine göre hareket ediyor, Ruslar aslan payını alıyorlardı. 1813 Gülistan Antlaşması'yla İran Derbent, Bakü, Şirvan, Şaki, Karabağ ve yakın bölgeleri Rusya'ya bırakmış ve Gürcistan, Dağıstan ve Megrelya üzerindeki bütün iddialarından vazgeçmişti. 1825'te yeni Rus-Türk çatışmaları 1828 Türkmençay Antlaşması'yla son bulmuş; İran, Ermenistan' ın geri kalanını Ruslara teslim etmişti.
Venizelos, Yunan birlikleri Anadolu'nun içlerine doğru ilerlerken bir yandan da Ermeniler'i Trabzon üzerindeki taleplerinden vazgeçirmeye çalışmaktaydı. Nihayet Venizelos bu çabalarında başarılı olmuş ve 11 Ağustos 1920'de Aharonian ile anlaşmıştı. Buna göre Ermeniler, Trabzon üzerindeki taleplerinden vazgeçmişlerdi. Bunun
Sayfa 85 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
1920 yılının Şubat'ında yaklaşık iki bin Doğu Karadeniz Rum'u Yunan ordularına katılarak Yunan saflarında çarpışmaya başlamışlardı. 1920 Eylül'ünde, yani Sevr Antlaşması'nın İstanbul Hükümeti tarafından imzalanmasından yaklaşık bir ay kadar sonra, Doğu Karadeniz Rumlar'nın üç temsilcisi, Basile Joannides, Leonidas J. Jassonides ve Ch. Kazandjoglou, Amiral J.M. de Robeck'e yazdıkları bir mektupta "çocuklarının Anadolu'daki Müttefik davası için Yunan Ordusu'nda savaştıklar"nı belirtmişlerdi. Bu mektubu yazanlar, Doğu Karadeniz Rumları'nın mektubun yazıldığı tarih itibariyle Yunan ordularına iki alay teşkil edip gönderdiklerini ve Yunanistan'ın yardımıyla otuz bin adamı daha cepheye sürmeye hazır olduklarını belirtmişlerdi. Bu kişiler, Amiral John de Robeck'ten bu mektubu İngiliz Hükümeti'ne iletmesini istemişler ve İngiliz Hükümeti'nden acil olarak Doğu Karadeniz Rumları'nın "yok edilmekten kurtarma"sını ve bağımsızlık ve İngiliz koruması altında Gürcistan ve Ermenistan ile konfederasyon kurma isteklerini desteklemesini talep etmişlerdi.
Sayfa 84 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında Türkiye ve Rusya değişik nedenlerle belirli bir süre yan yana gelmiş olmakla beraber Moskova Ermenistan'ın yanında Azerbaycan ve Gürcistan'ın karşısındadır. Türkiye ise Ermenistan'ın karşısında Azerbaycan ve Gürcistan'ın yanındadır. Hem Rusya hem Çin, Türkiye'nin Kafkasya ve Türkistan Türklüğüne ilgisine şüphe ile bakmaktadır. Her iki ülke de bu konuda Türkiye'yi tehdit olarak algılamaktadır.
963 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.