Gâyesi bilinmez mukadderâtın
Ölümdür en büyük sırrı hayâtın!
Düşün yaşamaktan maksadın nedir?
Bu âlem bir geniş, açık sahnedir,
Herkesi dünyaya kadar sevk eder
Her gelen rolünü oynayıp gider.
Bir roman veya film kahramanı boş bir hayalin peşinde koştuğunda ya da Othello’da olduğu gibi asılsız bir haberin peşine takılıp ahmak durumuna düştüğünde eleştirmemiz ne kadar kolaydır değil mi?
Bugün sadece Fahim Bey’den bahsederek sizin rahatınızı kaçırmadan bir şeyler yazılabilirdi. Türk klasikleri arasında sayılan birçok kitapta gördüğümüz
Insanoğlunun cevap aradığı en mühim soru, "Ben kimim?" ve "Ölüm nedir?" sorusudur. Bütün hayat, bu sırrı kurcalamak ve bunu düşünerek yaşamakla ilişkili... İnsanoğlu bilerek yahut bilmeyerek bu sırrın peşinde... Bu hal, vasat insanda bir ruh istırabı doğurmaz ve arayışını manzumeleştirme ihtiyacı oluşturmazken, ilim ve hikmet sahiplerini en üst seviyeden fikir çilesine muhatap kılar. Arayış, sağlıklı bir şekilde örgüleştikçe hayret makamı belirir ve perdeler birbiri ardınca sakladığını göstermeye başlar. Mirzabeyoğlu, bu keyfiyette bir yaşam örgüsünün sahibi olarak "Ben kimim?" ve "Ölüm nedir?" sorularını başa alır ve bunun üzerinden hayatını anlamaya ve kimliğini izhar etmeye çalışır:
"'Ben'... Bütün hayat, bu soruya cevap vermek üzere yaşadığımız hadiseler dizisinden ibaret!.. 'Ben kimim?' ve 'ölüm nedir?' sorusunun bitişikliği üzerinde, nevî şahsıma mahsus bir nefs murakabesi... Hayat ve ölüm... Alındığı yere nisbetle, meçhul bir malum veya malum bir meçhul... Bütün dava, hayatın gayesi, malumu meçhullükten kurtarmak ve meçhulü malûm kılmak!.." *
.
Kitap mutluluğu kapağa taşısa da okuyucuya her şeyden önce hayatın amacını sorgulatmayı hedefliyor.
Emeklilik nedir bilmeyen Japonların yaşlılık politikaları ve beslenme biçimleri ayrıntılı biçimde kitapta yer alıyor.
.
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
“Bu kitap daha önce hakkımda yazılanların tümünün hilafına benim söylediklerimin bir şeye taalluk ettiğini gösteriyor”
İsmet Özel
***
İlk kez İsmet Özel okuyanları ikiye ayırabiliriz. Onu okumaya denemeleriyle, düz yazılarıyla (nesri) başlayanlar ilk grubu oluştursun. Bu gruptakiler önlerine çıkan devrik cümlelerin, soru sorup kafa kurcalayan
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
“ Deniz kenarında ıssız bir gece... Bir genç adam duruyor.Bağrında üzüntüler, başında şüphe... Gamlı dudaklarla dalgalara soruyor: çözün bana ne olur hayatın sırrını..
Azap veren bu çok eski sırrı …söyleyin,nedir insan?
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Hayatın tam merkezinde yer alan iki unsur suç ve ceza; hayatı şekillendiren ve hiçbir ideolojinin, inancın değinmeyi ihmal etmediği bu iki unsur üzerine yazılan, çizilen her şey dikkate değer olmalıdır. Edebiyat dünyasının dehası olarak görülen bir yazar çıkıp bu derece önemli bu konuya ilgi duyup, değerlendiriyorsa, bu her okur için bir
KANSER HASTASI BİR GENCİN DİLiNDEN DÖKÜLENLER.
BU İLETİYİ GÖRÜPDE OKUMAK İSTEMEYEN OLAÇAK TIR RİCA EDİYORUM OKUYUN... cümleler bir birini kovalarken neden susma gereği duyuyoruz nedir içimiz de olan biten avazımız cıkana kadar bağırmak konuşmak söylemek varken neden iç sesisimiz konuşuyor neden dışarıya vurmuyoruz bazı şeyleri yada
Nübüvvetin ilk muhatapları kelime-i tevhidi dillendirdikleri zaman, bir anda hayatlarında köklü değişiklikler oluyordu. Neden mi? Çünkü bu kelime-i tayyibenin; hayatın içerisinde üç temel alanı vardı. Neydi bunlar?
1- Ulûhiyette tevhid
2- Rububiyette tevhid
3- Ubudiyette tevhid
Bu üç temel alanın açılımı nedir?
1- Allah'tan başka ilah yoktur.
2- Allah’tan başka Rab, terbiye eden, gözeten, kanun Royan, hükümranlık hakkı olan yoktur. 3- Allah’tan başka ibadet edilecek makam yoktur.
Sıralamada böyledir biliyor musunuz? Ulûhiyette tevhid olmadan, Rububiyyette tevhid tam anlamıyla olmuyor. Rububiyette tevhid olmadan da “iyyake nabudü ve iyyake nestaîn/Yalnız sana ibadet eder ve yalnızca senden yardım isteriz" sırrı oluşmuyor.
Nedir şu koskoca kainatın sırrı? Böylesine mükemmel bir nizamı niçin habire bozmaya çabalıyor insanlar? Bu derece ikiyüzlü, haksız, düşkünün halinden anlamaz oluyorlar? Hayatın akışı içinde, yaşadığım olaylar niçin beni de bu tip bir insan olmaya yöneltiyor? Kötü bir karakter sahibi yapıyor? Olması gereken bu mu yoksa? Ağır bir imtihan mı hayat? Böylesine zor şartlar altında mı dürüstlüğü ölçülüyor insanın? Kim dürüst ki? Her fert, saf mı saf, doğru mu doğru bir vatandaş olarak görüyor kendini, ama aslında, yaşadığı yanlışı doğru olarak gösterebilmenin kavgasını veriyor.
....
Sen uzaklara bürünen
Güzün yaslı evladı ey
Dilimde senin için bir şimşeğin kavı
Senin için terkisinde kan taşıyan rüzgar
Hançer sesli karanlık
Göğsümde güneşten bir çarpıntıdır
Tunç bir nehri çağırışım senin için
Yağmurdaki azamet
İçinin buzları erisin için erisin için
Bir atın şakaklarına oyulan keder
Yırtıcı bir bahar hazırlığı senin
İnsan aşk için neler yapabilir?
Bir insan bilgiye ulaşmak için ne kadar çaba harcayabilir?
Herkes sana "yapamazsın" dese de kendine inanarak devam edebilmenin sırrı nedir?
İşte tüm bu soruların cevabı iki kelime de özetlenebilir: "Martin Eden"
Jack London'ın yaşadığı dönemde bugün olduğu gibi sanat, edebiyat ve kitaplar