Hani Galip dedemiz hep derdi ya : "Ülkücünün, ülküsü ile münasebeti, hakiki bir aşkta sevenle sevgilinin muhabbetine benzer. Hep verir hiç almaz..." İşte senin ülkün de buydu aslında.
Hiç bıkmadan...
Mahzun, kalbi kırık Kubbetus sahra
Gelip peygamberim sana baksa
Azdır, beni huzurundan kovsa
Ah özgürlüğün hangi mümine nasip olsa
Gel canım mescidi aksa
Kanım senin yoluna aksa.
Gözlerin senin kucağında açsa
O yigit, o mahzun Hanzala
Karınca misali su taşımak
Nasip etse Yaradan, şu faniye de acıyarak
Doğacak güneş karanlığı yararak
Tüm mazlumlara can suyu olarak
O ümmet ki senin icin tek yürek
Artık biliriz ki hakiki iman gerek
Bükeceğiz o bileği engelleri tek tek geçerek
Batının beş para etmez ciğerini deşerek
"Üç kimse şu üç durumda tanınır:
• Halim yani yumuşak huylu kimse, kızgınlık anında;
• Yiğit kimse, savaş anında,
• Hakiki kardeş de ihtiyaç anında belli olur."
*özgün hali çeviriye ancak solgun şekilde yansıtılabilecek bir mecaz*
~~~Bugün Solgun Ateş'in bir başyapıt, hatta 20.yüzyılın en önemli romanlarından biri olduğu kabul edilir.
Vladimir Nabokov un en yenilikçi ve en girift romanı olduğu da gönül rahatlığıyla söyleyebilir :):(: Okunup geçilecek bir kitap değil; kavranmayı ve çözülmeyi bekleyen
Mahzun, kalbi kırık Kubbetus sahra
Gelip peygamberim sana baksa
Azdır, beni huzurundan kovsa
Ah özgürlüğün hangi mümine nasip olsa
Gel canım mescidi aksa
Kanım senin yoluna aksa
Gözlerin senin kucağında açsa
O yigit, o mahzun Hanzala
Karınca misali su taşımak
Nasip olsa, şu faniye de acıyarak
Doğacak güneş karanlığı yararak
Tüm mazlumlara can suyu olacak
O ki senin icin tek yürek
Artık biliriz ki hakiki iman gerek
Bükeceğiz o bileği engelleri tek tek geçerek
Batının bes para etmez ciğerini deşerek
Cizre Beyi,Ebdal oğlu Mir Zeynuddin’in ZİN ve SİTİ adlarında çok güzel iki bacısı vardı.Zin beyaz tenli ve beyin canciğeri gibiydi,Siti ise,esmerimsi ve bir selvi gibiydi.Tacdin,Beyin Divan Vezirinin oğluydu.Tacdin’in babası İskender’in iki oğlu daha vardı.Bunlara Arif ve Çeko denirdi.Tacdin’in kardeşleri Çeko ve Arif,tıpkı şahinler gibi kuşları
Ben Filistin'im...
İçinizde saklanan dünyanın en tenha yeriyim... Zihninizin çıkmazlarında korkusuzca yürümeyi öğrendiğiniz yer benim... Yüreğim cesaretini kuşanmış sadık bir haberciyi bekler... O haberci ki, selam getirir Hz. İdris'ten dün gibi...
Ben Filistin'im...
Siz susmayı tercih ederken en çok konuşan benim... Hakkında
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır!
_Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür.
_Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur.
_Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir.
_İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
_Nihal Atsız:
_Bu memleket gerizekâlılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur. _En büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük bir karşılık beklemeyiniz.
_Bütün dünyada yurt düşmanlarına müsamaha
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Bir müddet sonra Dürzîlerin İstanbul’daki Sadaret’e (Sadrazamlığa) müracaatları üzerine askıda kalmış başka kan davalarının halline gidilmiş, bunlar arasında da sulh engelsizce temin edilmiştir. Gerek Havranlılar gerekse Dürzîler bana iyice ısınmışlardı. Esasen her iki taraf da bana olan rabıta ve sevgiden istifade ediyorlardı. Dünyaya hâkim
...Ertesi sene yine bu aşiret gelmiş, aynı yer civarına konmuş. Yerli halkın şikâyeti üzerine yazılı ihtardan anlamayan bu aşirete üç kişilik bir süvari müfrezesi göndererek gayri mezra yere çekilmesi talep edildi. “Peki” dedikleri halde çekilmemiş olmalarından bu ihtar tekrarlandı. Tesadüf Hıreyşe aşireti bu sene o civarda değillerdi. Yüz