Kemal Özer' le ilk organ nakli ile ilgili bir video ile tanıştım. Sonra kitabını bir arkadaş da görünce okumalıyım dedim ve hemen alıp okumaya başladım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitap benim kitaplığımın en nadide parçalarından, sağlıkla da alakalı ilk kitabı aynı zamanda. Kitap neyden bahsediyor kısaca değinelim; kitap tayyib kelimesi
“Nasıl helalin olmayan biriyle herhangi bir münasebet iffeti gideriyorsa kalbe de Allah’tan başkası helal değildir.O ’dan gayrı oraya her ne girerse kalbin iffete gider.”
Cenab-ı Hakk'ın bir güzel emaneti ve hediyesi olan çocukların eğitimi oldukça önemlidir.
Çocukların öncelikli hedef olarak hem dünya hem de ahiret hayatlarını tehlikelerden korumak ve çocukların maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermek anne ve babaların en önemli vazifelerindendir.
Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi'nin ''Bir çocuk,
Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.”1
İman, insana verilen çok büyük bir nimettir. Verilen bu nimete karşı kulun şükretmesi ve de bu nimeti muhafaza etmesi gerekir. Nasıl ki sağlık bir nimettir, muhafaza edilmediğinde sahibini terk
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış.
olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyormuş.
Durumu Hacı Bektaş Veli 'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi Dergahına gider ve aynı
durumu Mevlana 'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler. Mevlana 'ya bunun sebebini sorar. Mevlana şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir, öyle her leşe konmaz, o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergahı'na gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı
Bektaş Veli'ye sorar. Hacı Bektaş da şöyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü
kirlenmez, bundan dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir der.
Olağanüstü Bir Gece-Stefan Zweig
Bir insanın hayatının değişimi 6 saat içinde olur mu hiç demeyin.. oluyormuş. Yazar hikayeye başlarken daha ilk sayfalarda çok güzel bir felsefi olaya Herakleitos’un bir nehirde iki defa yıkanılmaz düşüncesini andırır bir girişle başlaması ilgimi bir hayli fazla çekti ve düşüncesi yüzümde hoş bir gülümseme yarattı
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Ebu Suud ve Aleviler ile ilgili fetvası:
Bu "nur yüzlü, vakur, muhteşem" ve "devletine layık Şeyhülislam" Ebu Suud, Kızılbaşlar için "canları, malları, namusları
size helaldir" biçiminde fetvalar vermiş ve Alevi katliamlarının yolunu açmıştır. İşte onlara bir örnek:
"SORU: Kızılbaş topluluğunun, dine göre
Sabah akşam haram'a bakan, haram'ı dinleyen, helal haram hassasiyetine riayet etmeyen, insanlarımızın işlerini kolaylaştırmayıp zorlaştıran, usandırıp sevdirmeyen, içten değil gösteriş olsun diye yapan bir toplum olduğumuz müddetçe bu toplumun iflah olmasını beklemek mümkün değildir.
Eğer temiz bir gönül dünyamızın olmasını istiyorsak, ilk önce gönlümüze akan necasetleri engellememiz gerekiyor. Yoksa gönül havuzumun temiz ve pak kalması düşünülemez..
Daima suda yaşayan, suda barınan=teayyüş eden hayvanlardan her nevi balık etleri yiyilebilir, helaldir. Kalkan balığı, sazan, balığı, yunus balığı, yılan balığı bu kısımdandır. Fakat diğer su hayvanları pis yaratıklardan sayılır. Yiyilmeleri caiz olmaz. Mesela yengeçler, midyeler, istiridyeler, ıstakozlar helal değildir, etleri yiyilemez.
Aynı şekilde deniz insanı, deniz aygırı, deniz domuzu gibi, balık suretinde bulunmayan deniz hayvanlarının yiyilmeleri helal olmadığı gibi avlanılmaları da helal görülmemektedir...
Bugün bazı Müslimler, samimi oldukları arkadaşlarının parasını, kimliğini, cüzdanını, telefonunu ve benzeri eşyalarını saklıyor, bir metasını kaybederek onun endişeye kapılmasına neden oluyorlar. Veya arabayı üzerine sürüyor, polis numarası yapıyor, yüksekten düşürecekmiş gibi iteliyor, ansızın ışıkları söndürüyor ve buna benzer bir takım şakalarla kardeşlerini korkutuyorlar. Bunlar asla bir Müslim'in yapacağı işlerden değildir. Islam'ın bizler için öngördüğü mizah anlayışıyla bağdaşmaz. Bir Müslim'in -nefsine hoş gelse bile bu tarz şakalar yaparak kardeşlerini korku ve endişeye sevk etmesi helal olmaz. Edep sahibi Müslimlerin bu tarz şakalaşmalardan uzak durmaları gerekmektedir.
Dünya Ahiretin Tarlasıdır
Şöyle etrafımıza bir bakalım. Olup bitenleri, yazılıp çizilenleri, söylenilenleri dikkatlice inceleyecek olursak ne göreceğiz. Bir curcuna, bir patirti, bir gürültü, bir kaos. Sevgi, saygı, edep, incelik, zarâfet, şefkat, merhamet artık bir süre sonra sözlüklerde bile zor rastlanacak kavramlar. Genel havaya egemen olan
Ebul Vefa b. Akil el Hanbelî el Bağdadi'nin tercüme-i hali kaynaklarda şöyle geçmektedir:
İslâm ulemasının önde gelen fıkıh, usul, kıraat ve kelam âlimidir. Dünyanın en faziletlileri ve beni âdemin en zekilerindendir. 431 de doğdu ve 513 senesinde vefat etti. Kendisi şöyle der:
"Dilimin, ilim müzakeresinden, gözümün, kitap mütalaasından bir saat bile uzak kalması ömrümün zayi olması demektir ve bana bu helal değildir. Şöyle dinlenmek için uzandığımda aklıma yazdığım şeyler gelir ve hemen doğrulurum. Seksen yaşımdaki ilim hırsımı, yirmi yaşımdakinden daha fazla buluyorum. Kitap okumaya ve yazı yazmaya daha çok vakit kalsın diye yemek yemeye oldukça az vakit ayırırım. Hatta kek yemeyi veya ekmekle su yudumlamayı tercih ederim. Bütün âlimler, vaktin en değerli nimet olduğunda birleşmişlerdir. Zaman, fırsatların yakalandığı bir hazinedir. Yapılacak şeyler çok, zaman ise çok kısıtlıdır."