Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
#kadınaşiddet
Bu bataklığın suyu da çamuru da; -Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.- -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile -Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran, -Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir. -Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
Bugün oturdum ölümü düşündüm Yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken.
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi
Reklam
Oblomov içini çekti: - Ah! Bu hayat, dedi. - Nesi varmış bu hayatın? - İnsana rahat vermiyor. Başını derde sokuyor. Ne olur, şöyle bir yatıp uyuyabilsem... Hiç kalkmadan...
En zavallı kelime vazgeçmektir, kazanmayı umut etmeyen çoktan kaybetmiştir
-Işığı görmeyi bilenler için, hayat her zaman gülümsemeye hazırdır.- -Gerçek karanlık, dışınızdaki ışıksızlık değil, içinizdeki umutsuzluktur.- -Umut: ışıksız kaldığında, ben bu karanlıktan mutlaka kurtulacam, bir elimde ayı diğerinde güneşi tutacam diyebilmektir.- -düştüğünüz yerden kalkmışsanız, kırıldığınız yerden çiçek açmışsanız; -yılmamayı, yitmemeyi, çabalamayı öğrenmiş, karanlıktan aydınlığa çıkmışsınız demektir. -Keyif, yaşamı ıskalamamanın ödülüdür.-
İntihar
bu dünyada acı çekmeyi bir türlü beceremedim. belki yaşarken yüzüme gülmeyen hayat, ölünce güler dedim. ben de intihar** edip yeryüzüne si*tir çeken şairlerden olmak istedim, fakat dö*üm yemedi, intihar dersinden sınıfta kaldım.
Bir travmadır çocuk kalmış kalpler için büyümek
Küçüktük...; Mucizelere dil çıkaran, bir varmış bir yokmuşlarla büyütülmüş hayat dolu çocuklardık. Elma şekerine, tavşan balona, pamuk helvaya havalara uçardık, Saklambaç oynardık, ip atlardık, seksekle zıp zıp zıplardık. Çocuk öldürmez tahta silahlarımız, füzeden hızlı sapan taşlarımız, bomba sesinden korkmaz kağıt kuşlarımız vardı. Düşünmezdik bu dünyanın kara yüzünü, tüm kötülüklere inat içimiz dışımız bahardı. Minicik yüreklerimize, kocaman dünyaya yetecek kadar sevgi sığardı. Büyüdük...; Ne sihirli güçlerimiz, ne çocuksu düşlerimiz, ne de yürekten gülüşlerimiz kaldı. Nereden bilecektik, büyüyünce hayatın bizi sobeleyeceğini, Su katılmamış acılarla canımızı yakacağını, büyüdükçe mutlu günleri elimizden alacağını. -Gözleri buğulu, saçları yağmurlu kızım, ne olur büyütme çocuk yanını...!-
Reklam
"Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir."
Biliyorsun. Hala birine aşık olabilirim. Sana hiç benzemeyen çocuklarım olur. Adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım. Hayalimdeki yüzünü eskitir zaman. Biliyorsun. Herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında... Babanın cüzdanından yürüttüğün paralar gibidir bazı şeyler, belli oluncaya kadar devam edilir. Biliyorsun. Unutabilirim. Zaten ben kimleri unuttum. Onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin. Tozlanırsın. Üzerin örtülür. Biliyorsun. Seni sevdim. Bir gün kör olsaydın da severdim. Ellerin olmasaydı mesela. Ellerin olmasaydı sen bile kendini sevmezdin oysa. Biliyorsun. Kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta. Hala seni bana unutturacak insanlar tanıyabilirim. Başka bir ses kazınır kulaklarıma. Biliyorsun. Herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi var aslında. Oysa ölene kadar sevebilirdim seni eğer biraz yardım etseydin bana.
Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Sayfa 13 - can yayınları (çocuk)Kitabı okudu
Aman Tanrım! Ha­yat niçin bu kadar zor, bu kadar acı?
Abutalip KuttubayevKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.