Yoksulluk ancak iktisadi değildir. Sevginin, ilginin, ailenin, aidiyet hissedilebilecek bir kültürün, ülkenin, dini bir inanışın,... yoksunluğundan da ileri gelir. Ve onca yoksulluk varken, kendi kimliğini yaşayamayan hep korku içerisindeki Madam Rosa, fahişelerin çocuklarına ya da gayrimeşru çocuklara kendi kimliklerinde yaşamalarına ön ayak olduğu bir hayat sunuyor ve bu onların aileleriyle aralarındaki hizmet sözleşmesine dayanıyor. Ancak Momo ile ilişkisi maddiyatı aşarak manevi bir bağlılığa dönüşüyor. Demagojiye yer vermeyen, son derece zor meseleleri muzip bir dille anlatan Momo'nun bakış açısından görmek son derece etkileyiciydi.