Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başbuğ Alparslan Türkeş || Milli Doktrin
“‪Ben Türk Milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadî yapıya çağırmıyorum. ‬ ‪Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adâlette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakîkât yolu, ALLAH YOLU’na çağırıyorum.”
İslam Davamız
"İslam'ın dışında, hiçbir hak ve hakikat kaynağı yoktur. Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi, İslam'ın içindedir ve onun bir şubesidir. İlhamını Kur'an'dan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayra vesile olamaz, şerden ve zarardan arınmış sayılamaz."
Reklam
.. İstersen konuşalım. Fakat konuşmaktan ne çıkar ki! Kim bilir şimdiye kadar kaç merkep yükü kitap okudun. Fakat bunlardan ne anladın? Hiç.. değil mi? İnsanlar neyi bilirler..? Zevk ve bencilliklerinin arzuladığı sanatsal birtakım şeyleri.. Fakat hak ve hakikat hususunda ne bilirler..? Hiç..! Akıl yoluyla Hakkı bulmak mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü..? Ne konuşalım? Harfleri bir araya getirerek Hikmet bilinebilir mi..?
BİRBİRİNİZİ BULUN Doğru olduğunu düşündüğünüz şeye dört elle sarılın. İşe oradan başlayın. Rastlantılar, keşifler, büyük grev dalgaları, depremler: Her olay bu dünyadaki varoluş biçimimizi değiştirerek hakikat üretir. Öte yandan bizde ilgi uyandırmayan, bizi etki­lemeyen, bizleri bir şeyler yapmaya itmeyen yorumlar artık hakikat diye adlandırılmayı hak etmezler. Her hareketin, dav­ranışın, ilişkinin ve durumun altında bir hakikat yatar. Bu ha­kikati görmezden gelip durumu idare etmek, çağımızda pek çok insanın çıldırmasına neden olmuştur. Aslında her şey birbirine bağlıdır. Büyük bir yalanın içinde yaşıyor olmak hissi de bir hakikattir. Ama bu boş verip geçilemeyecek bir meseledir, hatta işe tam da oradan başlamak gerek. Hakikat, dünyayı görme biçimi değil, bizi indirgenemez bir biçimde dünyaya bağlayan şeydir. Biz hakikate tutunamayız ama o bizi taşır. Birey olarak beni yapar ve yıkar, birleştirir ve çözer; pek çok şeyle arama mesafe koyarken aynı deneyimi yaşayanlarla da yakınlaştırır. Hakikate bağlılığından dolayı yalıtılmış birey kendisi gibi birilerini bulmasının önüne ge­çilemez. Aslında, her isyan süreci vazgeçmeyi reddettiğimiz bir hakikatle başlar. Hamburg'da 80'li yıllarda, İşgal Evle­rinde yaşayan birkaç kişi, oradan sadece cesetlerinin çıkarılabileceği noktasında kararlılık göstermişti.
Sporun taraftarlarını ve aleyhtarlarını dinleyiniz, ikisine de hak vereceğiniz gelir. Çünkü yalan gibi hakikât de ikiyüzlüdür: Her gündüzün bir gecesi var; güne aydınlık diyenler de haklıdır, karanlık diyenler de.
Sayfa 15 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
“İnsanın içinde olduğu hal ona en yabancı haldir. Deli deliliğini, genç gençliğini, ihtiyar fıkradığını bilmez. Birisi yeri gelir de söylerse bunları duyar, duyar da yine anlamaz. Ah işte hayat bu halle yaşanıyor, hayat habersizken yaşanıyor, yaşanıyor dediğim şöyle üstten geçiyor da aklın başına gelip kendi hayatına dair haberleri aldığında oturup bir bakıyor, bu da neymiş diye, yine bir şey denemiyor. Hani insan gençlik, çocukluk resimlerine bakar da hiç tanımadığı birine bakar gibi olur ya, yüzünü başka, ifadesini sandığından değişik bulur ya, bu resmi sündürüp bütün hayatın üstüne çekseniz işte örtü budur. Hak ve hakikat örtüsü budur.”
Reklam
216 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
SABRIN DEMİ
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden; bu yüzden beklemek değil bizimkisi demlenmek ve biliriz ki birbirine kavuşanlar değil ancak muhabbetle demlenenler aşka ulaşabilirler çünkü bazı şiirler hatırlamak için değil, unutmamak için yazılır. Demlenmek yavaşlamaktır biraz; içine kazımak, silinmez bir kalemle
Elif Gibi Sevmek 2
Elif Gibi Sevmek 2Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 20176,9bin okunma
- Acımak... Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir... Fikrimce yalnız doğruluk hastalığı, bir hak ve hakikat meselesi etrafında toplanmak kabiliyeti, bir cemiyeti mesut etmeye kâfi gelemez... Bunun için acımak, birbirimizin feryadını, iniltisini duyabilmek de lâzım!..
Sayfa 14
Necip Fazıl'dan Süleyman Demirel'e..
Sen gül diyarının yapma gülüsün! Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün! Yoktur izlediğin bir dava yolu; Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün! Türk’e zıt sermaye merkezlerinden, Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün! Milli yekparelik gelmez işine; Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün 1 Ve devlete mason biraderlerin Tam da maslahata denk ödülüsün! Ne sır sendeki
Rabbimiz bizi gerçeğin tarafını tutmaya, hakkı söylemeye, doğruluktan ayrılmamaya teşvik buyurmuştur. Kendimizin, ebeveynimizin ve akrabamızın aleyhine de olsa haktan, adaletten ayrılamayız; acı da olsa hakkı, gerçeği söyleriz; hak, hakikat neredeyse o tarafta yerimizi alırız.
Reklam
186 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Amak-ı Hayal: Hayalin derinliği "Bu kitabı, hakikat aşkıyla yanan, akılla kavranamayacak konuları merak eden insanların zevkle okuyacağı kanaatindeyim." diyor kitabın başında Ahmed Hilmi. Eseri okumadan önce felsefe, edebiyat ve dini bilgilere sahip olmak gerekir. Düz bir okumayla anlaşılmayacak imgelerle oluşmuş derin anlamlar yüklü
Amak-ı Hayal
Amak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Dorlion Yayınevi · 201916,8bin okunma
AYNA TUTTUM AYNA Düğünde dirseğe kadar altın bize pek yakışır. Havayı attık,şimdi de kalbimiz çok sıkışır. En şatafatlısından köylüye veririz yemek. Komşu aç yatmış,İslam'a uyar mı bu ne demek. Zenginin cenazesinde yemek dolar taşar. Fakir üçüncü gün aş pişirir buna şaşar. Haksızlık karşısında susar, bir şey demeyiz. Lafta kahramanlığı
Her ne olursa olsun, bir şeyi yaşamış olmak, kişiye onu yazmak için ebediyen geçerli bir hak verir. Yüksek hakikat, düşük hakikat diye bir şey yoktur. Ve eğer deneyimle kurduğum ilişkinin izini sonuna kadar sürmezsem, kadınların gerçekliğinin karatılmasına katkıda bulunmuş, yeryüzündeki erkek egemenliğinin safında yer almış olurum.
Sayfa 39 - Can YayınlarıKitabı okudu
80 syf.
·
Puan vermedi
Kitap fuarı ganimetlerimden biri daha. Agota Kristof gibi Annie Ernaux ile tanışmayı da çok istiyordum bir süredir. Okuduğum ilk kitabı olacak Olay. Daha önceki yıllarda Kürtaj adıyla yayımlanmış. 1963 Fransa'sında ,kürtajın illegal olduğu bir ortamda yaşadıklarını kaleme almış yazar bu kitabında. Otobiyografik bir kitap ve çok da sarsıcı. Kadınların bedenleri üzerinde hak sahibi olmadığı bir ortamda nasıl yapayalnız bırakıldıklarını epey etkileyici bir şekilde dile getirmiş. Olayın hem psikolojik hem sosyolojik boyutu bir arada işlenmiş. Günümüzde bile tartışılan bir konu üzerine, geçmişte, olayın yasal olmadığı bir ortamda bizzat yaşadığı bir deneyimi bizimle paylaşmış olması yazarın gerçekten çok ama çok cesur olduğunu gösteriyor bize. Kitabı yazıp yazmama kararını ise şu düşüncesi ile somutlaştırmış olmalı; " Her ne olursa olsun, bir şeyi yaşamış olmak, kişiye onu yazmak için ebediyen geçerli bir hak verir. Yüksek hakikat, düşük hakikat diye bir şey yoktur. Ve eğer deneyimle kurduğum ilişkinin izini sonuna kadar sürmezsem, kadınların gerçekliğinin karatılmasına katkıda bulunmuş, yeryüzündeki erkek egemenliğinin safında yer almış olurum."
Olay
OlayAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,375 okunma
Manevi değerlerini bilen, moral değerlerini yaşayan, hak ve hakikat peşinde yürüyen bir gençlik, her tür oyunu bozma noktasında gayretkeş olduğu gibi bir toplumu kaldırıp zirveye taşıyacak kudrete de sahip olur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.