Benim öykünün kahramanı, hakikattır: Ruhumun bütün gücüyle sevdiğim ve olanca güzelliğiyle canlandırmaya çalıştığım hakikat... hep en güzeldi o her zaman da en güzel olarak kalacak.
Arapların malûm olan hallerinin incelenmesinden hâsıl olan neticeye göre, İslâm dininin ortaya çıkışını gerektirecek ve kolaylaştıracak içtimaî âmiller, Arap yarımadasında umumi surette yok denilebilirdi. Araplar, hayâl ve mâneviyâttan mahrum, maddi insanlardı. Dini hususlarda onların hiç bir merakı yoktu. Dinî his de kendilerinde terakki ve tekâmül etmemişti. Bu noktalarda dahi başta Rénan olarak bütün Avrupa araştırıcıları ile hemfikiriz. Çünkü bu bir hakikattir. Lâkin onlardan şu noktada ayrılıyoruz ki: Bütün bu haller, Arabistan'dan mütekâmil ve yüksek bir dinin, necip ve kerim bir ahlâk manzumesinin zuhûrunu bir mantıkî netice şeklinde telâkki ettirecek hazırlıkların ve içtimaî âmillerin yokluğunu göstermekte iken onlar, İslâm dininin ortaya çıkışını: "alelâdelik"ten kurtarmak ve Peygamberin memuriyetindeki büyük ehemmiyeti küçültmek ve İslâm dininin zuhûruyla âdi bir putperestliğin zuhûru arasında hiç bir fark görmemek sevdâsıyla "İslâm dini için zeminin hazırlandığını ve peygamber gelmemiş olsa bile böyle bir dinin ortaya çıkabileceğini" iddia ediyorlar. Demek ki kendi kendilerini tekzip ediyorlar.
Sayfa 131 - İslâm'dan Evvel Araplar
Reklam
Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir
Abdülkadir Geylânî Hazretleri de "Rızkını dert etme. Çünkü o seni, senin onu aradığından daha çok aramaktadır" buyurur. Bir hak dostu, talebeleriyle birlikte suçsuz yere hapse düştüğünde yaptığı ilk yorum "Bu hapiste yiyecek rızkımız varmış" ifadesi olur. Rızık öyle mühim bir hakikattir ki, insanın başından geçen olayların tümünü sadece rızık hakikati üzerinden açıklamak mümkündür. Efendimiz (sav) buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette ölmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir şeye- muhtaç kılar" (Tirmizi, Kader, 11).
Hiddetten, şiddetten bir şey çıkmaz beyefendi! Bize lazım olan hakikattir.
Önyargı, kendi içinde yanlış, ama nesiller tarafından biriktirilmiş ve aktarılmış olan organik bir hakikattir:Zarara uğramaksızın bunu başımızdan atamazdık
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.