Kalbim susmuyor ki,
Bundan şikâyetçiyim.
Sana olan aşkımı sustukça,
Kalbinin derinliklerinde yaşayan bir divaneyim.
Bilmem ki sen kabul olan dualarım olsan,
Senin karşında, sana nasıl dayanırım bana anlatsan...
Rüyalarımda ki gibi nasıl öperim dudaklarını?
Nasıl sevebilirim saçlarını?
Yürek kaldırabilir mi senin bal olmanı?
İşte senden başka hiç
İşçi. Ama eğer efendiler olmazsa kim bana iş verecek?
Sosyalist. Bu bana sık sorulan bir soru; hadi bir bakalım. Çalışabilmek için üç şey gereklidir: Bir atölye, makineler ve ham madde.
İ. Evet.
S. Atölyeyi kim inşa eder?
İ. Duvarcılar.
“Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum”, demiş Sait Faik.
Bu kitap o kitap işte. Önüme düştü şair hakkında araştırmalar yaparken. İyi ki düşmüş.
Birbirimize karşı sert olmayı ya da kolay bir şekilde
baştan çıkmayı hiç bırakmayacağız, demiştik.
Yatak odamızda her şeyin olabileceğine dair söz vermiş
tik. Asla geri çekilmeyeceğimize ya da istediğimiz şeyleri
söylemekten çekinmeyeceğimize yemin etmiştik.
Şimdi dudaklarım ve dilimle Bennett'i tatmin etmeye
çalışırken Bennett'in
Ömür boş yere çıkılan bir yolculuğu anlatır
Yanlış bir yere uğramaktır sonbahar
Hışırdayan rüzgârdır
Yaprak hışırdamaz
Uzun bir yol gibidir gözleri insanın
Gelip geçen bir şey iyileşmez
Bu gece bu hat üzerinde
İyileşen zamandır,
İnsan iyileşmez.
Hadi ömrüm, geriye doğru tara kendini
İlerde bir şey yok, gördün
Yüzünü rüzgâra dön yeniden
İyileşen sen değilsin, zaman.
Zayıf belleğim, sakar algılarla
Bir ömrü hatırlamak zordur kuşkusuz
Ömrüm, hey ömrüm
Seni hatırlamak için yolumu uzattım
Daha fazla zaman verdim kendime
Bu gece, bu orta yaş ovasında
Bu hat üzerinde
Bana bir tek söz söyle.
Gece ve gündüz gibiyim.
Bir yanım dünyanın en eğlenceli insanı, diğer yanım melankoli batağı.
Ya da şudur belki:
Bir yanı deniz olan kadının diğer yanı limon dikeni.
Dalgaların ve dikenlerin toplamıyım Günlük, Şiir Adam!
Tanrım kime sesleneyim? Çoraplarımı çıkarmadan yatacağım.
Okunmamış şiir gibi dağılacağım ortalığa.
Keşfedilmemiş şiirin
İki arkadaş birlikte ormana gitmişler ve orada bir ayıya rastlamışlar. Arkadaşlardan biri ayıyı görünce hemen kaçıp ağaca tırmanmış ve saklanmış. Ötekiyse yolda kalakalmış.
Kurtulmak için yapacağı hiçbir şey yokmuş. O da hemen yere yatıp ölü taklidi yapmış.
Ayı yerde yatan adama yaklaşıp onu koklamış; adam korku içinde nefesini tutup beklemiş. Ayı adamı biraz kokladıktan sonra onun ölü olduğunu düşünüp uzaklaşmış.
Ayı uzaklaşır uzaklaşmaz, ağaca tırmanmış olan adam aşağıya inmiş. Arkadaşına bakıp gülerek; “Hadi söyle! Ayı sana ne dedi?” diye sormuş.
Arkadaşı acı bir sesle yanıtlamış onu:
“Ayı bana, ‘Tehlike anında arkadaşını bırakıp kaçan insanlar kötü insanlardır,’ dedi.”
Herkese Merhaba
Yeni yazar ve yeni kitap ile karşınızdayım. Kitap hakkında aşırı ikilemde kaldım. Bir şeyler eksik geldi bana, duygular çok geçmedi... Kitaba kötü değil ama ben okurken zevk almadım.
Kitabımıza gelirsek; Skylar 18 yaşında bir genc kızımızdır. Ailevi sorunları o kadar kötüdür ki, hem bedensel hemde psıkolojik olarak hastadır.
"Benim için gel, küçük cadı," dedi Bowen hırıltıyla, sonra klitorisini nazikçe emdi, güçlü diliyle de hafifçe üzerine vuruyordu.
Mari gecenin içine doğru haykırdı, şehvet düğümü çözülüyordu.
Gelmeye başlayınca birden doğruldu. Bowen'ın saçlarını tutup kalçalarını sallayarak tenini adamın diline sürtüyordu. Bovven ona karşı
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak