Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu mesaj hastalıklı bir ilişkinin göstergesi değil midir? Eğer sevgilinizden daha fazla aşk istiyorsanız, ona rüşvet vermeniz gerekir! Bu tür mesajların sinsi etkisi, uzun vadede işe yara­masa da, insanları, ilişkilerindeki problemleri bir şeyler satın alarak çözmeye iter. Çiçekler, çikolata ve altının kaç ayar olduğu, iletişimin temelinde yatan sorunları asla çözmey­ecektir.
Pdf
Onu nedense hep öyle sarı hırkasına sarınmış hatırlıyorum. Yazık... O da bilmiyordu ki, böyle olmayı sevmiyordu, böyle hastalıklı, mutsuz, ışıksız, ama öyleydi işte n'apsın? Ve kızgındı, çünkü anlamıyordu neden böyle olduğunu, neden hep böyle kıyıda köşede, onun kendi kelimeleriyle "gölgede" kalması gerektiğini çözemiyordu. Çözüyordu aslında, seninle olmanın bedeliydi bu, sana yakın olan her şey senin gölgende yaşardı, ama sana yakın da olamıyordu ki.
Sayfa 46
Reklam
"Sevgisi bir sır ise daha çok saklamalı, yalnızca düşmanından değil, dostundan bile... Bazen bir sırrı dosta açmakta bile ihtiyatlı davranmak gerekir." "Sevgiyi sır gibi görmek hastalıklı bir düşünce sayılmaz mı?" "Hayatta dostlukların bir gün düşmanlıklara dönüştüğünü unutmamalısın yavrum! Nice dostlar vardır ki sana iyilik yaptığını zannederek düşmanlık ederler. Bazı sevgileri sırtta bir kambur gibi düşün...
Sayfa 180Kitabı okudu
Neden o zaman, söylesenize, Nastenka, neden o zaman böyle zamanlarda sıkışıyor ruh? Neden o zaman büyülü bir şekilde, beklenmedik bir hırsla nabız hızlanıyor, hayalperestin gözlerinden yaşlar boşanıyor, solgun, ıslak yanakları yanıyor ve dile gelmez bir sevinçle doluyor bütün varlığı? Neden o zaman uykusuz geceler bir an gibi, sebepsiz bir neşe ve mutlulukla geçiyor ve şafağın pembe ışığı pencereye vurduğunda ve loş odayı bizde, Petersburg’da olan türden, kararsız fantastik bir ışıkla aydınlattığında tan vakti, hayalperestimiz neden yorulmuş, tükenmiş bir halde kendini yatağa atıyor ve kendi hastalıklı, mahvolmuş ruhunun coşkularından yorulmuş ve kalbinde acı verici, tatlı bir sızıyla uykuya dalıyor? Evet, Nastenka, insan yanılır ve gerçek, hakiki bir tutkunun onun ruhunu heyecanlandırdığına inanır bilinçsizce, işe yaramaz hayallerinde canlı, ele gelir bir şeyler olduğuna inanır istemeden! Nasıl da yalan – işte, diyelim, aşk bütün tükenmez mutluluğuyla, bütün acı verici eziyetleriyle gövdesine girmiştir... Ona bakar bakmaz inanır insan!
Can YayınlarıKitabı okudu
Aşkın nasıl yakıcı, nasıl vazgeçilmez, insanı mutluluktan çıldırtan bir duygu olduğunu bilmez değilim. Ama aşk kışın açan bir güneşe benzer ya da yazın sıcağında ansızın dökülüveren tatlı sağanağa. Ne kadar delice bir güzelliğe, yaşamı soluk soluğa yaşatan bir tutkuya sahip olsa da geçicidir. Nasıl ki kışın açan güneşin ömrü kısacıksa, nasıl ki yazın yağan sağanak toprağı bile doğru dürüst ıslatmadan kesiliverirse, aşk da birdenbire bitiverir. Böylesine geçici bir duygu için tanrılarını, kralını gücendirmenin anlamı yoktur. Sen sen ol, bu hastalıklı duygudan uzak dur.
Sayfa 240Kitabı okudu
Halbuki Bihter'i sevememek, onun için telafi edilemeyecek bir zarardı; bu kadını kendi kendisine öyle leziz bir sevdanın kevserine benzetiyordu ki doyduktan sonra yine, hep içilmeye devam edilsin. Onu kaybettiği dakikadan itibaren tekrar şiddetle isteyeceğinden emindi. Behlül bu aşkta, kendi nabzı parmakları arasında, hastalıklı bir doktor gibiydi.
Sayfa 303Kitabı okudu
Reklam
Depresyondayim unutuldum aldatıldım djdjdjd
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşırı abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir "kendini referans alma"dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır. Dünyasız kalmış, Başka tarafından terk edilmiştir. Eros ve depresyon birbirlerinin karşıtıdır. Eros özneyi kendinden çıkarıp Başka'ya yönlendirir. Depresyon ise onu kendine doğru fırlatır. Bugünün narsisist performans öznesi her şeyden önce başarının peşindedir. Elde edilen başarılar, Bir'in Başka üzerinden doğru- lanmasını beraberinde getirir. Bunun sonucunda, başkalığından mahrum bırakılan Başka, Bir'i egosu içinde onaylayan ayna rüt- besine indirilir. Bu tanıma mantığı narsisist performans öznesini kendi egosu içinde kıstırır. Böylece bir başarı depresyonu gelişir. Depresif performans öznesi kendi içine çöker ve boğulur. Eros ise Başka'yı, Bir'i narsisistik cehenneminden çıkaracak başkalığı içinde deneyimlemeyi olanaklı kılar. Özgür iradeyle gerçekleşen bir kendini-menetme, kendinden-tahliye sürecini başlatır. Özgün bir güçsüzleşme, bir yandan da bir kuvvet duygusunun etkisi altına giren aşk öznesini ele geçirir. Bu duygu, her halükârda Bir'in kendi başarısı değil, Başka'nın armağanıdır.
Sayfa 11 - MetisKitabı okudu
Kelime kelime kelime... Cemiyetimizde hiç zamanımızdaki kadar hastalıklı olmuş mudur kelime? Bilmiyorum. Bildiğim; bu gün kelimenin dipsiz bir uçuruma doğru düştüğüdür. "Ölüm" gazete sütunlarında ilan olmuş, " kıyamet" oturma odalarında karı koca çatışmasıdır, "peygamber" bir masal kahramanı diye anlatılır, "kitap" raflarda bir süstür, "aşk" mini eteklerin üzerinde bir leke olmuş, "kanun" moda dergisi sanılmakta, "millet" oy sandığında kağıt tomarı, "vatan" haritada bir nokta, "aile" tek gecelik serüven olmuştur.
Sayfa 46 - İz yayınevi
Kelime kelime kelime... Cemiyetimizde hiç zamanımızdaki kadar hastalıklı olmuş mudur kelime ? Bilmiyorum. Bildiğim; bugün kelimenin dipsiz bir uçuruma doğru düştüğüdür. "Ölüm" gazete sütunlarında ilan olmuş ,"kıyamet" oturma odalarında karı koca çatışmasıdır, "peygamber" bir masal kahramanı diye anlatılır, "kitap" raflarda bir süstür, "aşk" mini eteklerin üzerinde bir leke olmuş, "kanun" moda dergisi sanılmakta, "millet" oy sandığında kâğıt tomarı, "vatan" haritada bir nokta, "aile" bir gecelik serüven olmuştur. Bir millet, bir medeniyet çökerken ilkin terimlerde başlıyor bunalım, kargaşa. Edebiyat çürüyor ilkin. Kelime öldü mü insan bir kabuktur artık ,toplum bir yığın.
Aşk nedir sorusuna bütün tabiat âleminde, hastalıklı, geçici bir hâl yahut bir cinnet halidir diye cevap verilebilir.
466 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.