Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayasızlık ve iffetsizlik denizinde yüzenlerin, temiz eş istemeye hakları var mıdır? Önce onlar temizlenmeli, önce onlar yaptıkları çirkin işlerden yüz çevirmeli ki Allah(cc) onlara temiz eşleri, helal süt emmiş eşleri nasip etsin.
Müminin aldanması
İnananlardan günah işleyenlerin aldanmaları şu sözlerinde kendini gösterir: "Allah, bağışlayıcı ve merhametlidir; biz O'nun affını ümit ediyoruz." Böyle söyleyip buna güvenir ve amelleri ihmal ederler. Gerçi dinde bu anlayış "ümit" açısından övülen bir düşüncedir. Allah'ın rahmeti elbette geniş, nimeti çok kapsayıcı
Reklam
B. Şarkı Seven bir erkeğin sınırı peçesine bürünmüş bir eş, örtüsü içinde bir kız çocuk ve helal et. Otel, lokanta, kahve, kabristan. Çelişki varsa sadece bir elma ile İbn Rüşd arasında var. Ey altında arzın bağrının patladığı sofra, balığın karnından şimdi çıkan bir kaşığın açlığıyla kıvran, istersen mürekkep açlığıyla, bu meleklere özgü bir bataklık. Renklerle tatmin ediyorsun tarihi. Asanın yılana dönüştüğü bir tablo çiziyorsun. Arasından başıboşlar geçsinler diye uyluklarını açan bir deniz. Nuh'unu tufanını ve gemisini konuk eden bir dağ. Bütün renkleri buyruğuna alsa da herhangi bir tabloya sığmayacak bir korku. Açlıktan kıvran ey sofra. Açlıktan kıvran.
Sayfa 34 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Allah Teâlâ'ya iltica etmeye, sığınmaya devam etmek, O'nu zikretmekten ve kitabı Kur'ân-ı Kerim'i okumaktan ayrılmamaktır. Yiyeceği rızkı araştırıp dikkat etmek, helâl...
Sayfa 39
Muhammed b. Ahmed b. Hamdan'dan, Muhammed b. Ishak Sekafi'nin lbn Ebü'd-Dünya'dan dinleyip kendisine naklettiği şu sözü işittim: "Hikmet sahibi bazı kimseler şöyle der: Sende kusurlar bulunduğu sürece iyi olacağını, (manevi hastalıklardan) şıfa bulacağını sanma. Günah işlemeye devam ettiğin müddetçe de kurtuluşa ereceğini bekleme." Tedavisi: Bu hâletten kurtuluşun tedavisi, Seri-i Sakati'nin [kuddise sirruhu] tavsiyesiyesiyle şöyledir: "Mevlâ'nin bildirdiği hidayet yolundan gitmek, helal yemek, tam takva sahibi olmaktır."
Sayfa 36 - takva; Allah'tan gereği gibi korkarak O'na karşı gelmekten sakınmak, günahlardan ve şüpheli şeylerden kendini muhafaza etmektir.
Boşama helal olmakla beraber, "Allah katında helallerin en çirkinidir" ve en son başvurulacak bir çaredir. "Allah sık sık eş değiştiren çeşnici erkeklere ve çeşnici kadınlara lanet eder".
Sayfa 614Kitabı okudu
Reklam
Müntahabat-ı Eş'ar
Hak seni milletin ihyâsına etmiş meb’ûs Dehenin mûcize-gûdur sühânın sihr-i helâl
Ebû Mûsâ el-Eş'ari'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir: İpek giymek ve altın kullanmak ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal kılındı. (1720 Tirmizi, Libas, 1)
eş-Şeyh Nîsâbûrî, el-Letâif adlı kitabında temizliğin faydalarını şöyle sıralamaktadır: Kalbin (fuâd) temizliği, onun Allah'tan başkasından yüz çevirmesidir. Sırrın temizliği, müşâhededir. Gönlün temizliği recâ ve kanâattır. Rûhun temizliği hayâ ve heybettir. Karnın temizliği; helal yemek, haram ve şüpheli yiyeceklerden sakınmaktır. Bedenin temizliği, şehvetleri terk etmek ve pislikleri gidermektir. Ellerin temizliği, vera (haram ve şüpheli şeyleri terk etmek) ve çalışmaktır. Dilin temizliği zikir ve istiğfardır.
Sayfa 458 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Allah Korkusu
EY İMAN edenler! Allah'tan korkunuz ve O'na itaat ediniz ve herkes yarın (ahiret) için ne hazırladığına baksın Allah'tan korkunuz, çünkü O, yaptığınız her hareketten haberdardır." (Haşir suresi, 59:18) ALLAH KORKUSUNUN YEDİ ALAMETİ Ebu Leys es-Semerkandî der ki: Allah korkusunun yedi alameti vardır: Birincisi; dilde görünür.
Reklam
Ebü'l - Abbas Sehl İbni Sa'd es-Saidi (r.a) söylediğine göre, Peygamber (sav)'me bir adam geldi ve : "Ya Rasulallah, bana yaptığım zaman hem Allah'ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle dedi. Bunun üzerine Resu'l-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu : "Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sevsin. Halkın elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sevsin." Hadisten çıkarttıklarımız : 1. Allah'ın sevgisini elde etmek, bir mü'minin dünyadaki en büyük arzusu olmalıdır. 2. Allah'ın sevgisini elde etmenin başta gelen şartlarından biri zühd* hayatını benimsemektir. *zühd : Dünya sevgisi, bütün kötülüklerin başıdır. Zühd ise dünyada nefsin hoşuna gidecek birtakım işleri yapmaya gücü yetmesine rağmen, ahireti düşünerek Allah'ın azabından korkup cenneti umarak Cenab-ı Hak dışındaki her şeyden gönlü arındırmak nefsin isteklerine gem vurmaktır. 3. Zühd, dünyadan tamamen el etek çekmek değil, dünya sevgisini Allah sevgisinin üzerine çıkarmamaktan ibarettir. 4. İnsanların sevgisine layık olmanın yolu, onların elinde bulunan dünyalıklara göz dikmemek, onlara karşı ihtiras ve haset sahibi olmamaktır. 5. İnsan, dünyada helal rızık kazanmaya çalışmalı ve bütün gayretini sarfettikten sonra Allah'ın verdiğine razı olup kanaat etmelidir. 6. Gerçek mü'minlerin özelliği, haramlardan sakınmak, şüphelilerden uzak durmak, Allah'ın verdiğine şükretmektir.
Sayfa 258
Bu din, Helal ve haram kılma yetkisinin Allah'a ait olduğu hakikatini yerleştiriyor. Çünkü bu ikisi, ilah olmanın en başta gelen özelliklerindendir. Allah'tan bir güç olmadıkça helal ve haram kılma yetkisi kimseye verilmemiştir. İnsanlar için helal ve haram tayin eden yüce Allah'tır. Ondan başka hiç kimsenin böyle bir yetkisi yoktur. Hiç kimsenin böyle bir hak iddia etmesi düşünülemez. Çünkü bu iddia ilahlık iddiasıyla eş anlamlıdır.
"Her kim ramazânı sessizlik ve sakinlik içerisinde (kavga-gürültü yapmadan, huzur üzere) tutar, Allâh-u Teâlâ'yı zikreder, O'nun helâllerini helâl, haramlarını haram kabul eder, bir de o ayda hiçbir büyük günah işlemezse mutlaka ramazan çıkarken o, tüm günahları bağışlanmış olarak ayrılır." (Ebu'l-Leys es-Semerkandi, Tenbihü'l-ğáfilin, sh:266)
Kapitalizmin küresel çapta da, aile ölçeğinde de, bireysel alanda da bariz olarak hüküm sürdüğü bu zamanda, hassasiyet sahibi Müslümanların yüzleştiği en büyük mesele sekülerleşme'dir. Haram-helal denkleminin yerine, en kârlı olanın meșru sayıldığı, kaynağı ve usulü sorgulanmaksızın elde edilen her türlü kazancın mubah görüldüğü, erdemin, tevazuun sözde kaldığı, değerleri piyasanın belirlediği hayat, seküler hayattır. Seküler hayat, eş zamanlı olarak seküler bir ahlak, seküler bir siyaset, seküler bir din tasavvurunu da beraberinde getirmektedir. Öyle ki, ubudiyetin en kapsamlı şekilde yaşanması gereken Ramazanlar bile bu sekülerleşmeden nasibini almakta, kişi başına düșen tüketim miktarı had safhaya ulaşmaktadır. Sekülerleşme başkaca isimler ve biçimler altında her dönem var olmuştur, olacaktır. Ancak mesele, seküler hayat tarzının günümüzde hiçbir alternatif bırakmayacak derecede yaygınlaşması, Müslüman hayatının en mahrem alanlarına kadar sızması, buna mukabil asgari eleştiri ve tashih anlayışının yerini, her şeyin normal karşılandığı izafi, kaygan, belirsiz bir ortama bırakmasıdır.
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ. "Ey Rabbimiz! Bize dünyâda (nimet, âfiyet, yeterli ve helâl rızık, sâliha bir eş, hayırlı evlat, sağlıklı yaşam, Kur'ân anlayışı, iyilerle beraberlik, insanlar tarafından güzel övgülere mazhar olmak, ilim ve ibadet gibi) güzel şeyler ver. Ahirette de (kabirden müjdeyle kalkmak, kötü muhasebeden kurtuluş, mahşerin şiddetlerinden selamet, cennete azapsız giriş ve Allah-u Teâlânın rızasına ermek ve cemålini görmek gibi) güzel şeyler ver ve bizi (afv-u mağfiret buyurarak) o (cehennem) ateşin(in) azabından (ve o azába götürecek günahlardan) koru!"
396 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.