çabuk sar yaralarını
sanma ki muafsın
yeni acılardan ..
gece bana yetmiyor
kaçacak deliği yok dünyanın
ışık hiç çığlık atar mı bilmem
ama ben duyuyorum
kulağımı sağır edecek yeryüzünde gördüklerim
Selam.
Bu kitaptaki çocuklar ve aileler bence milletçe kanayan yaramız. Gelin görün ki sorun da sonuçları da maalesef evrensel.
Biliyorsunuz çocuklar doğar, büyür, agudu bugudu der, yürümeye başlar, okula gider, karşı cinse yürümeye başlar, meslek tercihi yapar ve ilerde sigma bir karaktere sahip olabilmek için benliğini tanımaya devam eder.
“İntikam hiçbir zaman düz bir çizgi değildir, bir ormandır. Ve ormanda olduğu gibi yolunu kaybetmek kolaydır. Kaybolmak geldiğin yolu unutmaktır.”
(Kill Bill Vol.1, 2003, Quentin Tarantino)
MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.
Haklılık çok can yakıyor. 'Bir konuda haklı olduğuna inanmak bir bakıma o haklılığın hamallığını yapmaya da razı olmak demektir.' diyor Bekir Develi
'Çünkü unutmak istemez kimse haklı olduğu yaşanmışlıkları. Ama haklı olmak büyük bir yüktür. Gönlünde, dilinde yıllarca taşır ve anlatmak ister ilgili ilgisiz herkese nasıl zulme uğradığını.' diyede devam ediyor.
Bu zamana kadar neyin hamallığını yaptım diye soruyorum kendime. Taşıyamadığım bu yükler omzuma ne zaman bindi? Nerede haklıydım ki yüküm ağırlaştı diyorum. Unutamamak sadece acı veriyor. Yok sayamamak, olmamış gibi davranamamak sadece can yakıyor. Kimse bilmiyor ne kadar haklı olduğu. Bu hak için neler yaptığını, nelere maruz kaldığını, nelerle savaştığını. Yalnız sen biliyorsun. Tek başına yaşayıp, tek başına sırtlanıyorsun. Haklı oldukça daha çok yanıyorsun.
Belki de en güzeli vazgeçmektir. Haklı olmaktan. Hakkını aramaktan. Haklıyım demekten. Yükünü böyle hafifleteceksin belki. Çünkü sen alıp bir kenara koymadıkça sırtına binmeye devam ediyor bu yükler. Hamallığını yapmaya devam ediyorsun.
Sen sana yapılan zulmü affetsende seni Yaradan görüyor, biliyor. Sabır en güzel anahtar. Yaradanın senin için murad ettiği sırda o anahtarla açılmayı bekliyor.
Sabret..
TaSa
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu