Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kudüs'ün kurtuluşu; biz Kudüs'ü hak ettiğimiz zaman gerçekleşecektir! Haydi abilerim! Gençler! Kardeşlerim! Anneler! Hanım ablalar! Başkanlarım! Vekillerim! Komutanlarım! Haydi, Kudüs'ü hak edelim!
Sayfa 122Kitabı okudu
Nur'da şefkat esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir ve Nurlara ciddî yapışıyorlar. Ben "kardeşlerim" dediğim zaman, hanım hemşirelerimi kardeşler içinde kasdederim. Bütün mektublarımda onlar dahi muhatablarımdır. Emirdağ-1 - 179
Reklam
Türkiye'de hürriyet-meşrutiyet ilânından sonra bu liberallik havası daha da artmıştı, tâ Mütareke döneminin karanlık günlerine dek. Benim ve kardeşimin adlarımız bunu simgeler. İkimiz birden doğunca sözünü ettiğim Hoca Hanım (Penbe Hanım, kimi kez de Hafız Hanım denirdi) bana Ahmet, kardeşime Mehmet adını oracıkta koymuş. Az sonra
Sayfa 33 - GİRİŞ Gençlik Yılları - Niçin ve Neyi Yazıyorum? 1Kitabı okudu
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in Vasiyeti
Merhum sevgili oğlum Adnan'ın metfun bulunduğu Kadıköy Kuşdili çayırındaki kabristanda yavrumun yanında gömülmemi diliyorum. Teyzem ve kardeşim Kadıköy'ünde sakindirler. Teyzemin adresi Mühürdar caddesinde 67 numaralı hanedir, adı İsmet Hanım'dır. Defin masrafı teyzeme tevdi buyurulmalıdır. Kabir taşım, hamiyetli Türk ve Müslüman kardeşlerim tarafından dikilmeli ve üstüne şöyle yazılmalıdır: “Millet ve memleketi uğrunda şehit olan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal'in ruhuna fatiha." Perişan zevcem Hatice'ye, yavrularım Müzehher ve Müşerref'e muavenet edilmesini, yavrularımın tahsil ve terbiyesine ihtimam buyurulmasını vatandaşlarımdan beklerim. Babam Karamürsel âşâr memuru sabıkı Arif Bey de âcizdir. Kardeşim Münir'de kimsesizdir, bunlara da muavenet olunursa memnun olurum. Türk milleti ebediyen yaşayacak, Müslümanlık asla zeval bulmayacaktır. Allah millet ve memlekete zeval vermesin, fertler ölür, millet yaşar. İnşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır."
Sayfa 335
Dikkat edin hanım kardeşlerim! Bir daha bu dünyaya gelinmeyecek , nefesler dolunca bitti. Ne kadar istiğfar etsen faydası yok.
Galiba günlerden Cumartesi idi. Bana dedi ki, (Latife) "Annemle kardeşlerim Ankara'ya geliyorlar. Biraz bizimle burada kalacaklar." Güzel güzel konuştuk. Ben yine izin istedim. Ertesi gün öğle vakti bizim eve Ağaoğlu Ahmet Bey, İzmir Mebusu Süreyya Bey ve birkaç mebus daha geldiler. Ağabeyim Burhan Belge'nin yattığı bir oda vardı. Fıs fiss hepsi kafa kafaya vermişler ben de salondayım. Yani salon dediğime bakmayın, bunlar eski Ankara'nın bağ evleri. Ne oldu beyefendiler diye sordum. Ağaoğlu Ahmet Bey, "Hanımefendi siz üzüleceksiniz ama ben söyleyeyim... Latife Hanım, Gazi Hazretlerinden ayrıldılar. Ankara'dan da ayrılıp gittiler" dedi. Bütün gün ağladım. Coli ortada dolaşıyormuş. Coli Atatürk'ün tazı köpeği. Latife Hanım şöyle bir bakmış, "Ne tuhaf Coliciğim, sen kalıyorsun burada ama ben kalamıyorum artık" demiş. Ağaoğlu bunları anlatınca daha da kötü oldum.
Sayfa 336Kitabı okudu
Reklam
Radyo konuşması 4
Aziz kardeşlerim, sözlerime, eski A.P.li arkadaşlarımı selâmlamakla başlıyorum. Benim kendilerine hiçbir kırgınlığım yok. Sözüm A.P. yöneticilerine karşıdır. Kardeşlerim: Adalet Partisi iktidara hak yolunda, halk için sloganı ile geldi. Fakat çok geçmeden soluğu kesildi. Hakkı da halkı da bıraktı. Yerli, milliyetçi fikirleri yadırgadı.
Sayfa 75
Hanım kardeşlerim, kızlarım! Ümmeti ıslah etmenin birinci yolu aileyi ıslah etmekten geçer. Aileyi islah etmenin birinci yolu ise genç kızları ıslah etmekten geçer. Çünkü dünyanın öğretmeni, kadındır. O sağ eliyle beşiği sallarken, sol eliyle de dünyayı sallıyor.
Efendi Hazretleri sohbetlerinde İslâm kadınının ideal tesettürü, çarşafa ve haremlik selamlığa büyük bir pay verirdi. Zaman zaman da şöyle derdi: "Hanım kardeşlerim! Bu millet beni iki meseleden dolayı çok tenkit etmiştir. İkisi de sizinle alâkalıdır. Birincisi çarşaf, ikincisi ise haremlik-selamlıktır."
Selahaddin Eyyubi döneminin tüccarlarından, annelerinden, âlimlerinden, işçilerinden bazı hadiseler anlatılır tarihi kaynaklarda. Derler ki: Bir anne, yavrusunu beşikte sallarken; adeta Kudüs'ün surlarını sallıyormuşcasına heybetle "Ey yavrucuğum, sen ya Kudüs'ü kurtaracak kumandan olursun, ya onun askeri, ya da onu doğuracak ve yetiştirecek anne olursun inşaallah!" diye dua edermiş. Bir tüccar, daha fazla kazanayım da Kudüs için infak edeyim; askerimiz, silahımız artsın da, Kudüs kurtulsun diye gece gündüz gayret etmekteymiş. Âlimler, yetiştirdikleri talebelerin icazetlerini verirken: "Bizler sizi burada okuttuk ve yetiştirdik. İnşaallah sizler talebelerinizi Mescid-i Aksa'nın avlusunda yetiştireceksiniz!" demekteymiş. Bir demir ustası; işlediği demire her vuruşunda "Ya Rabbi, bu yaptığım kılıç ya Kudüs'ü kurtaracak kumandanın ya da onun askerinin kılıcı olsun!" diye dua edermiş. Yediden yetmişe, topyekün hepsi Kudüs'ün özgürlüğüne kilitlenmiş. İşte böyle bir millete Allah Selahaddin'i gönderdi ve Kudüs fethedildi. Acaba biz gerçekten Kudüs'ü istiyor muyuz? Kudüs için çalışıyor muyuz? Bir an önce kurtulması için dua edip elimizden geleni ortaya koyuyor muyuz? Dilimiz Kudüs derken kalbimiz ne diyor? Kudüs'ün kurtuluşu; biz Kudüs'ü hak ettiğimiz zaman gerçekleşecektir! Haydi abilerim! Gençler! Kardeşlerim! Anneler! Hanım ablalar! Başkanlarım! Vekillerim! Komutanlarım! Haydi, Kudüs'ü hak edelim!
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Hanım Kardeşlerim, Kızlarım!
Ümmeti ıslah etmenin birinci yolu aileyi islah etmekten geçer. Aileyi ıslah etmenin birinci yolu ise genç kızları ıslah etmekten geçer. Çünkü dünyanın öğretmeni, kadındır. O sağ eliyle beşiği sallarken, sol eliyle de dünyayı sallıyor.
Hanım Kardeşlerim, Kızlarım!
Ümmeti ıslâh etmenin birinci yolu aileyi ıslâh etmektir geçer. Aileyi ıslah etmenin birinci yolu ise genç kızları ıslah etmekten geçer. Çünkü dünyanın öğretmeni kadındır. O sağ eliyle beşiği sallarken, sol eliyle de dünyayı sallar...
Edep ve iffet örneği hanım kardeşlerim! İnsanlığın en yüksek fazilete erişebilmesi edep ile mümkündür. Huzur ve güvenli yaşamanın ilk şartıdır. Bir toplumdaki insanların edepli yaşayışları o toplumda huzuru ve ahengi meydana getirir. Herkes emniyet içinde ve kardeşlik havasıyla hayatını devam ettirir. Ayrıca hizmet etme aşkı, faydalı olma şuuru yerleşir. Medenî bir yaşayış, olgun bir davranış o topluma yerleşmiş olur. Bu da nesilden nesile devam eder. Bu örnek hayat, geriden gelecek olan neslin düzenli yaşamalarının da başlangıcı olur. Edebin olmadığı toplumda huzur bulunmaz. Ahlâk kuralları uygulanmaz. Sâdi Şirâzî der ki: -"Bir kavmin içinde birisi cahillik ederse ne küçüğün şerefi kalır ne büyüğünün
Hanım kardeşlerim sonuna kadar okusun:)
1. Edep: Muhakkak ki , edep; kadın erkek her Müslüman şahsiyetin en temel hususiye­ti olmalıdır. Ama kadında bu biraz daha fazla olmalıdır. Özellikle edep içerisinde inceleyeceğimiz ve hanımların en temel özelliği olan iffet, Müslüman kadının adeta bir gerdanlığıdır. Hele iffetsiz bir dünyada ve çağda yaşamak zorunda olan biz ahir zamanın insanları olarak edep ve iffete her zamankinden daha fazla muhtacız. Bu ha­kikatten dolayı bizler Hatice validemizin hayatı ile edebi, iffeti ve hayayı yeniden ku­şanmayı ondan öğrenmeye çalışacağız
Niçin hep Bediüzzaman Said Nursi'den bahsedip onun
Risale-i Nur
Risale-i Nur
kitaplarını okuyorsunuz? Başka âlim ve başka kitap yok mu? Bu da çok güzel bir soruydu. Bütün hanımlar birbirlerine bakıp bu konuya karşı ne kadar ilgili olduklarını belli ediyorlardı. Hümeyra Hanım, önce bütün hanımları tek tek süzdü. Sonra da insanı ta derinlerden etkileyen, kibar
101 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.