Kavgalardan arınmış bir ortam, kendini güvende hissetmek isteyen eşlerin hayalidir. Evdeki kavganın galibi olmaz. Erkek de kadın da çok sarsılır, ama asıl zararı masum çocuklar görür. Sevgisiz çocuklar, kavgacı ailelerde yetişir.
“Cezaevinde kendimi daha özgür hissediyorum.” diyen üniversiteli kız, profesör annesini neden öldürdüğünü, psikoloğa anlatırken şunları söylüyor: “...Kendimi bildim bileli, annem ve babam savaş hâlindeydi. Yıllarca bu savaşın arasında kaldım. Bu kavgalar, ruhumu çok yaraladı. Annemin babama karşı olan öfkesi, zamanla bana yöneldi. Bunları kaldıramadım ve patladım.” Annelerini neden öldürdüler, sorusuyla internette arama yapılırsa, 2008 yılında yayınlanan bu habere ulaşmak mümkündür.
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre alışverişe çıkan çiftler, ilk yetmiş iki dakikanın ardından mutlaka kavga ediyor.
Erkek, ne satın almak istediğini biliyor. Kadın ise daha fazla gezmek ve görmek istiyor.!!3
Sayfa 183Kitabı okudu
...'Kendimi nasıl hissetmek istiyorum' diye düşündüm. Dünyada kendimi güvende hissetmek istiyordum. Kendimi güçlü hissetmek istiyordum. ...
Tehlikeye en yakın olduğun yerde güvende hissetmek ne tuhaftı.
Bir şarkının içinize yağmasıdır aslında sevmek. Ait olmak, mutlu ve güvende hissetmek... Ben nefes aldığım her yerde güvensizliğe terk edilmiştim.
Çocuklar aslında gelişimlerini tamamlamalarının ardından, çoğu zaman bebek gibi davranmaya başlarlar. Özgürleşme yolunda emin adımlarla devam etmek için, sembolik olarak bebekliklerine dönerek, kendilerini güvende ve seviliyor hissetmek isteyebilirler. Neredeyse, tekrar şarj olmaya ihtiyaçları vardır diyebiliriz
“Bazı insanlar hiç ruhsal gelişme göstermeden ölüp giderler. Genelde korkak olanlardır onlar. Güvende hissetmek, yaşamaktan önce gelir bunlarda. Hemen her zaman bir çuval paranın üzerine otururlar, kendilerine zarar vermeyeceklerinden emin oldukları sahte arkadaşlar edinirler.
Erkekleri genelde hayatının amacını daha fazla para kazanmak üzerine kurar. Kadınları da çocuklarına ihtiyaç duyduklarından fazla ilgi gösterir. Kısacası böyle insanlar yaşlanmaz, eskirler, seksen yaşında bile olsalar olgunlaşmazlar ve egolarına prangalanmış bir hâlde göçüp giderler.”
Sayfa 97 - Bilinçdışı YayınlarıKitabı okudu
İşte size Paulo Coelho'nun çok sevdiğim bir sözü daha: "Tekne limanda güvendedir, ama teknenin amacı bu değildir."
Yani acıdan kaçarken, başarısız olma korkusuyla karar almazken; terk edilme, kaybetme veya başarısız olma korkularıyla ilişkilerden kaçarken, bir yandan da bunların bize sunacağı birçok ödülü kaybetmiş olacağız.
Sırf güvende olmak adına hikâyesiz bir hayat yaşayacağız.
Oysa bizler bu dünyaya kendimizi güvende hissetmek için değil, her duyguyu hissetmek için geldik.
“Günün sonunda, eve döndüğüm zaman, huzur istiyorum, kendimi güvende hissetmek istiyorum. Dünyada olup bitenleri bütün bu şiddeti öğrenmek zorunda değilim.”
Güvenli bağlanma kurmuş bebekler dünyayı keşfetmekte, öğrenmek ve gelişmekte, yorgun ya da kızgın olduklarında rahat ve güvende hissetmek için annelerini güvenli dayanak olarak kullanabiliyor. Güvensiz bağlanma (kaygılı veya kaçıngan) stiline sahip olanlar ya sakinleşmek için annesinin nerede olduğunu bilmeye ihtiyaç duyuyor (kaygılı) ya da ihtiyaç duyduğunda güvenli bir dayanak olmak için annesi fazlasıyla yabancı kalıyor. (kaçıngan)
Sayfa 14Kitabı okudu
Limbik mirasımızı yaşamak
Kendini Kucaklamak
Stresli durumlarda insanların bir kısmı, sanki çok üşümüşler gibi, kollarını kavuşturur ve elleriyle omuzlarını ovalar. Herhangi birini bu tür bir yatıştırıcı davranış içindeyken seyretmek, insana bir annenin küçük çocuğuna sarılmasını getirebilir. Bu, kendimizi güvende hissetmek istediğimizde, yatışmak için yöneldiğimiz koruyucu ve sakinleştirici bir harekettir. Öte yandan, kollarını kavuşturarak öne doğru eğilmiş ve küstah bir şekilde size bakan birini görürseniz, bilin ki bu yatışmaya yönelik bir davranış değildir!
Sayfa 73
