Askeri Tıp
Askeri tıbbın gelişimi savaşların sayısı, orduların mevcudu ve ateşli silahların kullanımındaki artışa kıyasla çok geride kalmıştı. Yaralıların büyük bir kısmının enfeksiyondan ölmesi yüzünden hekimler çok sayıda ve bazıları yaranın kendisinden bile daha tehlikeli tedavi usulleri geliştirdiler. Dönemin doktorları pek çok cerrahi alet ve ravent, palmiye suyu, sandal ağacı tozu gibi şeylerin yanı sıra, tehlikeli ya da sıradışı olan mumya tozu, engerek yağı, kulağakaçan böceği, insan ve köpek yağı, dışkı, yengeç gözü, cıva ve afyon gibi maddeleri de kullanırlardı. Hacamat (kan akıtma), yarayı temizleme ve lavman sık kullanılan tedavi şekilleriydi. Yaraların tedavisinde cerrahi müdahaleye sıkça başvurulurdu; Ambro ise Pare'nin kan damarlarını bağlama tekniği bu dönemde unutulmuş gibiydi. Sivil müteahhitler ya da dini tarikatlar tarafından işletilen hastanelerde hastalar ilkel koşullarda tedavi edilirdi.
Sayfa 358Kitabı okudu
Doktor, Tabip ve Atasagun
Doktor; öğreten demek. Akademide bir unvan olarak kullanılması da bu yüzden. Latince docere sözcüğünden gelen doktor, sonradan hekimler için de kullanılmış Arapçadan gelen hekim ise bilge, filozof demek. Tabip de Arapça ve tıp ilmiyle uğraşanlara deniyor. Türklerde ise atasagun vardı. Atasagun hem bilen hem de saygın kişiydi. İnsanların bedeni kadar ruhunu da iyileştirirdi. Bir de otacı var. İsimler değişse de görevler hep aynıydı: Yaraları sarmak.
Sayfa 23 - İzdiham Dergisi - Erhan İdizKitabı okudu
Reklam
“Musa: Yâ Rabbi! Hastalık kimdendir, şifâ kimdendir? diye sordu. Hak Teâlâ ona şöyle buyurdu: İkisi de bendendir! Musa yine sordu: O halde hekimler ne yaparlar? Hak Teâlâ da: Hekimler, benim rızkımı yerler ve kullarıma teselli verirler! diye buyurdu.”
Sizin o yüksek bilginiz hep hikaye, Ey pek kibirli, fakat akılsız hekimler. O cafcaflı Latince sözlerinizle iyileştiremezsiniz Beni umutsuzluğa gark eden acıyı; Zira sizin o yüksek bilginiz hep hikaye.
' “Onlar da, dedi, sizin gibi merak etmişler neden öldüğümü de buraya ondan getirdiler. Hekimler bedenimi parçalayıp neden öldüğümü anlayacaklar. Çok meraklı insanlar, neden, nasıl yaşadığımı merak etmemişler de, neden öldüğüm devlete pek gerekliymiş..." '
Nesin Yayınları pdfKitabı okudu
Mikrop Teorisi
Yüzyıllar boyunca hastalıkların nedenleri pek çok farklı şekilde açıklandı. İlkel uygarlıklar bunu iblisler tarafından ele geçirilmeye bağladı. Evrenin tamamen ateş, hava, su ve topraktan oluştuğuna inanılan Antik Yunan'da, bunlara karşılık gelen dört sıvı veya "mizaç"taki dengesizlik hastalıkların nedeni olarak görülüyordu. Romalı hekimler ise hastalığı miazma veya "kötü hava" ile yayılan bir şey olarak tanımladılar. Miazma, 19. yüzyıla kadar en geçerli teori olarak kaldı. 1854'te John Snow, koleranın kirli suyla bağlantılı olduğuna dair kesin kanıtlar sundu. Birkaç yıl sonra Louis Pasteur, çıplak gözle görülemeyen ama hemen hemen her yerde bulunan mikroorganizmaların gıdaların bozulmasına ve bulaşıcı hastalıklara nasıl sebep olduğunu gösteren bir dizi deney gerçekleştirdi. Mikropların keşfedilmesi, tıp mesleğinde ve toplumun genelinde hijyenin rolü bakımından bir devrim yarattı. Sonraki onlarca yılda cerrahide aseptik (mikropsuz) koşullar sağlandı, ayrıca antiseptikler ve antibiyotikler geliştirildi.
Sayfa 366 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.