Merve
@hayalperestbirrealistt
Amor Fati
Türkçe Öğretmeni
258 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Okur Takip Önerileri
Bütün çocuklar büyür, biri hariç...
J. M. Barrie 'in meşhur masalı Peter Pan. Kitap temelinde büyümek istemeyen bir çocuğu anlatıyor. Bir zamanlar hepimizde böyle bir istek olmuştur. Büyümek istememişizdir. Malasef buna engel olamadığımızın da farkındayızdır. Bir Peter Pan olamasak da içimizdeki çocuğu büyütmemekle yetiniyoruz bizlerde.
Kitap Darling ailesinin evinde başlıyor. Bir gün ailenin en büyük çoğu Wendy, Peter Pan' i yerde ağlarken görüyor ve onunla konuşmaya başlıyor. Wendy Peter'a yardım ediyor. Bunun üzerine Peter onu Hiçbiryere götürmek istiyor ve kızı kandırmak için her türlü yolu deniyor. Ve en sonunda Wendy ile birlikte evdeki diğer iki çocuğu da alarak Hiçbiryere uçuyorlar. Ve bu kısımdan sonra başlarından geçen maceralar anlatılıyor.
Malesef kitabı çok severek okudum diyemeyeceğim. Yazarın yer yer araya girmesi, kadına sinirlendiğim için söylemekten vazgeçtim gibi ifadelerin yer alması, sizce hangi hikayeyi anlatayım demesi çok keyif verici değildi. Peter Pan gibi kibirli, ukala ve bencil karakterde birini sevmek çok kolay olmadı okurken. Çok nadir yerde etkiledi beni Peter. Ayrıca kitabı öğrencilere önermenin de çok doğru olacağını sanmıyorum. Kitapta çocuklar için şeytan ifadesi yer alıyor. Annelerin koruyucu oluşları alaycı bir dille eleştiriliyor. Annelerin çok sert, katı oldukları çoğu şeyi mecbur oldukları için yaptıkları söyleniyor. Kitabın çoğu kısmında öldürmek işi keyif verici bir şekilde anlatılıyor. Açıkçası okurken hep aklımdan bunu çocuklar okumamalı, ben olsam kesinlikle çocuğuma okutmam dedim. 
Peter Pan
Stefan Zweig bu kitabında yine bizi içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Korku duygusunu okurken iliklerimize kadar hissediyoruz. Yazar o kadar güzel ele alıyor ki konuyu Zweig' e bir kere daha hayran olmamak kaçınılmaz oluyor kitabın sonunda.
Kitabımızın kahramanı bir kadın. Zengin, evli, iki çocuklu, güzel ve her istediğini hiç zorlanmadan elde etmiş, rahat bir yaşam sürmüş Irene. Bu rahat yaşamının sıradanlığında tek hissettiği eksiklik ise heyecan ve yasak bir şey yapmış olmanın verdiği haz. Kocasını sevmediği ya da piyanisti çok sevdiği için değil de eksikliğini hissettiği duyguları yakaladığı için aldatıyor kocasını. Bir süre devam eden bu yasak ilişki(aşk demek yanlış olur) bir gün apartman çıkışında bir kadının ona şantaj yapması ile son bulur. Ama her şeyin ortaya çıkacağı korkusu yaşamı ona zehir eder. Verdiği paralar ile bir kaç gününü satın alabilse de daha sonra aynı korku tekrar başlar. Irene git gide dayanamaz bir hale gelir. Bu süreçte kocasının davalar karşısında fikrini, çocuklara olan davranışlarını gözlemleyip itirafı karşısında nasıl tepki vereceğini düşünür. Kocasının tepkisinin çok büyük olmayacağına kanaat getirse de bir türlü itiraf edemez. İçten içe kendini harap eder ve daha fazla dayanamayacağı için kendini ölümün pençesine atmaya karar verir. Sonrasında ise hiç beklemedik bir sonla karşılaştırır bizi yazar.
Okuyucuyu ele alıp, sarsan bu kitapta Irene'nin yasak aşkı üzerinden anlatılan korku duygusu aslında hepimizin hissettiği korkulara ışık tutuyor. Kendi içimizdeki korkularla yüzleştiriyor. 
Korku
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,9bin okunma
