Hani çocuklara sorarlar ya,niye ağlıyorsun yavrum diye;derin bir yara,içinde bir yerde kanadığı için ağlar,ama soruyu soran amcaya der ya,mavi kalemtraşımı kaybettim diye,işte böyle kederleniyordum bende.
Sayfa 185
“Uğradığın haksızlığı dillendirememek nasıl bir şey biliyor musun? Hani böyle rüyada bağırırsın, çağırırsın da sesin çıkmaz ya, hani bir yerlerin kesilir, yanar da, canının acısını çocuklarına duyurmamak için dudaklarını ısırırsın ya, onun gibi işte. Kanser eder insanı.”
Sayfa 64 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ece Ayhan
(Marmara’nın gözleri hakkında) “ Hani denizin , özellikle de Ege’de denizin derin yerleriyle sığ yerleri arasında açıklanamaz ve derin bir mavilik vardır . Evet , işte Nilgün’ün gözleri öyle bir renkteydi , resim boyası satan kırtasiyecilerde bile böyle bir maviliğe rastlayamazsınız.” - Okur notu : Ne kırtasiyesi ne denizi Göğün en güzel halinde bile öyle bir maviliğe rastlanamaz Kötü havalarda gök bile yitip giderken , onun maviliği hiç yitmedi Çünkü gök onun gözlerinden almıştı rengini
Canım Leylim Şimdi geldi mektubun demin de ben yazdıydım sana tabii bunu yazmak da bana düştü gene hani mektubunu almadığımı sanmayasın diye edepsiz deyimler ve küfürlerle seni üzdüğümün farkındayım affet mümkün mertebe uygun ve nezih bir dil kullanmaya çalışacam bundan böyle ama ne de olsa yıllar yılı bıçkınlık yapmış biriyim kolay yontulucam mı dersin …
Türkiye İş Bankası
Derken, sokaklarda kimseciklerin olmadığını fark ediyoruz, malum, hava sıcak; ne araba ne başka bir şey. Hava çok soğuk olduğunda da sokakta kimsecikler yoktur; hatta bu konuda, hiç unutmam, bana şöyle diyen de oydu: "Paris'in insanları hep çok meşgulmüş gibidirler, ama aslında, sabahtan akşama kadar sadece dolaşıp dururlar; nereden mi belli, eğer hava dolaşılacak gibi değilse, çok sıcak ya da çok soğuk, onları ortalıkta göremezsin; hepsi içerde sütlü kahve ve bira içiyordur. Böyle işte! Hızlı yaşam çağı! diye atıyorlar. Hani nerede? Büyük değişiklikler! diye uyduruyorlar. Nasıl yani? Aslında değişen bir şey yok. Hâlâ kendilerini dev aynasında görmeye devam ediyorlar, işte o kadar. Bu zaten yeni bir şey de değil. Değişen, sadece sözcükler, hoş, sözcükler bile aslında o kadar da çok değişmedi! İki şurdan, üç burdan, azıcık ucundan..." Bu faydalı gerçekleri çınlatmanın verdiği gururla, kurulup oturduk orada, keyiften dört köşe, café'deki hanımları seyretmeye koyulduk.
Ölmek ve öldürülmek arasındaki farkı düşündünüz mü hiç? Arkada kalanlar bakımından? Bu soruyu Asuman sormuştu bana. Şaşırıp kaldım, aptallaştım. Kem küm ettim, bilemedim. Böyle tuhaf sorular sorardı. Düşünürdü bunları, aklına getirirdi. Hayatın derinine bakıyordu. Hani boş kuyuya eğilirsin dibe doğru kararan bir boşluk görürsün. Anlamak, keşfetmek, bilmek istersin derininde ne var. İnsan kuyuya neden seslenir yoksa? Sorularıyla boş kuyulara seslsniyordu Asuman. Sesi gitsin, cevap getirsin diye.
Reklam
48. Böylece, hepsi derecelerine göre bölük bölük Rabb’inin huzuruna çıkarılacaklar. Ve Allah inkârcılara seslenecek: “İşte şimdi yapayalnız, çırılçıplak ve âciz bir şekilde huzurumuza geldiniz, tıpkı sizi ilk başta yarattığımız gibi! Oysa, sizin için böyle bir buluşmayı gerçekleştiremeyeceğimizi ve yaptıklarınızın hesabını vermek üzere asla
Fakat genç kalbimin aşkı hani neredeydi? "Aşkın humması olmayınca da vuslatın manası nedir?" diyordum. Daha diyordum ki, "Aşkın humması olmayınca bütün vuslatlar ancak birer hayaletten ibaret değil midir? Ve daha diyordum ki, Ellerimize geçen nimetler böyle çok kere bizim artık layık olmadıklarımızdır!
Baba! Baba! dedi Tolayk. Daha başka bir şey söylemedi. Çünkü ölüm bir insana gülüyorsa söyleyecek ne bulunabilir ki? Bırak beni! Han çabuk adımlarla uçuruma doğru koştu, kendini aşağıya attı. Onu oğlu durduramadı, durdurmak için yetişemedi. Tolayk aşağılara baktı baktı, sonra şöyle söyledi: Ey Tanrım, bana da babamınki gibi sağlam bir yürek ver! Ondan sonra gecenin karanlığına daldı. İşte Han böyle öldü, onun yerine Tolayk Kırım Hanı oldu...
Sevgili anne ve baba; geçmişiniz o kadar kırılgan ki bir anıyı her hatırlamak istediğinizde yani rekonsolidasyon sırasında oluşabilecek her türlü değişiklik, anınızı farklı bir şekilde hatırlamanıza ve depolamanıza neden olacaktır. Bu durumda beyninizdeki geçmiş, üzgünüm ama aslında size ait olmayabilir. Hani biz de gençtik ama böyle değildik diyorsunuz ya üzgünüm ama muhtemelen tam da öyleydiniz.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.