Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk’ten içişleri bakanı adil beye Ulusun gücünü anlamaya gücünüzün yetmeyeceğine kuşkum yoktu ama bütün gücünüzü kullanarak hainlik edeceğinize inanmak istemiyordum ( mealen )
Sayfa 131Kitabı okudu
Aslında hiç hainlik yapmamıştı, ancak içinde her şey için birinden öç alma ihtiyacı vardı (прости меня за все любимый)
Reklam
Canları içinde, yüreklerinde hainlik, kin ve cimrilik yer etmişse suç Tengri’de değildi, kendilerindeydi. Onlar kendileri değiştirebilirdi ancak. Kendileri sevmeyi öğrenmelilerdi. Ama sevgi! Sevmek, kendi can ve ruhunun başkalarının can ve ruhlarıyla bağlı olduğuna inanmak demekti.
Sayfa 154Kitabı okudu
Tengri’nin kendilerine verdiği canları içinde hainlik yer etmişti! Ne yapmalıydı? Üstünde yaşadıkları toprağı sevmeleri için, kendilerini yok etmek için ellerinden geleni esirgemeyen düşmanları görmeleri ve anlamaları için ne yapması gerekiyordu? Gök-Tengri değiştiremez miydi bu insanların yüreklerini? Yıllar yılı kapalı kalmış gözlerini açamaz mıydı Gök-Tengri?
Sayfa 154Kitabı okudu
Üstelik öyle hainlik suçlamaları vardır ki, o suçlamayı yapan odağa bağlı olarak, kişiye onur verir. Örnek mi istiyorsunuz; Mustafa Kemal'e Saray'ın hain damgası vurup hakkında idam kararı çıkarmış olması gibi....
Sayfa 343Kitabı okudu
Reklam
Gençliğe Hitabe (Günümüz Türkçesiyle)
Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve diş düşmanların olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunma zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte görünebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kastedecek duşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir zaferin temsilcisi olabilirler. Zorla ve aldatmacayla sevgili vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi işgal edilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını istilacıların siyasi amaçlarıyla birleştirebilirler. Millet, yoksulluk ve sıkıntı içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
"Hainlik... bir kelime yalnızca. İki prens sadece birinin oturacağı bir sandalye uğruna dövüştüğü vakit, büyük lordlar da halktan insanlar da bir seçim yapmak zorunda kalır. Savaş sona erdiğinde, muzafferler sadık ve haklı tarafmış gibi selamlanırken mağluplar ebediyen isyancı ve hain olarak bilinirler. Benim kaderim de bu."
Sayfa 192
"Sana güvenen insana hainlik etmek güç ya da yetenekle alakalı değildir. Ben sana güveniyorum, sana zaten arkamı dönüyorum. Bıçağı alıp saplamakta ne var ki ? Önemli olan elini o bıçağa atmamaktı ve sen bana ihanet ettin." Sıktığım dişlerimin arasından konuştum: "Ve şunu unutma, sadece korkaklar arkadan saldırır."
Sayfa 152Kitabı okudu
Güvenilir kişi hainlik yapmamış; sen haine güvenmişsindir. [İmam Rıza as]
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.